GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
18 Eylül 2013 Çarşamba

Kılıçdaroğlu’nun ‘ahde vefa’ mesajı!

CHP’li 8 ilçe başkanının Kılıçdaroğlu’yla genel merkezde yaptığı en çok 20-25 dakikalık görüşme deyim yerindeyse İzmir siyasetinde ‘bomba’ etkisi yarattı.
İddiaya göre ilçe başkanlarının amacı Kocaoğlu’nun aday gösterilmesini engellemekti.
Ve yine iddiaya göre bu organizasyonun arkasında Kocaoğlu’nun parti içi rakipleri vardı.
Hatta PM Üyesi Aytun Çıray 8 ilçe başkanını Kılıçdaroğlu’yla görüştüren isimdi…
İddialar böyle…
İlçe Başkanları Kılıçdaroğlu’na ne dedi?
Ankara’ya gidiş amaçları neydi, görüşmeden sonra kente nasıl döndüler, sonuç ne oldu?
İl Başkanı Ali Engin cephesinde neler yaşandı?
Neden 8 ilçe başkanı gitti? Diğer 22 ilçe başkanını davet edildi mi? İddiaya göre 7-8 ilçe başkanı gidenlere vekalet verdi mi?
Pek çok isimle konuştum.
Tabi ki kayıt dışı…
Önce Aytun Çıray iddiasıyla başlamak istiyorum.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz demişler.
İlçe başkanlarının Ankara’daki temasında Aytun Çıray’ın katkısı/rolü ne olmuştur? Bilemem...

Ama CHP’ye daha 2 yıl önce katılan Çıray, gelinen noktada Konak, Karabağlar, Buca, Bayraklı, Çiğli, Ödemiş, Bergama ve Aliağa İlçe Başkanlarını organize edip Kılıçdaroğlu’nun huzuruna çıkarmayı başarmışsa bu başlı başına büyük bir olaydır zaten.
Çıray’ın parti içinde kat ettiği mesafe açısından…
Benim aldığım duyumlar Aytun Çıray’ın metropol dışından gelen ilçeler üzerinde etkili olduğu yönünde…
Kendisi ‘organizasyon’ iddiasını külliyen yalanlıyor.
Ve şöyle diyor haklı olarak: “CHP örgütünün önde gelen ilçelerinin başkanları genel başkanlarıyla görüşemiyor mu ki bir milletvekili olarak araya girip randevu alayım”
Sonuçta Çıray’ın adı aylardır Büyükşehir kulislerinde…
Ve de unutulmaması/atlanmaması gereken asıl nokta şudur:
Dr. Aytun Çıray CHP’ye iki yıl önce gelmiş/katılmış olabilir. Ama İzmir çukurunda en az 20 yıl kemiksiz siyaset yapmışlığı vardır.
Demokrat Parti’ye genel başkan adayı olmuş bir siyasetçiden söz ediyoruz sonuçta...
İlçe başkanlarının Ankara çıkarmasına ilişkin en komik olansa ‘gizlilik’ meselesiydi.
Kılıçdaroğlu’nun yanından çıkarken, ‘Bu görüşme aramızda kalacak. Gerekirse genel merkez açıklama yapar’ diyerek fotoğraf bile çektirmeyen başkanlar saatler sonra birer ikişer çözülmeye başladılar.
CHP’de iki kişinin bildiği bile sır kabul edilmezken Kılıçdaroğlu ile birlikte 9 kişinin bildiği bu görüşme tabi ki gizli kalamazdı. Ama tüm detayın da paylaşılması da gerekmiyordu.
Gelelim meselesinin özüne…
Elbette ki Genel Başkan Kılıçdaroğlu’yla İzmir’deki bazı ilçe başkanlarının görüşmesi doğaldır. Ama 8’inin birden görüşmesi doğal karşılanamaz. Böyle bir görüşme ancak bir amaç doğrultusunda olabilir. Peki, amaç nedir?
Kocaoğlu’nun adaylığı noktasında ‘anlaştılar, iş bitti’ yorumlarının arttığı dönemde bu görüşmenin amacı Aziz Başkan’ın üstünü çizdirmek, gözden düşürmek olabilir mi?
Benim konuştuğum ilçe başkanları bu konuda çelişkili ifadeler kullandı.
Adı bende saklı bir büyük ilçenin başkanı “Kemal Bey’e mesaj vermek istedik. İzmir’de Aziz Başkan’a mecbur değilsin. Kimi aday gösterirseniz örgüt yanınızda” demek istedik derken bir diğeri “Aziz Başkan’ın adı konuşmada iki kez geçti. Bu görüşme tek bir ismi hedef almaya dönük değildi. Aziz Başkan’ı asla hedef tahtasına koymadık” diyordu.
Sadece görüşme içeriği konusunda değil pek çok konuda tutarsız demeçler verdi başkanlar…
Bu da söz konusu görüşmeye dair soru işaretlerini arttırdı.
 
12 Haziran seçimlerinden önce 8 belediye başkanının açık isyanıyla yüzleşen Kocaoğlu, CHP’de ikinci kez 8’ler grubunun hedef tahtasına mı konuluyordu?
Yapılan görüşmenin/konuşmanın içeriğine bakarsak…
Aleni olmasa da örtülü bir mesaj var Kocaoğlu’na dair…
Diyorlar ki mesela: Aday örgütle kavga etmemeli. Kentteki toplumsal dinamiklerle barışık olmalı. Her adımıyla partiyi, partinin siyasetini yücelten biri olmalı.  Partiye sahip çıkmalı. Her kesimden oy alabilmeli.
İddiaya göre ‘bitmeyen senfoni’ Üçyol-Üçkuyular metrosundan ulaşım/su zamlarına kadar, bir dizi konuyu da masanın üzenine koydular.
Her ne kadar aksini iddia etseler de İzmir’deki genel kanı İlçe Başkanlarının Kılıçdaroğlu’na “Aziz Başkanı atayacaksan iyi düşün, bir daha düşün” mesajı vermek istediği yönünde...

Öğrendiğim kadarıyla Konak İlçe Başkanı Sinan Karamustafaoğlu’nun arkadaşları adına da konuştuğu toplantıda CHP’nin Mısır, Suriye hamleleri, Yeni CHP iddiasının tabana yayılması, sokaktaki CHP ve Kılıçdaroğlu algısı masaya yatırıldı.
İzmir özelinde bazı eksiklerin (ulaşım zammı, sendikalarla çatışma vb) altını çizen başkanlar zaman zaman genel merkezin müdahalesinin gerektiğini söylediler.
Örtülü olarak pek çok mesaj olsa da Kocaoğlu’nun adı konuşma sırasında iki kez açıktan geçti. Ve Kılıçdaroğlu konuşmanın bazı bölümlerine müdahale etti.

‘Ne idüğü belirsiz internet sitelerinin yazdıklarına itibar etmeyin, okumayın’ diyen Kılıçdaroğlu’nun temelde verdiği iki mesaj vardı.
En önemli mesajsa Büyükşehir adayının doğrudan kendisinin sorumluluğunda olduğuydu. “İlçelere yönelik 5 genel başkan yardımcımızdan oluşan komisyon çalışıyor. Onların çalışmaları ilçeler için daha belirleyici olacak. Ama büyük iller ve Büyükşehirlerle bizzat ben ilgileniyorum. Elbette örgüte de sizlere de soracağım ama 1 oy kiminle fazla alırsam onunla yola devam edeceğim. Şu ana kadar Aydın dışında verilmiş bir kararımız yok” diyen Kılıçdaroğlu İzmirli başkanlara ‘Büyükşehir için henüz biten bir şey, verilmiş bir kararım yok’ mesajı verse de asıl mesajı bu değildi.
Çünkü Kılıçdaroğlu asıl mesajını Büyükşehir’in tarihi davasından söz edildiği sırada veriyordu. “Kocaoğlu 397 yılla yargılanıyor. Haksızlığa uğradı. Mağdur oldu. Ama bizde ahde vefa vardır arkadaşlar. Büyükşehir noktasındaki değerlendirmemizde mutlaka ahde vefanın da etkisi olacaktır” diyerek Kocaoğlu’nun adaylığına dair güçlü sinyaller veriyordu.
 
Aksini iddia ediyorlar ama belki de Kocaoğlu’nu şikayet için giden ilçe başkanları Kılıçdaroğlu’nun iki güçlü mesajıyla İzmir’in adayı konusunda fikir sahibi olarak döndüler kente. İzmir’e döner dönmez bazılarının tabir yerindeyse kıvırması da bu yüzdendi belki.
Büyük bir ilçenin başkanı “Ben bunların konuşulacağını bilmiyordum” derken bir diğeri “Arkadaşlarla orada tesadüfen karşılaştık” ifadesini belki de bu yüzden kullanıyordu.

Kimilerine göre Ankara’ya çıkarma yapan ilçe başkanlarının siyasi gelecekleri tehlikeye girdi. Bu tezi ortaya atanlara göre Kılıçdaroğlu İzmir’den 8 başkanın il başkanlığından bağımsız ‘ayrı bir örgüt gibi’ hareket etmesinden rahatsız.
Ama ilçe başkanlarının bir kısmı olan bitenden memnun… Genel başkanlarıyla ilk kez sohbet etme fırsatı bulduklarını, farklı bir ortamda ‘özel olarak’ dertleştiklerini, CHP’deki parti içi demokrasi anlayışını da bunu gerektirdiğini söylüyorlar.
Peki, neden 8 kişiydiniz sorusuna, ‘Herkesi davet etmedik. Bizler ağırlıklı olarak ön seçim isteyen başkanlar olduğumuz için aynı görüşteki arkadaşlarla gitmeyi uygun bulduk’ cevabını verdiler.
Sonuç mu?
Ellerine yüzlerine bulaştırdılar.
Tam bir kakofoni…
200’e yakın aday adayı…
İki ayrı cepheye bölünen İzmir örgütü…
Olaydan bihaber il başkanı
… Kafası karışan bir kent…
Kapalı kapılar ardında ‘Aziz’i çiziyorlar’ diyerek hayal kuranlar.
CHP’nin içine düştüğü tabloya bakıp kıs kıs gülen AK Parti…
Eee daha ne olsun!