GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Hakan Tartan
YAZARLAR
9 Mayıs 2022 Pazartesi

Sorun; ekonomik - sosyolojik ve demografik

Ümit Hoca (Özdağ) sert çıkınca “düzensiz göçmenler”, sığınmacılar konusu bir kez daha gündemin ilk maddesi oldu.

Afganlar, Iraklılar, Pakistanlılar, Afrikalılar da var ama halk bunlara daha çok “Suriyeliler” diyor.

Hem sayıları 4 milyondan çok, hem de daha çok olaya karıştıklarından belki.

Sorun net: Türkiye için ciddi sıkıntı.

Ekonomik olarak yaşananlar ortada. Hal böyleyken “bu düzensiz konuklar”  için ayrılan bütçenin hem büyüklüğü, hem de sürekli artması eleştiri konusu.

Son olarak bir milyonu için İdlib’te briket evler yapılması da AK Parti Hükümetinin artık tepkileri görmezden gelemediği şeklinde yorumlanabilir.

Elbette sorun diplomatik ve uluslararası kurallar çerçevesinde çözülecek. Ama şehirlerde yaşanan adli olayları, çeteleşmeleri, hatta getto yapısı içinde Türk toplumu ile uyumsuz, aynı zamanda saygısız yaşam biçimini de görmezden gelemeyiz.

Yapılacakları söyleyeyim:

1- BM ile program hazırlayıp dönüşler için altyapı oluşturulmalı ve kaynak yaratılmalı. Gerekirse Suriye Hükümeti ile diyalog süreci başlatılmalı. 2- Ekonomi ve toplumsal yaşama uyum sağlayacak makul bir kesimin ihtiyaç duyulan sektörler ve işler için eğitim verilerek 5 yıllık uyum programı sonunda vatandaşlığı sağlanmalı. 3- Suça karışanlar, işleyenler aileleri ile birlikte (çok önemli) sınır dışı edilmeli. 4- Çeteleşme havası veren dilencilik, durak ve trafik ışıklarında cam silme, dilenme vs. yapanlar sınır dışı edilmeli. 5- Sığınmacılar için toplumsal uyum programları yapılmalı. Bu soruna dünyanın ilgisi sağlanmalı. 6- Büyük kentler yerine tarımsal üretime uygun alanlarda barınmaları sağlanmalı… 7- Nüfus planlaması yapılmalı.

Zor gibi görünen çözülebilecek şeyler.
Donanımlı yetkililerin katkısıyla.
Düzensiz göçmenlerin hızlı nüfus artışının ülkenin bekası anlamında tedirginlik yarattığı da ortada.

Yani.. Sorun; ekonomik, sosyal, sosyolojik ve demografik.
Yani… Sorun; yaşamsal.

Ne bir yerleri “ırkçı” diye, ne bir yerleri “korumacı, duyarsız” diye suçlamakla bir yere varılmıyor.

Akıl için yol bir; demokratik, insan haklarına saygılı, ama Türkiye’nin geleceğini de düşünen bir yaklaşım.

Hiç de zor değil.
Yeter ki; kavga değil, çözüm arayalım.