GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
7 Haziran 2013 Cuma

Taksim Gezi Parkı Direnişi’nin düşündürdükleri

Taksim Gezi Parkı Direnişi üzerine yapılan anket sonuçlarına göre,katılımcıların yüzde 90’ına yakını,demokratik hakların ihlal edilmesine karşı tepkili olduklarını ifade ediyorlar ve özgürlükçü olarak nitelendirilmelerini istiyorlar.

Bu iki önemli tespit bize,Cumhuriyet Değerleri’nin kitlelere mal edildiğini,kalıcı olduğunu ve gerektiği zaman her koşulda sahip çıkmak için demokratik eylemlere başvurabileceklerini gösteriyor.

Cumhuriyet Değerleri Ne?
Türkiye Cumhuriyeti üç önemli ayak üstünü kurulmuş bulunuyor.
Bunlarda birincisi,ilk aşamada “Tam Bağımsızlık”tır.Mustafa Kemal Atatürk’ün deyişiyle “Bizi yutmak isteyen emperyalizme karşı verilmiş mücadelenin adı”dır.Bu mücadelede, her sosyal kesimden, yoksul köylüsünden işçisine,sivil ve asker laik aydınından emperyalizme karşı  tavır gösteren İslamcısına kadar bütün unsurlar yer almıştır.Buna “Milli Cephe” demek doğru.Türkiye Büyük Millet Meclisi ile şekillenen ve İzmir’de zaferle sonuçlanan siyasi ve askeri süreçte Tam Bağımsızlık gerçekleştirilmiştir.
İkincisi,Ulus Devlet temelinde Türkiye Cumhuriyeti(TC)dir.Sloganı, “Ne Mutlu Türküm Diyene”’dir.Bu amaçla,batısından doğusuna bütünleşmiş bir kitle yaratmak için ekonomik,sosyal ve kültürel devrimlerin hayata geçirilmesi için mücadele verilmiştir.

Üçüncüsü,belkide ön önemli ayağı,”Laiklik”tir.Bu ilke ışığında , “Yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir” sav sözüyle,din alanı ile sosyal alanın birbirinin alanına girmesi ve karşıtlığı önlenmeye çalışılmıştır.

Kısaca bu değerlerle beslenen Taksim Gezi Parkı Direnişcileri,aşırı yoksulluğu yaratan paranın diktasına, dünyanın kirlenmesi ve iklim felaketini yaratan vahşi kapitalizme,ifade özgürlüğü ve insan haklarını kısıtlayanlar sisteme karşı, Türkiye’nin her yerinde eylem yapmaktalar.

Cumhuriyet Değerleri’nin Karşısında Kimler var?
Öncelikle işbirlikçiler var.Bunların bir kesiminin liberal ya da İslamcı görünümlü olmaları önemli değil. İşbirlikçiler,Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında İngiliz ve Amerikan Mandacılığını savunuyorlardı.Kimileri Vahdettin ile yurtdışına kaçtılar.Günümüzde adları “ Soroscular “olarak biliniyor.Türkiye’nin Ankara’dan yönetilemeyeceğini söyleyecek kadar ileri gittiler ve Hiristiyan sultasında İslamcılığı bile istediler.Kimileri de Cumhuriyetin öğretmenleri yenik düştü dedi.
İkinci grubu ise,Cumhuriyet değerleri ile tasfiye sürecine sokulan,ancak hala varlıkları korumaya çalışan ve emekçi Kürt Halkı üzerinde egemenliklerini sürdüren feodal beyler ve onların siyasi temsilcileri oluşturuyor.

Ya Emperyalistler? Doğal olarak bunlar, doğrudan ve /ya da dolaylı ikinci cephenin yanında yer alıyorlar.Çünkü,Tam Bağımsız,Laik ve Ulus Devlet Temelinde Türkiye onların işine gelmiyor. Cumhuriyetin millileştirme politikasına karşı çıktılar.Türkiye’de imalat ve tarım sanayileşmesinin geliştirilmesini hiç istemediler. Üstelik son dönemlerde, laiklik temelinde Türkiye Cumhuriyeti’nin iflas ettiğini bile dile getirdiler.

Türkiye’nin dört bir yanında Taksim Gezi Parkı için direnişe geçenler, bana bunları düşündürdü.