9 Eylül 1992 günü yeniden hayata dönen CHP, 20 yıldır sürmekte olan tek adam yönetimini geride bırakırken, 1980 öncesinin özlediğimiz CHP’sine dönüş işaretleri vermeye başladı.
Bir parti düşünün, belden aşağı bir vuruşla Genel Başkanı devriliyor, ardından da üst yönetim değişiyor. Ana kademe neredeyse boşalıyor.
AKP’nin başına benzer bir felaket gelseydi, çoktan siyasal yaşamdan silinip gitmişti. Oysa CHP yenilenip geliyor.
CHP’de bir süredir yaşanmakta olan sıkıntılar karşısında örgütün aldığı tutum ve delege seçimlerinde kendini iyice belli etmeye başlayan tabandaki değişim, CHP’ye yöneltilen yüzeysel eleştirilerin aksine, büyük bir toparlanmanın başladığını gösteriyor.
Tabandaki değişim ifadesini örgütün toplumla buluşmasında buluyor.
Yıllardır CHP’ye sadece oy veren seçmenler şimdi CHP örgütlerinde yer almaya başladılar. Birbirinden farklı eğilimler yan yana geliyor. Parti içi demokrasi önemli bir sınavdan geçiyor.
CHP, liyakatin, niteliğin, toplum yararına dayalı siyasetin öne çıktığı yeni bir siyasal yapıya kavuşuyor. Toplumsal barışın koşullarını oluşturacak sosyal demokrat düşünceye dayalı çözümler örgütlerde tartışılıyor.
Parti saflarına yeni katılan ve siyaset yapmaktan başka kaygısı olmayan üyeler, Türkiye’ye yurttaşlık bağları ile bağlı herkesin özlemi olan CHP için mücadele ediyor.
Cumhuriyet devrimine ve Aydınlanma fikrine bağlı, insan haklarından temel kişi haklarını anlayan, refahı topluma yaymayı hedef alan ekonomi politikaları önceleyen, kendini yenilemiş bir CHP’nin ayak seslerini yakında herkes duymaya başlayacak. Yeter ki, çıkarları bozulanlar ayak bağı olmasınlar.
CHP, eski yönetimin Parti’yi hapsettiği dar alandan çıkıp bütün ülkeye yeniden yayılmaya başladı. Ayrıştırılan toplum CHP saflarında yan yana gelmeye başladı.
Üç parça olmuş ülkeyi yeniden bir araya getirmeye muktedir sosyal demokrat siyasetin labirentlerinde dolaşmaya başlayan zihinler giderek berraklaşıyor.
Ağır ağır yerinden doğrulmaya başlayan CHP ayağa kalktığında, eleştirilen CHP’ye hiç benzemeyen bir partinin tıpkı dip dalgası gibi yükselmekte olduğu görülecek.
Küçük hesaplar, gurup çıkarları, çıkar çeteleri, CHP’yi miskinler tekkesine çeviren siyaset anlayışı yıkılıp gidecek. Bunu yapacak olan, halkın gücüdür.
CHP’ye oy veren kitleler artık örgütlere de sahip çıkıyor. Sokaktaki insan, CHP saflarında siyasete katılmaya başladı.
CHP, programıyla, tüzüğüyle, örgütleriyle bir halk hareketine dönüşmek üzere yerinden doğruluyor.
Mahallelerde, sokaklarda, evlerde ve her yerde siyaseti toplum için yapan yurttaşların yaktığı ateş toplumsal muhalefeti ülke sathında ayağa kaldırdığında, halkı iktidara taşıyacak yol açılacaktır.
Halk için, halkla birlikte siyaset; bütün kuramların çökmekte olduğu, sistemin paradigmalarının çöktüğü, değişimin yönünün öngörülemediği bu çağda, en makul çıkış yolu olmalı. Halk, kendi örgütlerine kavuştuğunda, doğru kararı verecektir.