GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
28 Nisan 2010 Çarşamba

Eşref-i mahlûkat!

Neyse ki derin bir oh çektik sonunda.
Kente korku salan ’‘katil’’ yakalandı. ’¶
İlk belirtiler 27 yaşındaki katilin psikolojik sorunlu olduğu yönünde’…
Normal olması zaten beklenmiyordu ya’…
İzmir ve Muğla emniyetini kutluyorum.
Vali Cahit Kıraç’’a yönelik dün kaleme aldığım sözleri ise geri alıyorum. Çünkü hem Vali Kıraç’’ın hem de Emniyet Teşkilatı’’nın taktiksel bir süreç izlediği, belirsizlik açıklamasının  bilinçli yapıldığı anlaşıldı.
Belirsiz bir açıklama, yanlış robot resimle katilin saklanması engellendi.
 
İzmir’’in özgür kadınları sokaklarını geri aldı. Özgürlüğüne kavuştu.
Benzer bir psikopat katilimiz daha olana dek tabi ki’…
’‘Umarım olmaz’’ desem de içimden, olacağını biliyorum/görüyorum.
Çünkü Türkiye’’de normal şeyler yaşanmıyor uzun süredir.
Bir yanda seri katiller, bir yanda birbiriyle yarışan sapkınlıklar.
Geçen yıl Ankara’’da bir grup madde bağımlısının pompalı tüfekle yollarına çıkanı öldürdüğünü unutmadık.
Ya Siirt’’in Bilge Köyü’’ndeki toplu katliamı’…?
Öz kızına tecavüz eden baba mı ararsınız, bebeklere tecavüz edip dereye atan ilköğretim çağındaki çocuk mu?
80’’ine merdiven dayamışların küçük yaştaki kızları tacizini mi yoksa annesinin boğazını kesen üniversite öğrencisi mi?
Bize neler oluyor dedirtecek, tüyler ürpertici gelişmelere şahit oluyoruz gün be gün.
Gerçekten bize neler oldu?
Sapkınlığın bini bin para’…
İzmir’’de 14 aylık bebeğe tecavüz edildi geçtiğimiz yıllarda.
Hem de annesinin kontrolünde’…
Planlı cinayetler konusunda dünya elimize su dökemiyor artık.  
Cem Garipoğlu/Münevver olayı mesela’…
Genç bir kız, boğazı, organları testere ile kesilip, çamaşır gibi bavula konulduktan sonra çöp konteynırına atıldı genç bir adam tarafından.
Nasıl yaptı?
Aklımız almadı/almıyor/almayacak.  
Bize neler oldu, neler oluyor? diye sorup duruyorum/duruyoruz uzun zamandır.  
Niye/nasıl/niçin/neden düştük bu hallere’…?
Sorumlu arıyorsam da bulamıyorum.
Sistem mi, modernite mi, ekonomik kriz mi, ahlaki dejenerasyon mu, kültürel yozlaşma mı, sağ mı, sol mu, hükümetler mi, eğitim sistemi mi, diziler mi, medya mı, ne’…?
Yoksa dünyanın sonu mu?
**
Kutsal kitabımız Kur’’anda insan şöyle tarif ediliyor.
Meleklerden üstün, hayvanlardan aşağı’…
İnsan isterse ikisi de olabilirmiş, kutsal kitaba göre.
Günahsız dahası nefissiz yaratılan meleklerden üstün.
İçgüdüleri ya da genetik kodlarla hayata tutunan hayvanlardan aşağı’…
İşte seri katil’…
Ya da iki gün önceki Edirne’’deki sapıklık abidesi baba’…
Siirt’’teki iğrenç tecavüzün failleri’…
Ya da diğerleri’…
Bunları ’‘insan’’ diye tanımlayabilir miyiz?
Tanımladık diyelim’…
İnsanlığımızdan utanmaz hatta iğrenmez miyiz?
**
Tanımlayamadık diyelim’…
Hangi hayvana benzeteceğiz o zaman?
Soruyorum hangi hayvana’…?
Afrika’’nın en vahşi kedilerine mi?
Dünyanın en zehirli yılanına, en yırtıcı köpek balığına mı?
Ya da eşek arısı, boz ayı, karafatma, kokarca, çöl çekirgesi, karga’…?
Olmuyor demi’…
Böyle bir iğrençliği hiçbirine yakıştıramıyoruz.
İşte o zaman tek bir şey var söylenecek’…
İnsan işte’…
İsterse eşref-i mahlûkat,
İsterse en şerefsiz mahlukat’…!