GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
11 Ekim 2021 Pazartesi

Demokrasilerin sonbaharı

Siyasetçinin demokrasiye yüklediği yüce anlam ve değer, demokrasinin sadece ve sadece bir yönetim biçimi olduğu gerçeğini sıklıkla unutturuyor. Batı’nın, “mümkün olanın en iyisi” dediği demokrasi…

Gelişmiş ülkelerde demokrasi bütün kural, kurum ve kuruluşlarıyla işliyor. Çünkü eğitilmiş toplumun yanı sıra, güçlü ekonomileri var. Ve toplum kural tanıyor.

Gelişmekte olan ülkelerde ise doğru dürüst eğitim ve güçlü ekonomi olmadığı gibi kuralsızlık da yaygın olduğundan, “olduğu kadar” demokrasiyle yetinilir.

Gelin görün ki, gelişmekte olan ülkelerde bu durum siyasetçilere müthiş imkanlar sunduğundan, “yarım yamalak demokrasi” revaçtadır. Ve “ben yaptım oldu” kafası ile yarım yamalak demokrasi, tencere ve kapak gibidir. 

Dahası, başına gelmiş ve gelecek her şeye rıza gösterdiğini sandıkta beyan eden yurttaş, bunun “demokrasi” olduğuna ikna edilmiştir.

Ayrıca, Batı’da demokrasi bütün kurum ve kurallarıyla işliyor olmakla birlikte, uluslararası sistemde ortaya çıkan krizin derinleşmesinden tedirgin olan halkların otoriter rejimlere teşne hale geldiğine dair güçlü işaretler var. Batı toplumlarında, özgürlük, kardeşlik, dayanışma gibi kavramlar, “vazgeçilecekler” listesinin başında yer almaya başladı. Toplumlar içine kapanıyor. Birbirine benzeyenler yakınlaşırken diğerleriyle mesafeler açılıyor.

Uzun sözün kısası, demokratik yönetim biçiminin her derde deva olarak görüldüğü zamanların sonundayız.   

Kendi aklıyla düşünebilen, kendi ayakları üzerinde durabilen toplumlarda demokrasiler yaşıyordu. Ancak, sistemde çıkan büyük bunalımdan sonra, demokrasilerin geleceği kocaman bir soru işaretidir.

Gelişmekte olan ülkelerde, yoksulluk altında ezilen yarı aç yarı tok insanların demokrasiyle yönetilmesini savunmak ise abesle iştigal. 

Hem de yeryüzünde aç insan sayısı 1 milyarı, yoksul insan sayısı 6 milyarı bulmuşken...

Önümüzde seçimler var, bir kere daha “demokrasi” pazarlanacak.

Fakat bu defa, sokaktaki insanı, demokrasinin karın doyurduğuna ikna etmek hiç kolay olmayacak.