GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
13 Aralık 2022 Salı

Yakında gidecek doktor bulamayabiliriz!

Son kırk yıl içinde küreselleşme ile Dünya’da hemen her sektörde gözlenen az gelişmiş bölgelerden kuzeyli gelişmiş ülkelere doğru olan beyin göçü Türkiye’de de son on yılda yükselen bir eğilim haline gelmiş ve hekimlerde de görülmeye başlanmıştır. 2000’li yılların başında Türkiye’de bir tıp fakültesinde yapılan bir çalışmada tıp fakültesi öğrencilerinde yurtdışına çıkma isteği yüzde 1,9 olarak bulunmuşken, 2016 yılında bu oranın yüzde 4,5’e, 2018 yılında yapılan bir çalışmada ise yüzde 36’lara kadar çıktığını görmekteyiz. 2012 yılında 59 hekim Türk Tabipleri Birliğinden İyi Hal Belgesi (Certificate of Good Standing) alırken bu sayı 2022 Ocak-Ekim döneminde 2153’ye çıkmıştır.

Bu giriş cümlesini değerli dostum Prof. Dr. Erhan Eser’in bana gönderdiği 6 aylık bir emeğin ürünü olan rapordan aldım. Türkiye’deki 39 Tıp Fakültesi’nden araştırmacıların katılımıyla 9881 son sınıf tıp öğrencisi üzerinde yaptıkları araştırmamız sonuçlanmış. Tahmin edebileceğiniz gibi hem bizler hem de hekim adayı öğrenciler açısından ürkütücü sonuçlar.

24. Uluslararası Halk Sağlığı Kongresinde 3 Aralık günü sunulan rapordan hepimizi kaygılandırması gereken çıktıları paylaşıyorum bugünkü yazımda:

Çalışma, Türkiye’de Tıp Fakültesi son sınıf öğrencilerinin mezuniyet sonrası mesleki kariyer planlamalarını ve yurtdışında uzmanlık eğitimi ve çalışma tercihlerini ortaya koymak amacıyla yapılmış. Türkiye’de 32’si devlet, 7’si Vakıf üniversiteleri olmak üzere toplam 39 tıp fakültesinden 9881 5. ve 6. sınıf T.C. uyruklu tıp öğrencisinin katıldığı bu çalışmada öğrencilerin katılım oranı yüzde 68.7olmuş.

Araştırmanın bulguları şöyle:
Sosyoekonomik, kişisel gelişim: T
ıp öğrencilerinin yüzde 52,5’i kadın, yüzde 47,5’i erkektir. Öğrencilerin yüzde 26,0’si ailelerinin gelirlerinin giderlerini karşılayamadığını, yüzde 45,7’si gelir gider dengesinin eşit olduğunu bildirmiştir. Öğrencilerin yüzde 77,7’si Fen lisesi ya da Anadolu lisesi mezunudur. Annelerinin yüzde 60,2’si, babalarının yüzde 76,9’u lise ve üstü öğrenim düzeyine sahiptir.

Tıp Eğitimi ile ilgili değerlendirmeler: Öğrencilerin yüzde 39,1’i geriye dönse tekrar tıp fakültesini tercih etmeyeceklerini ifade etmişlerdir. Mezun adaylarının yüzde 33,5’i eğitim aldıkları tıp fakültesinin kuramsal eğitimini; yüzde 46,8’i ise ve uygulamalı eğitimini yetersiz/çok yetersiz bulduklarını belirtilmişlerdir. 5 ve 6. sınıf öğrencileri, kendi kuramsal birikimlerini ve uygulama becerilerini ise yüzde 31,6 oranında yetersiz/çok yetersiz bulmaktadırlar.

Mezuniyet Sonrası Gelecek Planları: Mezun adaylarının yüzde 68,2’si sağlık hizmetinde uygulamalı hekimlik yapmak istemekte, yüzde 24,5’i ise araştırma geliştirme (akademi vb) alanında, sadece yüzde 3’ü ise pratisyen hekim olarak çalışmak istemektedir. Öğrencilerin yüzde 78,4’ü Türkiye’de kendi hedefledikleri mesleki kariyere ulaşmak için engeller olduğuna inanmakta; yüzde 81,1’i ise bu durumları yakın zamanda ortadan kalkacağına inanmadıklarını belirtmişlerdir. Sözü edilen bu engellerin başında yüzde 76,2’si Hekime yönelik şiddet gelmektedir. Bunu Tıpta Uzmanlık Sınavı, liyakat sorunları ve ekonomik sorunlar izlemektedir.

Yurtdışı Kariyer Planları ile ilgili Bulgular: Yurtdışında yaşama isteği: yüzde 73,8 (yüzde 15,1 kararsız)

Mesleğini yurt dışında sürdürme isteği: Kesinlikle: yüzde 33,6; belki: 37,1; Kararsız: 15.6.

Yurtdışında Mesleğe Devam Etmek İsteyenlerin Yurtdışında Kalış Sürelerine İlişkin Tahminleri: Kalıcı: yüzde 59,6; Kısa süreli yüzde 21,5; Kararsız: yüzde 18,9

Yurtdışında mesleğini sürdürmek isteyenlerin yaptıkları girişimler de var elbette: Öğrencilerin yarısından fazlası yabancı dili geliştirme çabası içinde, yüzde 19’u uluslararası bir dil sınavına ya da yurt dışı yeterliliklerle ilgili sınava girme girişiminde bulunmuş.

Tıp Fakültesi öğrencilerinin yurtdışına göç etmeyi anlamlı düzeyde etkileyen faktörler ise şöyle sıralanıyor: Aile gelirinin yetersiz olması, kendi tıbbi becerilerini yetersiz bulma, eğitim aldığı fakültenin kuramsal ve uygulamalı eğitim açısından yetersiz olması, daha az tercih edilen tıp fakültesinde eğitim alıyor olmak…

Öğrencilerin Türkiye’deki çalışma ortamı ile ilgili itici bulduğu faktörler ise şöyle: Tıpta Uzmanlık Sınavının zorluğu. Liyakat sorunları. İş alanlarının yeterince çeşitli olmaması. Hekime yönelik şiddet. Sağlık sistemi ve sağlık politikaları. Uzmanlık eğitiminin ağır çalışma koşulları. Mobbing.

Yurt dışındaki sosyal ortam ve yaşam biçimi ile ilgili çekici faktörler şöyle: Daha özgür bir yaşam beklentisi, yurt dışının sosyokültürel yaşamının çekiciliği…

Araştırmanın sonucu ise hepimizi kaygılandırmalı: Türkiye’deki 5. ve 6. Sınıf tıp öğrencilerinin mezuniyet sonrası yurt dışına göç eğilimleri diğer birçok gelişmekte olan ülke ile benzer düzeylerdedir, ancak Türk tıp öğrencilerini diğerlerinden ayıran, çok daha yüksek oranda kalıcı olma eğilimleridir. Tıp öğrencilerinin yüzde 62’si yurt dışına göç için hazırlıklar yapmışlardır. Öğrencilerin yaklaşık üçte biri bu konuda somut girişimde bulunmuştur (uluslararası geçerli sınavlar, ilişki kurma ve kabul alma). Önlem alınmazsa Türkiye bu hekimleri kaybedebilir.

Rapor ayrıca şunun da altını çiziyor: Türkiye’de daha çok tercih edilen tıp fakültelerinde eğitim gören tıp öğrencilerinin diğer öğrencilere göre göç etme eğilimlerinin anlamlı düzeyde daha az olması hekimlerin yurtdışına göç etmesinin önlenmesi için umut veren bir göstergedir. Türkiye için henüz yapılabilecek şeyler olabilir.

Araştırmanın öneriler bölümü ise şöyle: Yurt dışına hekim göçünü önlemek için, Tıp fakültelerindeki eğitim daha nitelikli hale getirilmeli, araştırma kapasitesi artırılmalıdır. Tıp fakültelerindeki (özellikle de akredite olmayan fakültelerdeki) öğrenci mevcutları düşürülmelidir.  Türkiye’deki mesleki çalışma ortamı ile ilgili sorunlar (şiddet, sağlık politikaları, mobbing, ağır çalışma koşulları) ivedilikle çözülmelidir. Ülkemizdeki toplumsal gerginlikler ve çağdaşlıktan uzaklaşan, özgürlükleri sınırlayan yaşam koşulları göçü tetiklemektedir. Bu alanlarda da ivedi gelişmeler sağlanmalıdır.

Başta Erhan Hoca olmak üzere çalışmaya emek verenlere teşekkür borcumuz var.