Bir dönemler voleybol liglerinin önemli oyuncularının bir kaçı dışında İzmir’den çıkmasını yadsımıyorduk.
Göztepe’nin Boronkay kapışmalarında, Karşıyaka’nın Aris maçlarında salon tıklım tıklım doluyordu. İzmirspor’da, Karantina’da erkek voleybolu ayrı bir gelenekti. Fileden bir Tuborg gelip geçmişti. O zaman isyan etmiştik, Tuborg kepenklerini indirirken.
Erdallar, Feyza’lar, Müfit’ler, Toni’ler, Elviolar, Şükrü’ler, Raif’ler, Mehmet’ler, Uğur’lar, Bülent’ler, Aykutlar… Bir yaz akşamında gökyüzünde kayan yıldızlar misali avucumuzdan uçup giderken, yeni nesile de, yarışmacı takımlarına da sahip çıkamamıştı İzmir’in erkek voleybolu…
İki binli yıllara ulaşırken cami avlusuna bırakılan erkek filesine Sökeli bir hayırsever Hilmi Bey sahip çıkmış ve İzmir sınırları dışından Söke Lee’yi armağan etmişti. Sonra onlar da çekilmişlerdi.
Ne var ki 1999 – 2000 sezonunda bir avuç gönüllü voleybol 2. liginde mücadele etmeye başladılar, Körfez Spor Kulübü adıyla. Bir yıl sonra Saint Joseph Spor Kulubü adını aldı “file sevenler” 2003 yılında da İzmirli bir aile sahip çıktı ve Arkas Saint Joseph ismini aldı bu mütevazi gönüllü armada. 2005 Mayısı ve kulübün ismi Arkas Spor Kulubü oldu. Ana faaliyet branşı da voleybol oldu. Artık başta Bay Lucien ve oğlu Bernard olmak üzere Arkas Ailesi’nin kanatları altındaydı, İzmir filesi
Arkasspor örnek bir sosyal sorumluk projesi olarak ortaya çıktı ve voleybolda bir çok ilke imza attı. Türk erkek voleybolunun tarihini değiştirdi.
Bu 10 yıllık süre içine Arkasspor inanılmaz bir başarı listesi sığdırdı. Dört Türkiye ligi, iki kupa şampiyonluğu, Türk voleybol tarihinde bir ilk olmak üzere GM Capital Challenge Cup Şampiyonluğu ve ardından finali… CEV Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde yine Türk voleybol tarihinde bir ilk olmak üzere final four …
Alt yapıdaki dereceleri burada nakletmeye kalksak sayfanın yarısına sığmaz. Üstelik bunları yaparken sadece parayı basıp oyuncu getirmeden, İzmir voleyboluna Türk voleyboluna birinci sınıf oyuncuların yetiştiği muhteşem bir tesis kazandırarak.
Ayrıca 2.Lig’deki bir başka kent takımı Bornova Anadolu Lisesi Chokoliva’yı omuzlayıp, onların mücadelesine destek olarak 1.Lig’e bir kent takımı daha kazandırmanın onurunu paylaşarak…
Arkas holding Binası’nın önünden geçerken, o koca pankartı görünce yüreğim eziliyor, başımı önüme eğiyorum;
“2015 Türkiye Erkekler 1.Voleybol Ligi ŞAMPİYONU. Sizin sayenizde… Tüm İzmirliler’e desteğinden ötürü teşekkür ediyoruz.
Yapmayın Allahaşkına! Asıl biz size müteşekkiriz İzmirliler olarak.
Göztepe’nin şampiyonluğu, Altınordu’nun play off umudu ve birkaç aykırı branştaki zirve mücadelesi dışında kentçe sevinecek çok fazla bir şey yok.
Halen İzmir olarak Arkas’ın sırtına binmişiz gidiyoruz. Onlar servet harcayıp, kaliteli isimler, dünyanın gözde teknik adamlarını getiriyorlar, kendi öz çoçuklarımızı dünya yıldızlarıyla harmanlayıp gurur kaynağı kadrolar oluşturuyorlar. Yetmiyor tesis kuruyorlar, onlarca çocuğa gence hizmet götürüyorlar, sadece üst tarafta değil alt yapıda şampiyonlukları teker teker topluyorlar. O da yetmiyor, omuz verip kendileriyle aynı kulvarda yarışacak bir takımın mücadelesine omuz veriyorlar.
Biz onların başarısından İzmir olarak kendimize pay çıkarıyoruz. Avrupa salonlarında arkalarında “İZMİR” yazan formalarıyla alkış alıyorlar.
Ne acıdır ki adını taşıdıkları kendi kentlerinde, salonu doldurmak için bedava bilet dağıtıp, yetmiyor çekilişle araba veriyorlar. Ya da futbol seyircisinden destek alıyorlar. Kamuoyunda da yazılı ve görsel basında da hak ettikleri yeri bulamıyorlar.
Sizden bize değil. Bizlerden size gönül dolusu teşekkürler, “Gönüllerin Şampiyonu”….
Parayla değil yürekle savaştığın için. Kendinden 5 kat büyük bütçeli gizli destekli, para sayma makinelerine karşı kentin yüzünü eğmediğin için.
Her şeyin ötesinde ay yıldızlı bayrağı hiçbir maçında, her kutlamanda eksik etmediğin, bizden çok daha fazla İzmirli olduğun için...