GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
20 Kasım 2016 Pazar

Siyasal yaşamda temsil sorunu var

“Toplumsal değişim” ile başlayan cümleler kurmayı seviyoruz. Ne ki o toplumsal değişimin ortaya çıkardığı sosyal yapı çoğumuzun tüylerini diken diken ediyor. 
Kendilerine siyaset alanı açmak, siyasal yaşama katılmak isteyen yeni toplum, talep ve eylemleriyle geleneksel siyaset alanını zorluyor. Buna karşın, mevcut siyasi partiler, toplumsal değişimi algılamakta çok ağır kalıyor.

AKP, çevreden merkeze taşıdığı mütedeyyinlerle temsil sorununu bir ölçüde aşacak gibiydi fakat o süreç artık çok farklı seyrediyor. AKP’de İslamcı kimlik öne çıktı. Yeni iktidar grubu kendi zengin sınıfını yarattı. Yoksullar sistemin nimetlerine yine uzaktan bakıyor.
Dahası, ‘yerli ve milli’ açılımıyla yeniden doksanlı yılların siyaset biçimine döndüğü gözden kaçmıyor.
Bununla birlikte, AKP, Sünni ve milliyetçi toplum katmanlarını tutarak, en geniş toplumsal tabanı yakalamayı ve onlara dokunmayı başarabiliyor. Özellikle, 15 Temmuz sürecinde, AKP’nin milliyetçi ve dindar kesimleri etkilediğini düşündüren gelişmeler var.
 
CHP, sosyal demokrasi ile ulusalcı politikalar arasında gelgitler yaşarken, kamuda islamcı yayılma karşısında endişe duyan toplumun beklentilerini karşılamakta zorlanıyor. 
Öte yanda, büyük ölçüde CHP saflarında siyasal hayata katılan Alevilerin, bilerek veya bilmeyerek, kimlik siyasetine zemin hazırladıkları bir gerçek. 
İdeolojik bulanıklığın CHP’de temsil sorununa yol açtığını söylemek abartı olmaz.

MHP zaten savunduğu siyasi çizgisinde Türk kimliğinin belirleyici ağırlığını hiçbir zaman inkâr etmedi. Tek boyutlu siyaset MHP’yi dar bir alana kapatıyor.

HDP, PKK vesayeti ve Kürt milliyetçiliği altında sol kimliği ezildiği için, eli kolu bağlı siyaset yapıyor. Dolayısıyla, söylediği doğru şeyler de kitlelere ulaşmıyor.
Kürtlerin siyasal temsili büyük ölçüde HDP’de gerçekleşiyor; Ne var ki, güneydoğuda olan bitenler, HDP’de temsil sorunu yaratma potansiyeline sahip.
 
Sonuç itibarıyla, Meclis’te grubu olan siyasal partiler tarafından izlenen siyaset, açık veya örtülü biçimde, kimlik siyasetini besliyor.
Siyasette hal ve gidiş böyle iken, bilişim dünyasının yatay toplumunda yeni kuşaklar her türlü hiyerarşik yapıya karşılar, mevcut siyasal partilere ve siyaset biçimine soğuk bakıyorlar.
 
Ana muhalefette sosyal demokrat düşünceyi savunan CHP’nin temsil meselesine yeni bir bakış açısı getireceğini umuyorduk. Ama böyle olmadı. Bir değişim havası yaratılmakla birlikte, beklenen değişim gerçekleşmedi.
CHP’den yeni sosyolojiyi algılaması, yerel politikaları ve yatay toplumu önceleyen siyasal çizgide siyaset üretilmesi beklenirken, başka şeyler yapıldı.  “Yeni” adı altında yapılan siyaset hiç anlaşılmadı. Bu konuda ağır kalındığı için, CHP’de yenileşme ve değişim adına yapılan işlerin ucu açık kaldı. 
Diğer yanda, gençlik, Haziran’da olan biteni yeterince kavrayamayan CHP’ye soğuk bakıyor.
15 Temmuz sürecini doğru okuması ve endişeli kitlelere güven veren politikalar üretmesi halinde, CHP, yeniden umut veren bir siyasi parti olarak siyasal yaşamdaki ana muhalefet boşluğunu doldurabilir. 

Sonuç itibarıyla, toplumun bütün katmanlarında siyasal temsil ve katılım sorunlu... Belki çok küçük, dar çıkar grupları içinde durumlarından memnun olanlar olabilir, ne ki konumuz onlar değil; toplumun neredeyse dörtte üçü durumundan hoşnut değil.
Bu durumda, büyük sarsıntıların ardından, toplumda yeni bir anlayışla siyasal ve sosyal yapılanma koşulları ortaya çıkabilir. Buna hazır olmak lazım.