GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
12 Ekim 2012 Cuma

Kör şeytanın gör dediği: Anket çıkmazı!

Birkaç gün önce Yeni Asır Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Zafer Şahin’in İzmir kamuoyuna duyurduğu AK Parti anketine ilişkin düşüncelerimi ifade etmiştim.
Şahin, kent siyasetinde oldukça yankı uyandıran anketin 2. bölümünü dün kaleme alınca bize de bugün ikinci kez konuya değinme zaruriyeti doğdu.  
 
Öncelikle birkaç soruyla başlayalım. Söz konusu anket yani İzmir üzerine yapılan bir araştırma AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay’dan bile önce bir gazetecinin eline nasıl geçti?
Çünkü siyasi partiler anketleri gazetecilere sızdırmak üzere değil kendilerine yol haritası olsun diye yaparlar genelde. Ve de çoğunlukla ya hiç açıklamazlar ya da işlerine geldiği bölümü sızdırırlar.
İkincisi… Altı üstü 30 ilçedeki başkanları kapsayan ve ‘2 sorudan mütevellit’ bir anket neden iki bölüm halinde kaleme alınmıştır?
32 sayfalık gazetede böyle bir çarpıcı habere/yazıya yer bulunamadığı için mi yoksa 2. bölüm bir gün sonra sızdırıldığı için mi?
Gazeteciliğine ve haberciliğine saygı duyduğum ve takdirle izlediğim sevgili meslektaşımın reflekslerinden bir gram bile kuşkum olmadığını önceki yazımda da ifade etmiştim.
Yineliyorum. Kendi deyimiyle Zafer Şahin, ‘sık kullanılanlara eklenme’ alışkanlığı olmayan genç, gelecek vaat eden bir gazetecidir.
Anketin üzerine de ‘buldum’ düşüncesiyle habercilik refleksiyle atlamıştır. Bir gram bile kuşkum yok bundan…

Lakin bir de siyasetin de gerçekleri var.
Hele hele de söz konusu İzmir siyaseti olunca yoğurdu üfleyerek yemekte fayda var.
*
Hani bazen eşler arasında bazen de ebeveyn-çocuk ilişkisinde ‘güven bunalımını’ anlatmak için ‘sık kullanılan’ bir diyalog vardır. ‘Sana güveniyorum ama çevrendekilere…’
İşte son dönemde ortaya atılan anket/rapor gibi ‘maniplasyon kokan’ hamlelere karşı benim hislerime tercüman olan ifade budur.
*
Burada kilit cümle ‘sızma’ ya da ‘sızdırma’ filidir.
Ve her türlü sızma ya da sızdırma eyleminde sızdıranın mutlak bir amacı vardır.  
Siyaset yapanlar bu amacı daha iyi kavrayacaktır.
*
Hiç kuşku yok ki İzmir, AK Parti’nin özellikle de Sayın Başbakan’ın çok arzuladığı/istediği bir kent. Bu arzusunu defaten ortaya koyan Erdoğan’a İzmir’in anahtarlarını vermek şu ana kadar kimseye nasip olmadı. Milletvekilinden, bakanına, il başkanından, genel merkezine kadar hemen herkes ‘İzmir’in anahtarını veren’ olmak ya da ‘İstanbul’u fetheden komutan olma’ muradına ermek için çalıştı, çalışıyor.
Çünkü İzmir’i aldığında AK Parti, ülke genelinde kendisine yönelik önemli bir direnişin kalesini çözmüş, fethetmiş olacak. Bir bakıma 10 yıldır iktidar olduğu ülkenin önemli bölümünde 'muktedir' de olmuş olacak.
O nedenle geçmişte pek çok bakan ve üst düzey AK Partili, kente gelişlerinde ‘Artık İzmir’i teslim almanın vakti geldi’ şeklinde talihsiz açıklamalar yapmıştır.

Hal böyleyken… Yerel seçime normal takviminden 2 yıl kala yapılan (Anketin Haziran 2012’de yani erken seçim kararının henüz alınmadığı, pek de konuşulmadığı bir tarihte yapıldığı dikkate alınırsa) ve tamamen parti teşkilatına İzmir’de yol haritası çıkarmayı amaçlayan bu çalışmanın bir gazete ya da gazeteciyle paylaşılmasının bazı anlamları olmalıdır, vardır da…
Muhabirin bir amacı olmasa da ‘muhbirin’ vardır yani.

Ve bu konuda son sorum…
Söz konusu ankette İzmir’in belediye başkanlarının tamamı ya da büyük bölümü yüzde 50’lelerin üzerinde bir sonuçla ‘başarılı’ çıksaydı AK Parti yine de anketin İzmir bölümünü sızdırır mıydı?
Sızdırırdı diyenlerle tartışabilirim. Peki, bu anketin yani CHP’li başkanları yerlerde gösteren bu anketin şifrelerine gelince… Bana göre de bir kısmı doğru…
Ama doğruların yanına yanlışlar da eklenmiş. Kurunun yanında yaş da yakılmış ya da.
*
Uzağa değil bir yıl geriye gidelim sadece…
AK Parti ile CHP’nin kıyasıya yarıştığı, AK Parti’nin İzmir’in yerel iktidarı CHP ile arasındaki makası 2009 yerel seçimlerine oranla 5 puana indirdiği, iktidar partisinin İzmir’de ilk kez yüzde 30 psikolojik eşiğini geçtiği 12 Haziran 2011’e…

İzmir’de iki parti arasındaki fark 170 bin…
Bunun 90 bini Karşıyaka’da…
Geri kalanı Konak, Balçova, Narlıdere, Çiğli ve Güzelbahçe gibi ilçelerde…
Genel seçimlerle yerel seçimlerin psikolojik açıdan farklı olduğunu, genel seçimlerde ‘liderlerin’ yerel seçimlerde ‘adayların’ seçmenin odağında yer aldığını, İzmir özelinde son 10 yılda CHP ve MHP tabanlarının iktidara karşı sandıkta birleştiğini biliyoruz.
Yeni CHP’nin kentin ulusalcı tabanını rahatsız eden duruşu nedeniyle bu kez bu birleşmenin eskisi kadar kolay olmayacağının da farkındayız.
AK Parti’nin İzmir’de gözle görünür bir yükselişte olduğunun da bilincindeyiz.
Ama yine de başta yukarıda işaret ettiğim ‘170 bin farkın olduğu 6 ilçe’ olmak üzere metropol alandaki bazı ilçelerin sonuçları tartışmalı…
Sadece onlar da değil tartışmalı olan…
Oldukça yüksek bir oranda başarılı gösterilen ilçelerde de ‘soru işareti’ var bana göre.
AK Parti, sızdırdığı anketle bir taşla kuş sürüsü vuruyor adeta…
Hem CHP genel merkezine (tabi ki yerlerse) ‘son genel seçimde bize fark attığınız ilçelerdeki başkanlar başarısız’ mesajı veriyor.
Hem de kendi teşkilatına ‘ha gayret başaracaksınız’ demeye çalışıyor.
Öte yandan başarısız olduğu varsayılan kimi ilçelerdeki başkanları ‘oransal olarak’ koruyarak ‘kolay lokma’ hamlesi yapmayı da ihmal etmiyor.
En önemlisi de bu sonuçlarla CHP’deki mevcut başkanlara rakip potansiyel aday adaylarını harekete geçirip, partiyi kendi iç dengelerine hapsediyor.
Ve dahi mevcut başkanları psikolojik açıdan çökertiyor, savunmaya zorluyor.
Ankete göre 10 ilçenin başkanı yerlerde sürünürken neredeyse 28 ilçenin tamamına yakını yüzde 50’nin altında bir performansla seçime gidiyor.
Anketin ikinci bölümünü kaleme alan Şahin, CHP genel merkezinin ‘yüzde 50’nin altında kalan’ başkanları çizeceğini ayrı bir paragrafta kaleme almış.
Demek ki bu sonuçlara göre Kemal Kılıçdaroğlu, başta Aziz Kocaoğlu olmak üzere kentteki başkanların yüzde 90’ını çizecek.

Ve Kocaoğlu’na da ayrı bir paragraf açmak gerekiyor bu ankette.
Çok sayıda AK Partili dostla yaptığım sohbetlerde Aziz Başkan’ın, yaşadığı mağduriyetlerin de etkisiyle başa çıkılmayacak bir rakibe dönüştüğü itiraf ediliyor. İşte tam da bu yüzden gelinen noktada AK Parti’de Büyükşehir adayı konusunda büyük bir belirsizlik yaşanıyor. Potansiyel adaylar ‘gaza gelmem’ açıklamalarıyla topu taca atmaya çalışıyor ya da.  Söz konusu ankete göre başarı oranı yüzde 40’larda kalan Kocaoğlu, kolay bir rakip… Ya da Kılıçdaroğlu tarafından çizilmesinde hiçbir mahsur yok!
 
Ama iddia ediyorum AK Parti bu kafayla giderse 27 Ekim 2013’te büyük bir hüsran, hayal kırıklığı yaşar. Bu türden hamlelerle bazı rakipleri ‘oyundan’ çıkarmayı, adam eksiltmeyi başarabilirler belki. Ama İzmir gibi zor bir arenada adam eksiltmek sonuca gitmek için yeterli olmaz.  
Hatta İzmir gibi iktidara karşı 10 yıldır direnen bir kentte, bu türden yanlış hamleler, 1,5 yıldır başta Binali Yıldırım olmak üzere kent siyasetine hâkim yapıların etkileriyle çözülmeye yüz tutan ‘önyargı duvarlarını’ yeniden ve daha muhkem şekilde inşa edilmesini sağlayabilir.

‘İzmir elden gidiyor’ şeklinde de okunabilecek bu ve benzeri hamleler, iktidar partisini ‘yaşam biçimine karşı tehdit’ olarak gören on birleri erken motive edip yeniden kilitleyebilir.

Sonuç olarak… Yerel seçime normal takvimine 2,5 yıl kala, eleştiri kültürü oldukça yüksek olan İzmir gibi bir kentte yapılan anketi ‘dümdüz’ okuyanlar ya da okutanlar büyük bir yanılgıya uğramaya hazır olsunlar. Yüzde 34 başarı oranı gösterilen Narlıdere’de Batur’un aday gösterilmesi halinde yüzde 70’in altına düşülmeyeceğini şahsen garanti edebilirim.
Hakeza tarihi farkın olduğu Karşıyaka’da Durak’ın gösterilmesi halinde 65’lerin altına inilmeyeceğini… Balçova’nın ruhuna dokunan Çalkaya’nın ankette gösterilen yüzde 40’ların çok çok üzerine çıkacağını… Konak’ta her halükarda fark olacağı bariz…
Büyükşehir’de Aziz Başkan’ın söz konusu anketin üzerinde olduğunu AK Partililer bile kabul ediyor.
*
AK Parti, İzmir üzerine hamlelerini yanlış bir yöntemle de olsa erkenden sahaya sürerken CHP’deki suskunluk dikkatlerden kaçmıyor. İzmir’den parti üst yönetimine yani MYK’ya tek bir ismi bile yazmayan Kılıçdaroğlu’nun örgütü ve kenti tanıyan kurmaylarının olduğunu söylemek zor. Kenti ve örgütü iyi tanıyan Adnan Keskin’in süreçte ne kadar söz sahibi olacağı herkes için soru işareti…
Ama yine de CHP özellikle ‘beldelerin kapatılması’ üzerine başlattığı ‘referandum’ hamlesiyle Ege genelinde ciddi bir ivme yakalayabilir.
Başbakan Erdoğan’ın cesur bir kararla ‘dar bölge milliyetçiliğine savaş açarak’ aldığı 1590 belde belediyesini kapatma kararı, Kılıçdaroğlu’nun attığı adımlarla şimdilik CHP’ye artı yazacak, bazıları yarım asrı geçkin süredir var olan beldelerinin kapatılmasını sandıkta protesto etmesi beklenen kitleler, AK Parti’den hesap sorabilir.
Kaldı ki aynı durum 2009 öncesi kapatılan İzmir’de 30’a yakın beldede yaşanmış, söz konusu beldelerde CHP adeta ‘tulum’ çıkarmıştı. CHP’nin en azından 2009 öncesinden ders aldığını söyleyebiliriz. Lakin, kamuoyundaki algıyı yönetme konusunda hala kat edilmesi gereken mesafeler var.
Bu konuda siyaseten daha tecrübeli olan AK Parti şu anda bir adım önde görünüyor.
Ama şu anda…