GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
24 Şubat 2012 Cuma

AKP’nin Gençliğe Hitabesi!..

AKP iktidarının varlığını reddettiği gizli ajandanın mevcudiyeti ve aleniyeti artık su götürmüyor. Etnik grupların, mezheplerin, cemaatlerin islam ideolojisiyle birbirine bağlandığı esnek federasyona dönüştürülmekte olan Türkiye Cumhuriyeti manzaraları, gizli ajandada neler olduğunu gözler önüne seriyor. Sistem adım adım İslamlaştırılıyor.
  
Cumhuriyet devrimi, karşı devrimcilerin kuşatması altında. Bu kuşatmayı iyice gözümüze sokmak için olsa gerek, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okullardan kaldırmak için hareketlendiler. Kurnazlık olarak nitelenebilecek yollara başvuruyorlar.
Necip Fazıl Kısakürek gibi yeminli Cumhuriyet düşmanı bir şairin “Gençliğe Hitabe” şiirini, Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”sinin karşısına çıkarmaları, taşıdıkları niyet hakkında son derece öğretici olmuştur.
 
Necip Fazıl’ın Cumhuriyet devrimine ve Atatürk’e nefretini kusmak için Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ne gönderme yaparak yazdığı şiir, iktidar çevreleri tarafından kürsülerden seslendiriliyor. Nefret ve kin kusan o kötü şiiri bayrak yaptılar.
Oysa, Necip Fazıl iyi bir şairdir. Ama hırs aklın ve duyguların önüne geçince böyle kötü şiirler de yazılabiliyor. Ayrıca, Necip Fazıl tek örnek değildir.
 
“Atatürkçü gençlik” dendiğinde; Aydınlanma fikrine dayalı çağdaş batı normlarını temel alan bir anlayışla yetişen gençlik anlaşılır. Ve gençliğin inanç sahibi olmasının önünde bir engel yoktur. Ancak, gencin bir inanca bağlanması veya bağlanmaması için baskı yapılmaz. Demokrasilerde olması gereken özgürlük anlayışı bunu gerektirir. Laisite de bu nedenle demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur.
 
Gelin görün ki, Cumhuriyet’in yeminli düşmanları, çağdaş Cumhuriyet değerlerine saldırmak uğrunda gençliği iki kampa bölerek birbirine düşürmeyi bile göze aldılar.
Şu ayrıştırmaya bakın; Muhafazakar, dindar gençlik ve nasıl tanımladıkları pek anlaşılmayan diğer gençlik.
 
Kendi evlatlarına böylesine acımasız bir ayrımcılığı reva görenlerin ülkeyi yönetiyor olması büyük talihsizlik.
 
Türkiye, gençliğini kamplara bölerek birbirine düşman etmenin ülkeye nelere mal olduğunu, 70’li yıllar boyunca ağır bedeller ödeyerek öğrendi.
Öyle görünüyor ki, Kenan Evreni’nin yargılanmasının önündeki engelleri kaldırmakla övünen sözüm ona demokratlar, ülkeyi, darbe döneminde yaşananlardan bile daha berbat koşullara götürüyorlar.
Karanlık amaçları için gençleri birbirine kırdıran zalimler yine ortaya çıktı.
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının emanet edildiği gençliğin karşısına, kin ve nefret kusan bir şiirle dikilenler niyetlerini ayan beyan ortaya koydular.
 
Her iki metni de okuyan vicdan sahibi her insan, ülkeye nasıl bir kötülük yapılmakta olduğunu kolayca görebilir.
 
Şu hale bakın;
Kürtler Cumhuriyet’e tavırlı... Şiiler ve Sünniler kavgalı... Dindarlar, laisite yanlılarına husumet besliyor... Dindar gençlik kininin peşinde… ‘Öteki’ gençlik öfkeli... Başı örtülü kadın, başı açık kadına güvenmiyor... Kamu İhale Kurumu rüşvet skandallarıyla sarsılıyor. Yargı, Emniyet, MİT birbirine girdi. Basında yandaş kalemler bile isyan etmeye başladı.
 
Uyanmamız için daha ne yapsınlar!.. Artık görev halkındır. Bu gidişe “dur!” demek, sadece halkın üstesinden gelebileceği bir görev olmalı.
 
Bir Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ne bakın, bir de AKP’nin Gençliğe Hitabesi’ne bakın, sonra elinizi vicdanınıza koyup karar verin; “Hangi Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz?”
 
AKP’ye oy veren sağduyu sahibi herkesin bu konuyu bir kere değil, bin kere düşünmesi lazım. Türkiye bir değişim yaşıyor. Ve bu değişim zaruridir. Ama böyle değil.