GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
8 Şubat 2011 Salı

Kılıçdaroğlu çok rahatsız!

Nasıl olmasın ki?
Adam A diyor etrafındakiler B.
Seçime ramak kala yaşananları hem örgüt hem de seçmen tabakası şaşkınlıkla izliyor.
Günler öncesinden dikkat çektim. Senfoni ayarında ses vermesi beklenen yeni CHP’’nin ’‘kakafonik’’ bir görüntü verdiğini söyledim.
Ve gelinen noktada haklı çıktım.
En büyük eksik siyasetçi’… Çünkü siyaset siyasetçiyle yapılır. Adam Baro Başkanı’… Anayasa, İktisat Profesörü’… Ya da İlahiyatçı’…
Ama siyasetçi değil.
Partili değil, parti üyesi bile değil.
Partinin dün, önceki gün ne yaptığını, ne söylediğini bilmiyor.
Kimseyi tanımıyor. Kimse de onu tanımıyor.
Ama Genel Başkan Yardımcısı koltuğunda oturuyor. Hem de bazıları için ’‘özel koltuk’’ icat ediliyor. İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı koltuğu gibi.
Son durum şu’… Ağzı olan konuşuyor.
Kendisi de siyaseten acemi, örgütsel tecrübeden yoksun olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da son derece rahatsızmış bu tablodan. Yeni projeler açıklaması beklenen, ülkenin temel meselelerine yönelik çözüm önerileri sunması gereken dönemde işi gücü bırakıp yardımcılarını tekzip ediyor çünkü.
Muharrem Sarıkaya ve Şükrü Küçükşahin’… Kılıçdaroğlu’’na yakın iki gazeteci. Köşelerinde yaşananlara ilişkin Kılıçdaroğlu’’nun haleti ruhiyesine yönelik ipuçları veriyorlar.
Sarıkaya bugün açık açık anlatmış Kılıçdaroğlu’’nun çok seslilikten duyduğu rahatsızlığı.
Hatta Gürsel Tekin’’e akrabalık derecesinde yakın olduğu iddia edilen Barış Yarkadaş bile kakafonik görüntünün yarattığı rahatsızlığın CHP genel merkezindeki yansımalarını aktarıyor bir süredir.
Kılıçdaroğlu’’na yakın kaynaklarım da aynı şeyi söylüyor.
Kılıçdaroğlu son derece rahatsız. Hem böyle bir kadro kurduğu için hem de her gün bir yardımcısını tekzip etmek zorunda kaldığı için.
Nasıl olmasın ki dostlar!
Bırakınız genel başkanlığı’… Grup başkan vekilliğinden bu yana yoksul-garip guraba muhabbeti yapıyor Kemal Kılıçdaroğlu. ’‘Halk yoksullaştı, yoksulluk, açlık, yokluk arttı, ekonomi iyi yönetilemedi’’ diye bas bas bağırıyor.
Ya Binnaz Toprak ne diyor? PM Üyesi Modern endişeli Profesör Toprak: ’“İki kez AK Parti’’ye oy verdim. Referandumda da ’‘evet’’ dedim. AK Parti ekonomiyi çok iyi yönetti. Son 8 yılda halk zenginleşti. O yüzden AK Parti iktidarda kaldı’”
Şimdi kime kızacaksın. Eğer AK Parti bu kadar iyiyse (oy verecek kadar) neden CHP’’ye geldin diye Binnaz Hanım’’a mı kızalım. Yoksa, ’‘AK Parti’’ye oy verdim’’ diyecek kadar dürüst olan birini CHP’’ye kazandıran (!) anlayışa mı?
Ve de Süheyl Batum’’a kızıyoruz.
Neymiş gaf üstüne gaf yapıyormuş.
Protestocu öğrenciye ’‘faşist’’ dedikten sonra ’‘genel başkan yardımcısı’’ yapılarak ödüllendirilen öğretim görevlisi Prof. Dr. Batum. Dedesi/babası siyasetçi’… Ama kendisi dilinin kemiği olmayan bir anayasa profesöründen başka bir şey değil.
Siyasi tecrübesi ’‘sıfırın altında’…’’
Demokrat Parti’’den liderliği konuşuldu geçen sene’… Sonra CHP’’ye kaydoldu. Üye olduktan kısa süre sonra PM’’ye alındı. 5,5 ay sonra ’‘genel sekreter’’ yapıldı. Ardından genel başkan yardımcısı koltuğunda yükselişini sürdürdü. 
Bu hızla Kılıçdaroğlu sonrasının ’‘genel başkan adayı’’ olarak görüldüğü bile söylendi. 
Ama Ergenekon çıkışı, TSK çıkışı derken siyaseten topu dikti.
Sadece kendisi dikse iyi’… Partisine de büyük bir yara açtı. İzmir’’de ’‘Ergenekon’’ sanıkları için verdiği demeç hala tartışılıyor.Kılıçdaroğlu, ’‘tartışmalı’’ öneriyi PM’’ye havale etti. Muhtemelen de reddettirecek.
Şimdi TSK çıkışı’… Askere ’‘kağıttan kaplan’’ dedi. Memleket üzerine geldi Batum’’un’…
Başta da Genel Başkanı Kılıçdaroğlu. 
Eskiden en sık sorulan soru, ’“Ne olacak bu CHP’’nin haliydi’”
Şimdilerde aynı soru ’‘Ne olacak bu Yeni CHP’’nin hali?’’ diye sorulmaya başlandı.
PM Üyesinin biri AKP’’yi, öbürü Fethullah Gülen’’i yere göğe sığdıramaz.
Örgütü/seçmeni kızdırır.
Genel Başkan Yardımcısı’’nın biri APO ağzıyla, BDP diliyle konuşur.
Doğuyu kazanayım derken Batı’’yı kızdırır.
Tek başına iktidar hedefleyen partiye bizzat ikinci adam tarafından koalisyon gömleği giydirilir, muhtemel ortaklık senaryoları üzerinde durulur.
Genel başkan kızar, köpürür.
PM Üyesinin biri 10. Yıl Marşı’’nı, Andımızı eleştirir. Ulusalcı kesim kızar, köpürür.
Genel Başkan Yardımcısının biri ’‘gazeteciyi’’ nasıl ajan olarak kullandığını, Kürtleri nasıl kucağa oturttuklarını anlatır.
Herkes kızar, köpürür.
Ezcümle’… Büyük umutlarla yola çıkan Kılıçdaroğlu, birinci yılını bile doldurmadan, attığı yanlış adımlar yüzünden bocalamaya, patinaj yapmaya başlamıştır.
Yükünü omuzlaması beklenen/gereken yardımcıları yüzünden hergün biraz daha zor durumda kalmakta, hükümeti eleştirmekten çok yardımcılarını susturmaya, tekzip etmeye, tefsir etmeye çalışmaktadır ne yazık ki.
Yeni CHP’’nin ’‘sıfır siyaset’’ deneyimli acemi kaptan ve yardımcıları, iktidar limanına gitmesi gereken gemiyi bir o yana bir öbür yana sallamaya başlar.
Derhal önlem alınmaz, partideki çok seslilik akort edilip, ortak bir dil oluşturulmazsa eğer ’‘alabora ihtimali’’ kaçınılmazdır bu geminin’…
Çünkü siyaset ciddi bir iştir. Ve de siyaset siyasetçiyle yapılır.
Ve CHP, Türkiye’’nin iktidarına talip olması gereken ana muhalefet partisidir.
Ne söyleyeceğini bile bilmeyen acemi oğlanlar ocağı değil.