GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
7 Eylül 2010 Salı

Hızır operasyonu!

Politikadaki kısır çekişme, özel işlerimdeki yoğunluk, yaz rehaveti derken bir süredir düzenli yazamadım. Bugün itibariyle geri dönmüş bulunuyorum.’¶
**
Süleyman Gençel ’‘yılın gazetecilik’’ olayına imza attı. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’’nun ikinci adamını ham yaptı, yuttu.
Büyükşehir Belediyesi’’nin Genel Sekreteri Ersu Hızır’’la yediği çok özel (gizli) yemeğin detaylarını okuyucusuyla paylaşan Gençel, Hızır’’ın kellesini alarak, düşman surlarında önemli bir gedik açtı.
Gazeteci-haber kaynağı ile yaptığı özel görüşmeyi deşifre eder mi? gibi safiyane bir soruya yanıt arayıp, ’‘etik’’ tartışmasına girmeye niyetim yok.
Çünkü Süleyman Gençel’’le masaya oturuyorsan tüm bunları bilecek hatta daha fazlasını da göze alacaksın.
Yani Gençel’’in en bilindik yanının (Yunan dostu, AB uzmanı olmak dışında) bir dönem birlikte olduğu insanları belirli bir süre sonra unutmak, gerektiğinde satmak, özel anılarını deşifre etmek olduğunu bileceksin.
CHP Genel Sekreteri Önder Sav ekibiyle geceli gündüzlü tam 6 yıl mesai yapan, yediği/içtiği ayrı gitmeyen Gençel’’in 2007 genel seçimlerinden sonra yaşadığı kırılmanın da etkisiyle, ekipten uzaklaşıp anılarını kaleme almakla meşgul olduğunu hatta en büyük sermayesinin de bu olduğu bileceksin.
Ve de böyle bir gazeteci ile otururken Büyükşehir Belediye Başkanı’’nın en azılı, en ezeli düşmanıyla işbirliği yaptığını da göreceksin.
Hiçbirini bilmiyorsan da Gencel’’in son dönem ’‘Genel Sekreterlere karşı’’ muarız bir duruş sergilediğini bileceksin.  
**
Ersu Hızır’’ınki bile bile lades’…
Hatta kendi ayağına domdom kurşunu’…  
Belki amacı farklıydı. Arsenik, metro gibi süreçlerde yalnız bırakmadığı, gözü kapalı katrilyonluk ihaleleri riskleriyle birlikte gözü kapalı imzaladığı Kocaoğlu’’nu korumaktı/kollamaktı.
Yani sadece belediye içinde kendisine karşı yapılanan ekibi tasfiye ederek, kişisel geleceğini kurtarmak değil, başkanını da korumaktı.
Birlikte yediği yemeğin ayrıntılarını büyük bir iştahla kaleme alarak darağacına çektiği Ersu Hızır’’la son dönemde özellikle Baykalcılık noktasında birleşmiş olsa da Gençel, Aziz Kocaoğlu- Alaattin Yüksel’’e olan kini/nefreti ve hıncı nedeniyle ipini çekmekle bir an bile tereddüt etmemiştir Hızır’’ın. Hatta o yazının her satırından ayrı bir keyif almış, Kocaoğlu’’nun operasyonundan sonra da neşesi katlanmıştır.
 
Diyelim ki belediyeye ait hiçbir sırrı paylaşmamış olsun Ersu Hızır. Hatta Aziz Başkan’’ın en büyük muhalifi gazeteciyi kafalamak için organize etmiş olsun bu yemeği’…
Ortak bir Baykalcı dost üzerinden köprü kurmuş olsunlar hatta.
Operasyon başarılı olsaydı bir yere kadar’…
Ama olay bu noktaya geldikten yani gizli görüşme ayyuka çıkıp detaylarıyla kaleme alındıktan sonra Kocaoğlu’’nun Hızır’’ın kellesini alması benim için sürpriz olmadı.
Tek bir hatası tüm doğrularını götürdü Ersu Hızır’’ın.
Arsenik krizinde arkasında dimdik durması, KİK’’li metro süreçlerinde ipten alması, katrilyonluk ihalelerin altına gözü kapalı imza atıp, gerektiğinde kendini riske etmesinin önemi kalmadı.  
Düşman kuvvetlerle görülmesi ihanetin en büyüğü sayıldı.
Bardağı taşıran son damla oldu.
Keşke bu operasyonun gerekçesi farklı olsaydı.
Süleyman Gençel’’e gelince’…
Keşke tüm bunları gazetecilik(!) adına yapsaydı. Ayakta alkışlardım. Hem de tereddütsüz.  
Ama kin, nefret ışığında pişirilip gazetecilik süsü verilmiş, siyasi hesaplaşma sosu ile servise konulmuş bu yemeği en azından ben yemem.
Muhtemelen de tanıdığım Gencel, (Bir yıldır değişmemişse tabi ki) yaptığı gazetecilikle değil, aldığı kelleyle, rakip surlarda açtığı delikle övünüyordur şu sıralar.
Kendi cephesinden bakıldığında haklı da’…
 
Peki, şimdi ne olacak?
 
Hızır’’ın yerine vekaleten atanan Pervin Şenel Genç’’le devam edilebilir.
Ne de olsa Aziz Başkan’’ın sınıf arkadaşı’…
Ne de olsa belediyede en fazla 5 akrabası çalışıyormuş.
Ya da kulislerde konuşulduğu gibi üniversitelerden birinden bir akademisyen bulunup, genel sekreter yapılır.
Olmadı mı?
Manisa’’dan, Aydın’’dan, Balıkesir’’den bir spor müdürü daha bulur büyük başkan!
Hala mı olmadı?
Olur, olur’…
Ama operasyonun büyüğü 12 Eylül’’den sonra olur.
Çok sayıda genel müdür emekliye sevk olur, daire başkanı, genel sekreter yardımcısı derken pek çok kişiyle yollar ayrılır.
Gibi geliyor bana’…
 
**
Son sözüm Şebnem Bursalı’’ya’…
Yapmayın Şebnem Hanım, etmeyin’… 116 yıllık çınar Yeni Asır’’a bu kadar yazık etmeyin.
Başbakan’’ın mitingini 9 sütundan görürken Kılıçdaroğlu’’nun 18 sütuna konulacak İzmir buluşmasını3 sütunda küçültmeyin.
Hadi Vali Coş’’a bile toz kondurmuyorsunuz diyelim, vıcık vıcık kabine manşetleriyle şişirmeyin İzmirliyi, Egeliyi’…   
Ömür Kabak’’ı bile sollayan ’‘evet’’çi duruşunuzu kendinize saklayın.  
İzmir’’e dikta etmeyin.
Saklamıyorsanız da Kabak gibi delikanlı olup 12 Eylül’’de istifa edip bırakın’…
Baskı varsa, boyun eğmeyin.
Kraldan fazla kralcı olmayın.