“Yaşamak” kelimesi güzel dilimizde “yaş” kökünden türemiştir… Kezâ yaşlanmak da… “Yaşlı” ne demek? Eskimiş demek mi? İhtiyarlamış, içi geçmiş, bayatlamış demek mi? Hayır…
Dünkü gazetelerde görmüşsünüz… İzmir 9. İleri Yaş Sempozyumu “Keyifli Yaş Almak” konusu ile Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirildi. İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ege Geriatri Derneği işbirliği ile düzenlenen sempozyuma; sinema yıldızımız Filiz Akın da katılınca magazin basını yerini almıştı… Sempozyumun Kültür-sanat bölümünün konuğu olan Filiz Akın yaşadığı hastalık sürecinden nasıl çıktığını anlatırken duygusal anlar yaşandı.
Ege Geriatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Akçiçek dostum aylar önce benden rica etmişti. Hayli kalabalık bir gruba yaptığım konuşmaya bu yazının girişindeki sözlerle başladım…
Salonda daha sonra ödül alacak olan Prof. Dr. Şadan Gökovalı’yı görünce ;ilk kez ondan duyduğum Nazım Hikmet’in mısralarını okudum:
imkansızdır ihtiyarlamamız bizim,
etin gevşemesine bir başka tabir gerek,
zira ki ihtiyarlamak:
kendinden başka hiç kimseyi sevmemek demek.
Salonda yaşlı genç herkese dedim ki; Nazım Usta hayatın sırrını çözmüş… Severseniz yaşlanmazsınız.. İhtiyarlamanın tek çaresi var; sevmek… Ne güzel ihtiyarlar var, sevgi dolu… Yani gencecik. Ne fena nüfus kağıdı yeniler var, ama kendilerinden başka kimseyi sevmedikleri için yaşlanmışlar..
Dinleyenlere dedim ki; Çocuklara, torunlara, gelinlere, damatlara geleneksel yemeklerimizi öğretin… Kızlar annesinin mutfağında öğrenir yemek kültürünü önce, sonra da taşır kendi mutfağına… Eşinin annesinden gördükleriyle zenginleştirdiği yemek birikimini de sonra kendi kızına aktarır. Böylece büyüyüp gelişen müthiş bir bellek oluşur toplumda… Birbiriyle harmanlanan, birbirinin içinde eriyen, birbiriyle zenginleşen müthiş bir bellek… Büyük kentlerde yaşam koşulları gereği kız çocuk her zaman ocak başına geç(e)mese de, yarın kendi evini kurduğunda annesinden duydukları ve gördükleri yetecektir ona… Bu Anadolu'nun her köşesinde böyledir. O yüzden benzersizdir, zengindir bu toprakların mutfağı…
Ne yaparız da gelecek nesillere bu zengin mutfak birikimimizi aktarabiliriz?
***
Antik çağın tanrısı Dionysos’a atfedilen bir tirad vardır: 'Yaşlılık', ihtiyarlık değil, tazeliktir... Yaşamak zaten bu yüzden yaşlanmaktır, tazelenmektir, ıslanmaktır, yeşillenmektir; eskimemek, içi geçmemek, yenilenmektir.
İzmir 9. İleri Yaş Sempozyumunda keyifle yaş almanın ustası Şadan Gökovalı’ya da onur plaketi verildi. Prof. Dr. Fehim Akçiçek, “Foçakarası” üzümünü hayata kazandıran Volkan Sucukcu ile birlikte Şadan Hoca’nın ödülünü kutladık…