GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
4 Mayıs 2016 Çarşamba

Kötü beslenme çalıştayı!

Sağlıksız beslenme dünya genelinde olduğu gibi bizim ülkemizde de giderek yaygınlaşıyor. Görülme sıklığı giderek artan obezite, diyabet, yüksek tansiyon gibi metabolik hastalıkların beslenme ile sıkı bir ilgisi olduğu çoktan kanıtlandı…

Çok ciddi sağlık harcamaları yapılmasına neden olan bu sorunların çözümü için mevcut gıda üretimi ve beslenme sisteminde bir değişiklik yapmaktansa, bu sistemin neden olduğu hastalıkların tedavisine daha çok kaynak ayırıyoruz. Başka bir deyişle hastalığın gerçek nedenleri ile değil de açığa çıkardığı semptomlarla uğraşıyoruz.

Sevgili Bülent Şık’ın deyimi ile söylemek gerekirse “Var olan sistemin bir alternatifinin olmadığı yıllardır öyle çok dile getirildi ki bu sistemin değiştirilebileceğine inanmıyoruz. Başka türlü bir gıda üretimi yapmanın ya da sağlıklı bir beslenmenin bu saatten sonra pek de mümkün olmadığını düşünüyoruz.”

Gıda üretimi ve beslenme konusunda yaşadığımız sorunlar bilgi eksikliğine ve teknolojik yetersizliğe bağlı değil. En basitinden söylemek gerekirse dünyada bir yıl içinde üretilen tarımsal ürünler ile 13 milyar insanın beslenmesi mümkün.

Sevgili Tayfun Özkaya Hocam’dan gelen mesaj da “gerçek ve yurtsever bilim insanlarının” sayısının hiç de az olmadığını gösteriyor bize… Önümüzdeki pazartesi (9 Mayıs) saat 9.00-12.00 13.00-16.30 arası “Türkiye’de Kötü Beslenme: Tarımsal Araştırmalar, Tarım Politikası, Halk Sağlığı Açılarından..” başlıklı bir çalıştay düzenlendi. Yer: Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlık Konferans Salonu. Giriş serbest…

Tayfun Hoca bu çalıştay öncesinde soruyor: 

  1. Türkiye’de kötü beslenme yapısal bir şiddet midir? Daha açık bir ifade ile acaba tarımsal araştırmalara başka bir yön versek, örneğin çalıştayda sunulacağı gibi oleik asitçe zengin ayçiçek çeşitleri ıslah etsek, bunları yaysak, kamuca desteklesek ve daha az insanın hasta olmasını sağlasak kötü mü olur?
  2. Bunlardan ve var olan ayçiçeği çeşitlerinin sağlık sakıncalarından neden yeterince söz edilmez. Bu kimin çıkarınadır. Islahta neden hep verime takıldık? Benzer şekilde Türkiye’de neden glisemik indeksi düşük çeltik çeşitlerinin geliştirilmesi düşünülmez.
  3. Kronik hastalıklar ile kötü beslenme ve onlarla tarım sistemi arasında ne gibi ilişkiler vardır? Bu ilişkilerin çok net ortaya çıkması acaba bazılarının çıkarlarına zarar mı veriyor?
  4. Gıda sanayii hijyene çok önem verir görünürken besinlerin bizi güçlendirmesi acaba ihmal mi ediliyor?
  5. Gıda standartları hijyeni sağlar görülürken acaba tekelleşmeye mi hizmet ediyor?
  6. Tarımda agro-ekolojik yöntemlerin yaygın kullanımı neden sağlanamıyor? Tarım politikalarında bu açılardan neler değişmeli?

Bu sorular hepimizin bu etkinlik öncesi sorabileceği sorulardan bazıları.  Etkinliğin afişini de yayımlıyorum bugün… Çocuklar, torunlar ve dünyanın  geleceği için çok önemli…

Bu yurtsever ve dünya-sever insanlara destek olmak şart…