Günlerdir anlatmaya çalışıyoruz. ’‘İzmir il kongresi öncesi Baykal’’ın önünde üç yol var’’ diye.’¶
Ya Nalbantoğlu’’na ’‘tamam’’ diyecek. Ya aday çıkaracak. Ya da İzmir’’i kendi haline bırakacak.
*
Gazeteci Hamdi Türkmen’’in yazısından da anladığımız kadarıyla, Baykal İzmir’’e ilişkin kararını vermiş. Bunları Türkmen yazıyorsa anlamlı ve de önemlidir. Yazıya göre, CHP Lideri İzmir’’i kendi haline bırakacakmış. Hatta, İzmir’’e kızgın/kırgınmış. Kongreye de gelmeyecekmiş. Üstüne bir de ’‘ne halleri varsa görsünler’’ demiş soranlara’…
Önce Baykal'ın son 10 yılda kaç İzmir il kongresine geldiği sorusu ile başlayalım.
Yanıt, aslında ’‘sıfır’’
Kemal Karataş’’ın Sav ekibinin imzalarıyla başkan seçildiği kongre için ’‘İzmir’’e gelmiş’’ti.
Neden geldiği biliniyor. İnciraltı’’nda ilçe başkanlarıyla 4 saat liste/delege pazarlığı yapmış Narlıdere’’deki kongreye şöyle bir uğrayıp havalimanının yolunu tutmuştu.
Hatırladığım/katıldığım il kongrelerinin hiçbirinde Baykal yoktu. Ne Alaattin Yüksel’’in kongrelerinde ne de aday çıkardığı Erkem Bulgun-Selçuk Ayhan yarışında’…
O nedenle Baykal’’ın il kongresine gelmeyecek olması en azından benim için sürpriz değil.
Ama Deniz Bey’’in İzmir’’e kızgın olduğu bence de doğru’…
Bugün ayyuka çıkan bu kızgınlığın gerçek nedenini sorgulamaya çalışacağız.
Yüzde 56 oy alıp 28 ilçe belediyesi kazandığı, il genel meclisinde tartışmasız iktidar olduğu için olamaz herhalde’…
O nedenle kızgınlık kongre süreciyle ilgili olmalı.
**
Sürecin en başında İzmir’’e ilişkin farklı bir tavır sergiledi Baykal. Önüne konulan siyasi fotoğrafı biraz değiştirmek için bazılarına özel misyon yükledi.
MYK Üyesi sıfatıyla Türkmen’’in yazısına kaynak olduğunu düşündüğüm Mehmet Ali Susam gibi mesela’… Yanına, tecrübesi nedeniyle Milletvekili Selçuk Ayhan’’ı monte etti.
Süreç içinde Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’’ı da yetkilendirdi.
Yetkiye ihtiyaç duymadan, ’‘Baykal’’ın vekili’’ gibi hareket eden Kemal Karataş da sürecin önemli bir aktörü olarak çıktı karşımıza. Tabi ki MYK Üyesi Savcı Sayan’… Görevli ya da görevsiz birkaç ilçe ile özel olarak ilgilendi.
Bu isimler kimi ilçelerde ayrı düşse de aynı değirme su taşıdılar çoğunlukla.
Etkili ve de yetkili bu aktörler, kimi zaman çizmeyi aşıp, İzmir’’deki siyasi gerilimi arttıran tavırlar sergilediler, kentte ’‘Baykal-Sav’’ çatışması olduğu imajı onların da katkısıyla yaygınlaştı.
Genel Sekreter Sav ekibinin en önemli ismi PM Üyesi A. Rezzak Erten’’i hiç istemiyorlardı mesela’…
Gelinen noktada İl Başkanı Nalbantoğlu da 'istenmeyenler kervarına' katıldı.
Ama süreç içinde ciddi açmazlara da düştüler. Kimi zaman (Bayraklı’’da olduğu gibi) Erten’’le aynı safta yer aldılar, kimi zaman da (Karşıyaka ve Buca gibi) Erten’’in gözden çıkardığı isimlerle siyaset kurgulama yoluna gittiler.
Karşıyaka’’da tuttu, Buca’’da tutmadı.
Bornova’’da bile ’‘Baykal’’ın listesinde’’ Erten’’in siyasi yakınları alındı son gece operasyonuyla’…
Peki, Baykal neden bu derece kızdı, köpürdü? Ve daha da önemlisi kime kızdı?
Taaa sürecin başına gidelim.
Efendim, Bornova’’da ’‘Bin 700 üye yeter, Bayraklı’’da 550, Konak’’ta 750 üye lazım’’ dediler.
Baykal, kafa salladı, ’‘tamam’’ dedi. 50 yıllık çalışma arkadaşı Önder Sav’’ı by-pass edip Algan Hacaloğlu ya da MYK eliyle mahalle seçimleri öncesi 12. maddeyi çalıştırdı.
Ama olmadı, yetmedi. Ne Bornova’’da, ne Konak’’ta ne Bayraklı’’da ne de başka bir yerde.
’‘Karşıyaka ve Buca ilçe başkanlarını görevden alın’’ bu iş tamam’’ dediler.
Aldı, verdi’… Ama olmadı.
’‘Konak İlçe Başkanı’’nı da alın’’ bu iş bitti’’ denildi. Aldı, istedikleri gibi bir yönetim oluşturdu. Ama yine olmadı.
’‘Erzene Mahallesi’’ni, Kılıçreis’’i iptal edin’’ seçim tamam’’ dediler. Olmadı.
’‘Tü kaka’’ dedikleri ekipten iki ilçede aday transferi yaptılar, birkaç ilçede de çıkarmaya çalıştılar. Yine olmuyordu. Anlayacağız Baykal’’a hep yanlış servis yapıldı. Koskoca genel başkan çoğu zaman kandırıldı. Kayıp cephede bırakıldı.
Yetmedi.
İlçe kongrelerini kaybettikten sonra bile, ’“Falancı aday olursa, siz de destek verirseniz 50-60 farkla seçimi alırız’’ diye rapor koydular önüne. Hemen ’‘mahcup adaylar’’ çıkardılar. ’‘Genel başkan isterse adayım’’ dedirttiler’…
Sanıyorum bu kez de Baykal inanmadı. ’‘Ne haliniz varsa görün’’ dedi.
Olay, bence bu kadar netti.
***
Ve en somut yanlış servis dün yapıldı Baykal’’a.
Buca İlçe Başkanı Mehmet Süne’’nin ilçe başkanları toplantısında yaptığı konuşmaydı servise konulan. Ve anında Süne ’‘yalancı’’ ilçe başkanı ilan edilip tefe konulmuştu.
Ama mum bu kez yatsıya kadar bile yanmadı. İlçe başkanları toplantısında söz sırası kendisine geldiğinde Süne şöyle girmişti konuya;
’“Bu sabah genel başkanla görüştüm, sizlere selamı var’’ denilerek başlayan kongrelerden zaferle çıkan ilçe başkanı arkadaşlarımı kutluyorum’’.
Bu söz yanlış anlaşıldı, anında Baykal’’ın önüne konuldu. Süne’’ye ’‘yalancı’’ damgası vuruldu. ’‘Süne, ’‘genel başkanla görüştüm, size selamı var’’ diyerek yalan söyledi. İlçe başkanlarını etkilemeye çalıştı’’ denildi. İlçe başkanları aranıp, ’‘yalancı’’ ilçe başkanı konusunda bilgilendirildi.
Süne’’nin konuşma tutanağını gördüm. Anlatmaya çalıştığı çok farklıydı.
’‘Susam’’ı hedef alıyordu, kinaye yapıyordu’… Başta kendi kongresi olmak üzere ilçe kongrelerinde Susam’’ın yaptığı, ’‘Genel başkanla görüştüm’…’’ diye başlayan konuşmayı kastediyordu.
***
Dünkü ilçe başkanları toplantısına 29 ilçe başkanı katıldı. 21’’i açıkça ’‘Nalbantoğlu lehine’’ irade beyan etti. 6’’sı ’‘yarım’’ destek verdi. Sadece Biri (Ertam Özen) Genel Başkan’’la sabah görüştüm, akşam da görüşüp ondan sonra bakacağım’’ dedi.
Konak, Bornova, Bayraklı, Karabağlar, Buca, Gaziemir, Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe, Kemalpaşa’…vs. 450 delegeye denk düşen bu tablo ’‘mahcup adaylar’’ cephesini korkuttu. Hemen B planına geçildi. Aziz Kocaoğlu-Sav ittifakını bozma planı’…
**
Planı uygulamak için bir ’‘vekil’’ önce Kocaoğlu’’na gitti. ’‘Baykal’’la görüştüm, ’‘Nalbantoğlu’’nu istemiyor’’ dedi. Sonrasında aynı vekil, Kocaoğlu ve Nalbantoğlu birlikte yemek yedi. Vekil aynı şeyi Nalbantoğlu’’nun yüzüne karşı da söyledi. ’‘Çekil’’ kenara, Baykal seni istemiyor’’ dedi.
Tüm bunlar 21 ilçe başkanının irade beyan ettiği toplantıdan saatler sonra oluyordu.
Ama aynı vekil, 5 yıl önce il başkanı olurken Baykal’’ın kendisini de istemediğini, seçimi de Baykal’’ın açıkça gösterdiği, arkasına 9 vekil, 26 ilçe başkanı dizdiği adayı yenerek kazandığını unutuyordu. Ve unuttuğu bir şey daha vardı.
O da yine beş yıl önce isyan eden ilçe başkanları adına kendisine mesaj getiren ilçe başkanı Yüksel Demirsoy’’a basın üzerinden, ’‘postacı’’ dediği ve bugün kendisini de aynı duruma düşürdüğü idi.
Selçuk Ayhan’’dan söz ettiğimi anlamışsınızdır. Çünkü kendisi bu satıra kadar anlamıştır.
Anlaşılan Ayhan, Susam’’ın süreç içinde beceremediğini becermeye soyunuyor, Baykal’’a dikensiz gül bahçesi sunmak için risk alıyor.
Riskli planın tutup tutmayacağını göreceğiz.
DEVAM EDECEK’…