GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
2 Temmuz 2024 Salı

İnsan yakmak ve Madımak!

Bundan 31 yıl önce Sivas Madımak Oteli’nde gerçekleşti ama halen sürüyor bu yangın. Dini fanatizm ve İslamcı terör, iktidar desteği ile bu topraklarda gücünü artırarak koruyor.

2 Temmuz 1993 yılında dini fanatizm 35 insanı cayır cayır yaktı. Pir Sultan Şenlikleri etkinliğinde bir araya gelen yazarlar, müzisyenler ve halk oyunları ekiplerinde yer alan gençler Madımak Oteli’nde göz göre göre yakıldı.

O dönemde Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rüşdi, “Şeytan Ayetleri” kitabını yayınlayınca, İran İslam Cumhuriyeti dini lideri Humeyni, kendisi hakkında ölüm fetvası çıkardı. Bu fetva, İslam coğrafyasında zaten kabarmakta olan dini fanatizmi iyice alevlendirdi.

Türkiye’de de yazar Aziz Nesin’in bu kitabı Türkçeye çevirme girişimi, Onu da İslamcı fanatizminin hedefi yaptı. Söz konusu etkinlikte konuk yazar olarak bulunan Aziz Nesin, tepkileri üzerinde topladı. Bu tepkiler sadece bir eleştiri veya görüş bildirmek ile sınırlı kalmadı. Yerel basın kitleleri kışkırttı. İslamcı örgütler harekete geçti.

İslamcı örgütlerin organize olmasıyla Aziz Nesin’e yöneltilen bu tepkiler, Cuma namazı çıkışındaki kışkırtmalar ile linç girişimine döndü.

Dinimize hakaret, Peygamberimize iftira gibi şablonlara dayanarak dini fanatizm, çağlar boyunca katliamlar ve kıyımlar gerçekleştirmiştir. Ne yazık ki, bugün halen, her an harekete geçebilecek şiddeti meşru gören örgütler bu topraklarda iktidardan ayrıcalık görmekte ve hatta desteklenmektedir.

31 yıl önce Aziz Nesin’e yönelen bu dinci şiddet, bugün Daimond Tema’ya yönelmiştir. Ve işin ilginç yanı, ne sözüm ona Cumhuriyetçi muhalif partiler ne de sivil toplumdan bu tehditler karşısında güçlü bir kınama gelmiştir.

Binlerce akademisyen ve hukukçunun kahir ekseriyeti sessiz kalırken, 14 İlahiyat profesörü son derece önemli bir kınama bildirisi yayınlayıp, Daimond Tema’nın açıklamalarında hakaret ve suç olmadığını ifade etmişlerdir.

Cahil üreten bu eğitim sistemi ve olağanüstü yayılan tarikat örgütlenmeleri sayesinde, bu ülkede düşünce ifade etmek de suç olarak görülebilmektedir ne yazık ki. Bu cahil ve şiddet eğilimli kitle şarkısında Adem ve Havva isimleri geçiyor diye Sezen Aksu’yu da tehdit edebilmiştir. Adem babamıza ve Havva anamıza hakaret ediyor diye.

2 Temmuz 1993 yılında Aziz Nesin’i linç etmek için saldıran bu Ortaçağ karanlığının temsilcisi kitle ne yazık ki, masum 35 kişinin ölümüne neden olmuştur. Etkinliğin içeriği gereği burada bulunan yazar ve ozanların tamamının Alevi olması nedeniyle de bu katliam tarihe Alevi Katliamı olarak geçmiştir.

Bu ve benzeri katliamlarda devletin iki önemli sorumluluğu bulunmaktadır. Birincisi şiddet eğilimli dinci/fanatik bu grupları himaye etmektir. İkincisi ise bu türden olaylarda gerekli güvenlik müdahalesini yapmamasıdır.

Bu Madımak’ta da böyle oldu, Ankara Gar Katliamı’nda da ve Suruç Katliamında da.

Düşünce ve ifade özgürlüğü devletin teminatı altındadır ve Anayasal bir haktır. Hiç kimse kutsala sığınarak bu hakkı engelleyemez ve düşünce suçu üretemez. Ancak bu sadece güvenlik tedbirleri ile olmaz. Eğitimin de aydınlanmış bireyler yaratmaya yönelik bir amacının da olması gerekir.

“Kuran bize yeter” diyen bir eğitim anlayışı ile aydınlanmış birey yaratamazsınız. Ancak cahil ve fanatik insanlar yetiştirirsiniz.

Madımak’ı yakanlar sadece oradaki fanatik dinci ve cahil kitle değildi. Bu akımları besleyen iktidarlar ve suç olduğu halde şeriat temelli örgütlenmelere iltimas geçen kurumlardır.