GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
29 Ocak 2011 Cumartesi

Önseçim mi merkez yoklaması mı?

Seçim sathi mahalline resmen girdik. Herkesin gözü Ankara’’daki ceylan derisi koltuklarda’…’¶
Kimi için siyasi kariyerlerinin tacı bu koltuklar, kimi için bir sonraki sürecin ilk adımı’…  
Vekilliğe ballı maaş/emeklilik olarak bakan da var, vatana/millete kentine hizmet vesilesi olarak gören de. Mevcut siyasi sistemde ’‘el kaldır/indir’’ makinesini geçemiyor olsalar da Türkiye’’nin kalbinde bulunmak, ülkeyi ’‘yöneten’’ 550 kişiden biri olma ayrılacağı inanılmaz bir çekim gücü yaratıyor adaylar nezdinde.
Şimdi aday adayları zamanı’…
*
Aday adayları’… Tek amaçları aday olmak... Örneğin partilerinin İzmir için oluşturacağı milletvekili listesine girebilmek. Bazıları için ’‘seçilebilecek yerde’’ olmak önemli. Hayat/memat meselesi’… Olmak ya da olmamak... Bazıları içinse 13. sıra bile kafi... Özellikle yaşı genç olanlar için ’‘Milletvekili adayı’’ sıfatını kapmak sonraki maçlara 1-0 önde başlamak demek.
*
Siyaset uzun bir maraton çünkü’… Yüz metre koşusu değil. Bugünün aday adayları yarının adayları’… Bugünün adayları yarının başkanları, meclis üyeleri ya da bürokratları’…
Sonuçta siyaset denen karmaşık işin çok da talibi yok. O yüzden biz her seçim aynı isimleri yazar, çizeriz. Ne zaman bir seçim olsa bandı geriye sarıp eskilere gider, eski başkan, vekil, parti yöneticisi, oda/dernek başkanı sıfatlıları bulur, varsa isimlerinin üzerindeki tozları kaldırır, havaya sokarız’…
Sonra da aday adayı borsası açılır. Geçenlerde CHP için bir çırpıda 250’’ye yakın isim saydım. Çoğunluğu ’‘eski tüfek’’ diyebileceklerimizden mütevellitti. Eski il başkanı, eski milletvekili, belediye başkanı, eski il yöneticisi’… Eskilerle mevcutları birleştirince ortaya tam 250 kişilik ’‘aday adayı’’ potansiyeli çıkmıştı.
Yanılmadığımı gördüm de. Pek çoğu büroları tuttu, araçlarını giydirdi. Yollara düştü.
Yolun sonunda Ankara var tabi ki. Kimi bu acımasız yolculuğu tamamlayacak kimi Afyon’’dan, Uşak’’tan dönecek.
CHP’’nin gündemi önseçim’… Bir okurum sormuş’… ’‘Eskiden pek fazla ’‘önseçim’’  demezdiniz, ne oldu da önseçime vurgu yapıyorsunuz?’’
Öncelikle; demokratik bir yöntem olan önseçime hayatımın hiçbir döneminde karşı olmadım, olmayacağım da. Benim sorunum ’‘önseçimle’’ değil önseçimcilerleydi.
Hayatı boyunca atanarak koltuk sahibi olup, ’‘atanma’’ ihtimali ortadan kalkınca ’‘önseçime’’ sarılarlaydı yani.
Öte yandan ’‘ön seçim’’ vurgusu yapan ben değilim. Her fırsatta bunu gündeme/gündemimize sokan Genel Başkan Kılıçdaroğlu’…
Parti içi operasyonunu örgüte anlatmak ve örgütün desteğini almak için önseçim ve çarşaf liste sözü veren Kılıçdaroğlu’… Bu sözü kurultay öncesi defalarca dile getirip kurultay salonunda da yineledi.
En son geçen hafta Denizli gezisi sırasında ve sonrasında tekrar etti. Üzerine basa basa Ege ve Trakya dahil  40-45 ilde ön seçim yapacaklarını söyledi Kılıçdaroğlu.
İzmir’’de de pek çok siyasetçi aylar öncesinden ’‘önseçim’’ beklentisiyle alana inip, imza topladı. Bugün adaylıklarını ’‘önseçime’’ bağlı görenler çoğunlukta.
’‘İster delege, ister üye bazında olsun. Yeter ki ön seçim olsun’’ diyorlar.
1999’’un önseçim şampiyonu, Baykal döneminin uslanmaz muhalifi Sabri Ergül bu nedenle yollara düştü. Bergama’’dan yola çıkan İdris Yavuzyılmaz da Gaziemir’’den adaylığını açıklayan Yüksel Demirsoy, Bayraklı’’da ’‘yeniden doğan’’ Eski PM Üyesi, parti eğitmeni Hatice Tatlı da korkmuyor önseçimden.
Önseçimin örgütü, tabanı ve de İzmir’’i en iyi yansıtacak yöntem olacağı vurgusu yapıyor adayların yüzde 90’’ı’…
Karşı çıkanlar yok mu?
Elbette var. Türkiye’’nin tamamında önseçim yapılmasına rağmen baraj altında kalınan 1999 seçimlerini örnek gösterenler, önseçimin her zaman doğru sonuç vermeyeceğini savunuyor.
Mevcut üye yapılanmasıyla önseçimin de çözüm olmayacağını düşünen de var. Alsancak Kültür Mahallesi’’nden ’‘delege’’ bile çıkamayan ’‘Genel Başkan Yardımcısı’’ Alaattin Yüksel gibi’…
Öte yandan bazı etnik-mezhepsel faktörlerin belirleyici olabileceğini düşünen, parti için doğru isimlerin gerekli desteği bulamayacağından endişelenenler olduğu gibi’…
Ve hatta Ege’’de önseçim sözü veren Kılıçdaroğlu’’nun Ankara, İstanbul ve İzmir’’i devre dışı bırakacağına inananlar da çoğunlukta.
İzmir için uygun görülen formül ’‘eğilim’’ yoklaması’… 2-4-6-8. sıraların bu yoklama ile belirleneceği, 1-3-5-7. sıraların da ’‘genel merkez’’ tarafından atanacağı konuşuluyor ağırlıklı olarak kulislerde. Ama birileri için umut her zaman var.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’’nun son İzmir programında ’‘önseçim sorusuna’’ verdiği yanıtı hatırlıyorum. ’‘Feodal yapının hakim olduğu Doğu-Güneydoğu dışında ön seçim yapacağız’’ demişti. Kurultay’’daki çarşaf/blok açmazında çevresindeki bazı isimlerin etkisinde kalıp ’‘tutarsızlaştırılan’’ Kılıçdaroğlu’’nun üstüne basa basa, defalarca verdiği ’‘önseçim’’ sözünden kaçabileceğini sanmıyorum kendi adıma.
 
Parti adına ’‘önseçimin’’ siyasi açıdan doğru sonuç vermeyeceğini düşünenlere, etnik- mezhepsel işbirliğinin hatalı sonuç doğuracağına inanlara hatta üye yapılanmasına dönük kaygılara katılabilirim. Ama koltuk kaygısıyla, bireysel açıdan ’‘önseçimden’’ çıkamama korkusunu anlayamıyorum. Dahası bu korkuyu CHP’’nin koca koca apoletli isimlerine yakıştıramıyorum.
İzmir’’de 100 binin üzerinde üyesi var CHP’’nin. Diyelim ki geçmiş dönemlerde parti içi hesaplaşmalar nedeniyle 30 bin ’‘naylon’’ üye kaydı yapıldı ilçelere. Daha fazla olacağını sanmıyorum. Yine de 70 bin ’‘sağlıklı’’ üye var demektir. Sonuçta mahalle delegesi değil ’‘milletvekili’’ seçiyoruz. Bu yüzden kongre süreçlerinin ’‘naylon’’ üyeleri bile ’‘atamadan’’ daha iyi sonuç verecektir kent adına. Ankara’’da MYK masasında en fazla 7 kişinin çalışmasıyla oluşturulup, Genel Başkanın dudakları arasından dökülecek cümleyle var ya da yok olmak mı doğru yoksa İzmir’’de oturan, İzmir’’de siyaset yapan 70-100 bin kişinin kantarında var ya da yok olmak mı?
Bir yanda 70 bin İzmirli CHP’’li’… Öte yanda İzmir’’i hiç bilmeyen, tanımayan değil İzmir’’i partiyi tanıdığı bile şüpheli olan grubun ’‘merkez’’ yoklaması’… Şimdi bir CHP’’liden duyduğum Yeni CHP’’nin ’‘siyaseten acemi’’ üst yönetimine dair teşhisi paylaşmak istiyorum sizlerle. İddiası ilginç ve üzerinde durmaya değer. Mahallenizden ’‘yarım akıllı’’ birine ’‘lacileri’’ giydirin. Ve CHP genel merkezine götürüp mevcut ’‘genel başkan yardımcılarını’’ ziyaret edip şahsı, ’‘Denizli-Manisa ya da Balıkesir’’ İl Başkanımız’’ diye tanıtın.
İddia ediyorum genel başkan yardımcılarının yüzde 80’’i inanır ve ’‘örgüte selam’’ gönderir. Aslında CHP’’deki durum bu kadar vahim’… Mevcut MYK’’nın neredeyse yarısının partiye üyeliği bile bir yılı geçmiş değil. En fazla öne çıkan isim Süheyl Batum’…
Geçen yıl Mayıs’’ta CHP’’ye üye oldu. Prof. Sencer Ayata ile birlikte. Üye olduğu partiye 5,5 ay sonra ’‘genel sekreter, 6,5 ay sonra ’‘genel başkan yardımcısı’’ oldu.
Sadece Batum mu?
Asıl rekor Sezgin Tankıkulu, Emrehan Halıcı, Sena Kaleli, Osman Korutürk gibi isimlerde. Üye bile olmadan ’‘genel başkan yardımcısı’’ oldular.
MYK böyle de Parti Meclisi farklı mı?
Kurultay’’dan sonra CHP’’nin en yüksek karar organı PM’’de CHP üyeliği 1 yılı geçmemiş 30’’a yakın isim var. Muhammet Çakmak, Binnaz Toprak gibi’…
Partiliyi tanımayan, partili tarafından tanınmayan bu CHP yönetiminin ’‘merkez’’ yoklamasıyla yapacağı seçimi düşünün’…
Sizce ’‘önseçim mi yoksa merkez yoklaması mı’’