Öyle bir süreçten geçiyoruz ki; her gün yeni bir gündem, her an yeni tartışma.
Maalesef çoğunlukla da çatışma!
Seçim dönemlerini içinden - dışından bolca yaşamış biri olarak bir de öngörümü söyleyeyim; seçime kadar her şey daha zor olacak... Bürokrasi yavaşlayacak, imzalar gecikecek ya da duracak, fiyatlar artacak, denetim azalacak, adaylık düşleyenler için yandaşlıklar ve paydaşlıklar başlayacak…
Falan- filan... Yani zor işler…
Eşimden- dostumdan, benim yazılı - sözlü aforizmalarımı sevenlerden baskı (!) yoğunlaştı.
Dediler ki; tam aforizma zamanı!
Boynum kıldan ince!
* Dünya Bankası “2024 de zorlu geçecek”, dedi. Enerji ve gıda fiyatı yükselmesi açısından… Bu ne demek? Pahalılık! Ayrıca üretim artışı gerekliliği. Bizim aklımız nerede?
* CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Grup toplantısında “partili geçinenlere” ayar verdi. Doğrusunu yaptı. Kılıçdaroğlu bir yandan 6’lı masanın dengesi olmaya çalışıyor, bir yandan Türkiye gündemine yoğunlaşıyor. Birileri ne yapıyor? Muhalefet içinde muhalefet! Aday borsasına ya temcit pilavı gibi aynı isimler ya da yeni “yumurtlamalar”. Ya destek ya da yoluna! Zamanında ve doğru bir çıkış…
* Maskeler çıktı, hasta ve ölüm rakamları düşüyor. Ne güzel! Dünyada da gelişmeler böyle. Ama... Her şey bitmedi. Bıraktığı arazlar? Tekrarlama korkusu? Yeni mutasyonlar? Arkadaş; 100 bine yakın kayıp verdik. Dünya sıralamasında yüksek bir oran. O acılar hala taze. Tansu hanımın (Çiller) AB kutlamaları gibi olmasın da! Malum 100 bin vefat,100 bin acılı aile demek!
* İstanbul’da göçmen rezaleti. Bir bu eksikti; 4 Nepal’li turisti İstanbul’un göbeğinde kaçırıp fidye isteyen sığınmacılar... Pes doğrusu! İfade alınıp serbest mi? Ben defedildiklerini görmek istiyorum...
* Ümit Özdağ’a taktılar; Suriyeli takıntısı mı var diye? Neymiş tek politikası buymuş. Bu konuda hiç politikası olmayanlara ne demeli? Adam açık açık “Bize yük. Beka tehdidi” diyor. Daha ne desin? Hoca akıllı adamdır; her konuda politikalarını bir bir açıklar…
* Koray Aydın Türk siyasetinde etkili ve saygın bir isim. Deprem felaketinde başarılı bir Bakan nasıl olur, herkese göstermişti. O dönem TBMM İdare Amiri olarak da birlikte güzel işbirlikleri yaptık. İYİ Parti’de de gelinen olumlu noktada ; kendine çalışanların, şov yapanların aksine en büyük katkısı olan isimlerden biri. Sessiz, sakin, etkili güç! Şimdi siyaset bezirganlarının dilinde; indi mi, çıktı mı? Önümüz seçim. Teşkilat Başkanı’ydı, şimdi Seçim İşleri Başkanı. Meral hanım (Akşener) en zor işleri ona veriyor, o da başarı ile çıkıyor. Teşkilat ‘tan sonra seçimde de öyle olacak. Bunu bile görmeyene ne demeli!