GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
3 Haziran 2024 Pazartesi

Mekanlara / kurumlara isim verme özensizliği!

Zaman zaman çeşitli illere seyahat ederken dikkatimi çeken ve de beni rahatsız eden bir gözlemim var. Alt geçitler, üst geçitler, meydanlar, parklar, kültür merkezlerinin adları yoğun bir şekilde siyasetçi ismi ile dolu.

Alpaslan Türkeş Bulvarı, Necmettin Erbakan Caddesi, Devlet Bahçeli Meydanı, Fırat Çakıroğlu Üst Geçidi vs. Tabii bunun bir de diğer cenahı var. Hemen her şehirde Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, İsmail Cem, Bülent Ecevit gibi isimler verilen mekanlar söz konusu.

Belediye hangi parti yönetimine geçerse, mekanlara bir anda o partinin siyasi kimliği giydiriliyor. Bu doğru değil. Caddeye, bulvara, meydana veya kültür merkezine ad verilirken ya o şehrin tarihi ve kimliği ile ilgili bir tercih yapılmalı veya toplumda genel kabul gören bazı insanların isimleri tercih edilmeli.

Yukarıda saydığım isimleri çoğaltmak mümkün. Bunların isimleri bir yere verilecekse, onların yaşadığı yerde bir yer tercih edilebilir. Ülkenin her yerinde olmaz.

Mesela Salihli’nin Meydanı, neden Devlet Bahçeli Meydanı olsun ki? Bu meydanın Bahçeli ile ilgisi ne? Birçok şehirde neden Türkeş ve Erbakan isimleri mekanların adı olsun? Bu o şehrin kendi tarihsel kimliğine aykırı bir popülist tutum.

Hacıbektaş Kültür Merkezi’nin de, Kemal Kılıçdaroğlu Kültür Merkezi olması aynı anlama gelir. Bahçeli için uygun yer Osmaniye ve Kılıçdaroğlu için de Tunceli’dir.

MHP’nin yönettiği birçok belediye, Fırat Çakıroğlu adını vermiş bazı mekanlara. Neden? Siyasi cinayete kurban giden bir ülkücü genç Çakıroğlu. Ama o kadar genç öldürüldü ki bu ülkede, (Gezi’de ondan fazla masum genç öldürüldü mesela) onların adları ne olacak? Mesela yakın dönem siyasi cinayete kurban gidenlerden biri Sinan Ateş. O da ülkücü camianın önemli isimlerinden biri, onun adını kim, nereye verecek?

Bir zamanlar Kenan Evren adı da birçok yere verilmişti. Sonra her halde hepsi kaldırıldı. Umarım bu furya biter ve zamanla bunlar da kaldırılır.

Mekanlara isim verme konusunun diğer bir özensiz boyutu daha var. Mesela Atatürk, bu ülkenin ve Cumhuriyetin kurucu lideri. Dolayısıyla ülkenin her şehrinde ismi bir yerlere verilebilir, verilmektedir. Üniversite, Lise, Meydan, Kültür Merkezi vs. Ama bazen bunda bile doz kaçıyor. Tünele, alt geçide Atatürk adı vermenin anlamı ne? Her yere Atatürk adı vererek mi Atatürkçü olunur? Bu konuda da bir ağırbaşlılığa gerek var.

Bu gezide dikkatimi çekti. Erzincan’da Binali Yıldırım, Şarkışla’da Muhsin Yazıcıoğlu isimleri sürekli tekrar ediliyor. İlliç’teki küçücük sanayi sitesinin adı bile, Binali Yıldırım Sanayi Sitesi.

Şehirlere siyasi kimlik giydirmek doğru değil. Medeni dünyada böyle bir şey olduğunu sanmıyorum.

Hele hele üniversite adları. Hemen her Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın adı bir üniversiteye verilmiş durumda. Atatürk ve İnönü gibi birkaç kurucu babayı bir kenara bırakalım. Ama Erbakan, Ecevit, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül üniversiteleri olur mu?

Erzincan’daki Binali Yıldırım Üniversitesine ne demeli? Bir üniversitenin adı sadece o ilden başbakan oldu diye, Binali Yıldırım olur mu? Yazıktır, günahtır. Üniversitelerin siyasetçi ile ne alakası var? Üniversitelere ad verilecek ise ya o bölgenin coğrafi bir kimliği verilir (Fırat, Dicle, Uludağ, Ege, Marmara, Kocatepe..) ya da o bölgede yaşamış ve evrensel bazı özellikler taşıyan kültür insanları (Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş, Ahi Evran..vs).

Belediyelerin ve Bakanlıkların böyle bir hakkı yok. Yetkileri var ama hakları yok. Şimdi Salihli meydanına, Devlet Bahçeli adı veren parti görevde değil. Peki, yeni yönetim de bu meydanın adını değiştirip, Özgür Özel Meydanı mı yapmalı? İkisi de yanlış. O parti bu parti fark etmez.

Şehirlere siyasi kimlikler giydirmekten vaz geçilmeli ve şehirlerin kimlikleri konusunda daha hassas olunmalı ve bu hoyratlıktan vazgeçilmelidir.