GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
24 Nisan 2010 Cumartesi

Kurultay

CHP’’de 23’–24 Mayıs’’ta yapılacak olan 33. Olağan Kurultay’’ın heyecanı yaşanıyor.
Parti kademeleri, doğrudan ya da dolaylı olarak kurultay beklentilerini sıralıyor.
Üzerinde durulan en önemli beklenti ’‘değişim’’.’¶
Kemal Kılıçdaroğlu aylardır satır aralarından bir şeyler anlatmaya çalışıyor.
Muharrem İnce de öyle’…
Bu ikili partinin halkçı kanadını temsil ediyor bana göre.
Mütevazilikleri ve dobralıklarıyla’…
Sokağın dilini konuşup ve de bu nedenle de seviliyorlar.
*
Tabi ki 18 yıllık Genel Başkan’’ı kast etmiyor kimse ’‘değişim’’ derken.
Ya da edemiyor. Maça sorunu var maça!
Onun yerine ikinci adama takmışlar kafayı.
Önder Sav gitsin.
Genelde böyledir ama’…
Belediye başkanını eleştiremeyen gazeteci, en yakın bürokratına vurur.
Başbakan’’ı incitmekten korkanlar, danışmanını hedef alır.
Amaçları birinci adamı yıkmaktır. Maça sıktığından ikinci, üçüncü adamı harcayıp birinci adamı güçsüzleştirme yöntemi denenir genelde.
’‘Atatürk iyi adamdı ama İsmet Paşa yok mu İsmet Paşa!’’ diyenleri duymuşsunuzdur.
CHP’’de de durum farklı değil.
Genel seçim beklentisi olup da ruhundaki anti Baykalcılığı su yüzüne çıkaramayanlar, ya da Baykal’’ı doğrudan sevenler, oklarını Sav’’a çevirmiş durumda. Yani, Deniz Baykal’’ın yarım asırlık yol arkadaşına’…
’‘Sav ve ekibi tasfiye edilsin’’ Velveleyle suyu bulandırmaya çalışıyorlar.
Tabi ki Sav da sütten çıkmış ak kaşık değil! Ama bu kadar da değil...
Değişim yaşta değil, başta, anlayıştadır dostlar.
Bugün İzmir’’in il başkanlığı koltuğunda oturan 78 yaşındaki Ekrem Bulgun bile değişebilir. Tabi ki isterse’…
Gördüğüm kadarıyla değişiyor da’… 1975’’in İl Başkanı, 1969’’un il yöneticisi, 1989’’un Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı değil artık Bulgun.  
Değişim koltuklarda oturanların değil, anlayışın gitmesidir.
*
Değişimden kasıt, çağa ayak uydurmak, iktidara gelmekse eğer,
Değil MYK’’nın tamamı, 81 örgütün topu gitse hikaye’…
Uzun etmeye gerek yok;
CHP’’nin yapması gereken belli’…
Adındaki harflerin gereğini yapacak.
Yani, Cumhuriyetin ve de Halkın partisi olacak.
Sadece Cumhuriyetin ya da sadece halkın değil. İkisinin birden’…
Değişimi vitrindeki birkaç figüranla sınırlı tutarsanız eğer,
Amblemdeki oklar, ilk seçimde batmaya başlar bir yerlerinize’…
Artık o koltuklarda rahat oturamazsınız.
Hele ki değişimi ’‘tek adamlık’’ olarak algılıyorsanız,
Vay halinize’…
Hem başkanlık sistemi öneren Başbakan’’ı diktatörlükle suçlayacaksın, hem de tüzük değişikliğiyle parti içi demokrasiyi süresiz olarak tatile çıkarıp, tek adama dönüşeceksin.
İşte ’‘yaman çelişki’’ dedikleri bu olsa gerek!
 
Dedik ya değişimden kasıt anlayış olmalıdır diye’…
Parti içi barışın acilen tesisi şart. Adama dayalı ekipsel yapılanmanın gözden geçirilmesi, bir miktar da olsa ideolojik sosla terbiyelenmesi’…
Bu haliyle aşiret kültüründeki, feodal yapılanmadan öte geçemeyen ekipsel teşebbüsler CHP’’nin en büyük sorunu, kanayan yarasıdır bence.
Birbirine ’‘düşman’’ gibi bakan/gören/eleştiren ekipler, parti içinde parti kavgası vermekte, enerjilerinin önemli bölümünü bu hesaplaşmada kaybetmektedirler.  
Öyle bitkin, yorgun düşmektedirler ki, asıl rakiplerine karşı kollarını kaldırmaya, dillerini döndürmeye halleri/mecalleri kalmamaktadır.
Parti içi rakibine, AKP’’li muamelesi yapan anlayışın ortadan kaldırılması, CHP’’nin çözüm bekleyen en büyük sorunu’…
Nasıl çözerseniz çözün. Çünkü, bu sorunun yaratan sizdiniz.   
**
Son sözüm, Önder Bey’’in tasfiyesini bekleyenlere’…
Yanıtı ben değil Baykal verdi. 21 Nisan’’daki röportajında.
Bakın ne dedi CHP Lideri, ’‘Değişim’’ sorusunda;
’“CHP her Kurultay’’da önemli yenilenmeler yaşamıştır. Her seçimde siyasetimize yeni insanlar, yeni isimler kazandırmıştır. Bu Kurultay da hiç kuşkusuz böyle olacak. Ama bu hiçbir şekilde partiyi bugünlere getirmiş, partinin yükünü taşımış, partinin başarısına katkı yapmış insanların tasfiye edileceği anlamını taşımıyor. Siyaset hem yenilenmeyi, değişmeyi, hem de sürekliliği bir arada barındırmalıdır’”
 
Siyahla yazılan bölümde Baykal kimi kast ediyor sizce?
Ben yanıtı biliyorum. Ya siz?
Ve de aynı röportajında ’‘koltuğu ne zaman bırakacağını da açıklıyor’’ CHP lideri.
’‘Ne zaman bırakacağım Allah’’ın takdiridir’’ diyor. Ardından ’‘partimin de takdiridir’’ diye eklese de, koltuğunu kayd-ı hayat şartına bağlıyor bir kez.
 
YARIN: Kurultay’’a yönelik İzmir beklentileri’…