GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
24 Eylül 2012 Pazartesi

Sonuca değil soruya bakmak lazım!

Seçim sathına girilince anket sezonu da açılır.
Av sezonu gibi…
Av sezonunda her yerden tüfek sesi duyarsınız. Seçim zamanı da her gün farklı bir anket okur, yorumlarsınız. 
Yeni Asır Gazetesi’nin bugün 1. Sayfasından gördüğü anketi de biraz bu kapsamda değerlendirmek lazım. Ulusal bir araştırma firmasının İzmir’de 3 bin 500 kişiye sorarak hazırladığı araştırmanın sonucu çarpıcı…
Bugün seçim olsa İzmir’de AK Parti yüzde 40, CHP yüzde 43.5…
Ve 13 ilçeyi AK Parti’nin kazanacağı ilan ediliyor.
 
Yakın tarihte yapılmış ama yayınlanmamış kimi anketlerin sonuçlarını da gören/bilen bir gazeteci olarak bu ankete ilişkin tek bir soru işaretim vardı.
Sonuca ilişkin değildi soru işaretim.
Soruya ilişkindi. 
Yaptığım kısa araştırmada söz konusu anketi 3-5 gün önce bilen birkaç vekille sohbet etme fırsatı buldum. Anketten haberleri vardı. Sonucu onlara göre de doğruydu.
Lakin kafamdaki soru işaretine onlar da hak veriyor hatta katkı sağlıyorlardı.
Bu anket ‘yerel’ değil ‘genel’ seçim anketiydi.
 
Başbakan Erdoğan 30 Eylül’deki tarihi kongre öncesi tüm illerde benzer araştırmalar yapmış ancak sonucun kamuoyuna açıklanmaması konusunda hassasiyet gösterilmesini istemişti.
Ve İzmir’deki anketin sorusu aynen şöyleydi: Bugün Genel Seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?
 
Erdoğan’ın amacı 12 Haziran’a oranla partisinin ne durumda olduğunu ölçmek ve bu sonuçlara göre yeni yol haritaları oluşturmak hatta söylem geliştirmekti.
Gazetede yer alan haberde ise anketin yaklaşan yerel seçimleri baz aldığının altını çiziyordu.
Küçük bir nüans gibi görünebilir.
Lakin anketin yerel seçim için mi yoksa genel seçim için mi yapıldığı oldukça önemlidir.
Hem de İzmir’de…
 
‘Neden, nasıl?’ diyenler dikkatle okusun lütfen.
22 Temmuz 2007’ye gidelim öncelikle…
Cumhuriyet mitingleriyle ortalığı kasıp kavuran CHP sandıktan ancak yüzde 35,5 çıkarabildi.
Kordon’da en az 1 milyon kişinin katıldığı mitinge ev sahipliği yapan Baykal’ın partisine 750 bin oy çıktı koca İzmir’den…
Ve AK Parti’ye yüzde 30,5 oy çıkıyordu.
Vekil dengesini 11’e 9 paylaştı iki parti.
29 Mart 2009’a dönelim şimdi de…
CHP Büyükşehir’i yüzde 56,7 ile alırken AK Parti aynı seçimde yerinde saymış ve yüzde 30’da kalmıştı.
İl Genel Meclisi’nde bile CHP’nin yüzde 50’lik zaferi dikkat çekmiş 28 ilçede ipi göğüsleyen CHP, AK Parti’yi birkaç oyla kazandığı Bayındır dışında sandıktan silmişti.
 
Ve 12 Haziran 2011…
2009’da kasırga gibi esen CHP ancak yüzde 43,8 alabilmiş AK Parti yüzde 37’yi görerek 2007’deki 5 puanlık makası korumuştu. Aradaki partilerin erimesi, CHP’nin aday bazlı yanlışları, buna karşın AK Parti’nin doğru aday stratejisi bu sonucu açıklamaya yetiyordu.
 
Şimdi bu veriler ışığında son üç seçimi birlikte okursak…
Yerel seçim ile genel seçim arasındaki uçurumu görmek zorundayız öncelikle. Her ne kadar ‘yerel-genel’ farkı AK Parti cephesinde oluşmuyorsa da CHP açısından ‘aday bazlı’ olarak ciddi bir farkın oluştuğu çok net.
İkinci olarak CHP’nin adayı aşağı-yukarı belliyken AK Parti’nin olası adayları ‘gaza gelmemek’ için frene basmaya devam ediyor. Böylesi bir ortamda yerel seçim anketi yapmak zaten doğru da olmazdı. Ki yapılan da bana göre yerel değil genel seçim anketiydi.
 
İlçelere gelince…
12 Haziran genel seçimlerinin sonuçlarına bakarak AK Parti’nin en az 10 en çok 15 ilçede iddialı olduğunu öngörmek durumundayız. Burada CHP iktidarlarının yani yerel yönetimlerin 4 yıldır verdiği ya da veremediği sınavın etkisi çok yüksek.
Büyük umutlarla ve büyük oranlarla işbaşına gelen kimi belediye başkanlarının sükût-u hayal yaratmış olması (ki sadece halk nazarında değil aynı zamanda örgüt düzeyinde de) CHP’nin ilçelerdeki en büyük handikabı... Ancak pek çoğunda aday değiştirme yoluyla devri sabık yaratması beklenen CHP’nin bu durumu da aşabileceği savunulabilir. Lakin yine de AK Parti’nin kaleyi deviremese de burçların bir bölümünü ele geçireceği siyasi bir hakikat gibi görünüyor.
Kaldı ki yayınlanan ankette öne geçildiği savunulan ilçelerle 12 Haziran seçimlerinin sonuçları örtüşüyor.
 
Benim gördüğüm kimi anketlere gelince…
CHP yüzde 50 ile başlıyor.
Ancak en büyük handikap genel merkezin Kürt politikasındaki tutumu…
Yerel seçimlerde CHP’yi tercih eden İzmir’in MHP tandanslı oylarının Yeni CHP’nin yeni doğu/güneydoğu politikası yüzünden AK Parti’ye kayması mümkün…
En azından CHP’ye önceki seçimler kadar angaje olmaması…
MHP bu seçimde kendi seçmenini tutacak bir aday çıkarmayı başaramazsa, ‘kazanacak adaya’ oynama eğilimi gösterecek seçmenin nereye gideceği şimdilik soru işareti…
O nedenle CHP’nin önünde İzmir için tek bir seçenek var.
Kentin ulusalcı yapılarına şirin gözükecek adımlar atmak.
9 Eylül krizini bir de bu pencereden görmek ve de yorumlamak lazım kanımca…
İzmir’in CHP’lileri Kılıçdaroğlu’nun ya da Genel Merkez’deki bazı parti büyüklerinin aksine Baykal’ın rotasından yürümek durumunda… Tabi ki İzmir’de 2009’u tekrarlamak istiyorlarsa…