GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
11 Kasım 2021 Perşembe

Tarih tekrar ediyor

10 Kasım günü yaptığı konuşmada Erdoğan, CHP’yi neredeyse ulusalcıları kıskandıracak bir üslupla eleştirdi.

Yüzyıl sonra yeniden emperyal güçlerin bölgeyi dizayn etmek üzere hareketlenmesi, anti emperyalist mücadeleyi ve Kemalist fikirleri öne çıkardı. İktidar zümresi de Atatürk’ü sahiplenmeye başladı.

Birinci Dünya Savaşı boyunca cephelerdeki Atatürk. Kurtuluş Savaşını kazanan ve Cumhuriyet’i ilan eden Atatürk. Genç Cumhuriyet’in ekonomisini uluslararası kapitalist sisteme entegre eden Atatürk.

Atatürk’ün yaptıklarını kendi bütünlüğü içinde görmek yerine ihtiyaca göre kategorize etmek, birden fazla Atatürk ile karşılaşanların aklını zaman zaman karıştırmıştır. Ve yine böyle bir dönemden geçiyoruz.

Yüzyıl önce sanayi devrimiyle gelen Dünya düzeni sonlanıyor. Ve içinden geçtiğimiz dönem koşullarında yeniden anti emperyalizm ve bağımsızlık fikri öne çıkıyor. Bu durum tabii ki Atatürk’ün kuruluş mücadelesinde yaptıklarını daha da anlaşılır kılıyor.Tarihin tekerrürü.

Türkiye, tam da Kürt hareketinin ve İslamcıların itirazlarıyla bozulan yüz yıllık toplumsal mutabakatın yenilenme ihtiyacı ortaya çıkmışken, bölgede sınırların ve devletlerin tartışmalı hale getirildiği koşullarla karşı karşıya…Ve elbet de bu bir tesadüf değil.

Batı, kurulmakta olan Dünya düzeninde öngördüğü yeni Ortadoğu haritasını birlikte çizeceği ittifakları, ortaklıkları kurdu. Ve Türkiye Cumhuriyeti, bu tabloda, Batı çıkarlarıyla uyumlu durmuyor.

Hal böyle olunca,Erdoğan’ın Atatürk’e hizalandığını görmek çok şaşırtıcı değil.

Gerçek hükmünü sürüyor, ülke meselelerini ele alış biçimini ve bakış açısını gözden geçirmenin zamanı geldi. Ülke ölçeğinde birlik ve beraberliği önceleyen siyasi tutuma ihtiyaç var.

Ya bir araya gelerek dosta düşmana Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında onurlu varlığını göstereceğiz ya da Batı kuyruğunda ülkeye çizilen kadere boyun eğeceğiz.

Seçimlere ve iktidar sorununa bu netlikte bakabilirsek, ülkenin önünü açacak yola girmek mümkün olacaktır. Ve Atatürk’ün ruhu da muhtemelen şad olacaktır.

Zaman gerçekten bir araya gelmenin koşullarının, bütün önyargılardan azade, konuşulacağı zamandır.

CHP ve tarihi misyonu tam da böyle bir dönemde öne çıkıyor.