GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
2 Kasım 2016 Çarşamba

Sosyal demokrasinin geri dönüşü mü?

Yeni bir mali krizin gelme ihtimali kapitalistlerin kâbusu oldu. Gelir dağılımında gittikçe derinleşen ve bir türlü önü alınamayan bozulma, sosyal barışı tehdit ediyor.
Tam da böyle bir zamanda ortaya çıkacak yeni mali krizin faturasının bu defa kapitalistlere çıkması kuvvetle muhtemeldir. Deniz bitti.
Dünya nüfusunun neredeyse yüzde sekseni yoksullaştı. İyice yoksullaşan halkların bedel ödeyecek durumu kalmadı. Kapitalistler ya tatlı karların bir kısmından vazgeçme fikrini benimseyecekler, ya da okkanın altına bu defa kendileri gidecek. Tercih onların.
Kaybedecek bir şeyi kalmayan yoksulların sayısı çığ gibi artarken, toplumsal muhalefet de yükseliyor. Çıkacak yeni bir mali krizle birlikte, zaten yükselmekte olan toplumsal muhalefet dalgasının yol açacağı başkaldırıdan çekinen kapitalistlerin ve siyasetçilerin, önümüzdeki dönemde, gelir dağılımını düzeltecek politikalara yönelmesi güçlü ihtimaldir. Ve bu politikaları toplumla buluşturacak biricik ideoloji olmamakla birlikte, geniş kitleler tarafından benimsenme şansı çok yüksek olduğundan, sosyal demokrasinin yükselişi beklenmelidir.
Kapitalistler, İkinci Enternasyonal’den beri ret ettikleri tarihsel uzlaşmanın zaruretine nihayet ikna oluyorlar;  Sosyal demokrasinin önündeki engeller kalkabilir.
Her şey için eğer çok geç olmamışsa, kapitalizmin elan sistemi kendi içinden dönüştürecek dinamizmi varsa, sosyal demokratlara büyük işler düşecek.

Hayal görmüyor isek, yani burjuvazi gerçekten hidayete erdiyse; sosyal devletin kaynaklarını yetmişli yıllardan başlayarak peyder pey yok eden kapitalistler, sistemden alıp ceplerine attıkları fazlayı sisteme iade edecekler. Elbet de gelir dağılımında ortaya çıkan bozulmayı sahiden düzeltmeye niyetleri varsa… Dolayısıyla, sosyal demokrat partiler, bu parayı sistemde dolaşıma alacak ve sosyal devleti yeniden inşa edecek siyasi güç olarak, iktidara gelme şansını çok yükseltecek.
Sosyal demokratların uzlaşmacı politikaları başarılı olursa, kapitalist sistemin, ömrüne ömür katacak uzlaşmacı ve bir o kadar da görece insancıl bir döneme gireceğini söylemek kehanet olmaz.
Öte yandan, tam da bu nedenle sol cenahta başlayacak büyük tartışmayı tahmin etmek hiç zor değil: Ertelenen devrim hayalleri ve sosyal demokratların büyük ihaneti!..

Sosyal demokratlar, günümüz dünyasında küreselleşmenin getirdikleriyle ortaya çıkan sistem krizi karşısında nasıl hareket edeceklerini, meseleleri nasıl ele alacaklarını tam olarak açıklamış değiller.
Otuz yıl öncesinin sosyal demokrat politikalarının bugün ne kadar karşılığı olduğu çok tartışmalı bir durumdur. Sosyal demokratların uzun yıllar boyunca doğru dürüst iktidar yüzü görmedikleri bir vaka.
Mülkiyet ilişkilerinin burjuvaziyi bile tedirgin edecek ölçüde sorunlu hale geldiği düşünülürse, sınırsız sermaye birikimi ve artı değerde ortaya çıkan önlenemez genişlemeye rağmen servet dağılımının adil hale getirilmesi, gelir dağılımındaki bozulmanın düzeltilmesi hiç de kolay olmayacak. Kapitalistlerin servetlerini ne ölçüde kaybetmeye rıza gösterecekleri henüz meçhul. Kaldı ki rıza gösterseler bile, sistem yapısal olarak obezleştiğinden adil bir gelir dağılımını kaldıramayabilir.

Hal böyle olmakla birlikte, burjuvazi, fedakârlık sırasının kendisine geldiğinin farkında olduğunu, açık bir dille ifade ediyor. Bill Gates veya Koç topluluğundan Ali Koç bu durumu açıkça dile getirebiliyor. Ancak sıra fedakârlık yapmaya gelince kapitalistlerin nasıl hareket edeceğini öngörmek kolay değil. Emekçiler ile kapitalistler arasında bir uzlaşma olacaksa; bu, emekçilerin mücadelesi sonucu değil ama kapitalistlerin ölçüyü kendilerine de zarar verecek ölçüde kaçırmış olmalarındandır.
Dünya nüfusunun dörtte üçünden fazlası yoksullaşmış bulunuyor. Gelir dağılımında meydana gelen bozulmaya muhafazakârlar ve liberaller çare bulamadıkları gibi, küresel enstrümanların dinamiklerinin yoksulluk üreten işleyişi sonucu daha da zenginleştiler; Son çare, sosyal demokratlar…

Sosyal demokratlar kapitalistlerle olası bir tarihi uzlaşmanın siyasi mimarı olmaya adaydır. Ne ki bu süreci yönetmenin zorluğu ortada; öngörülemeyen gelişmelere yol açacak çok fazla belirsizlik var. Toplumsal dinamiklerin ve değişkenlerin nasıl hareket edeceğine dair siyaset bilimciler ve sosyal bilimciler çok net şeyler söyleyemiyorlar; gerek bilişim devrimi gerek yeni sosyoloji, bildiklerimizi büyük ölçüde işe yaramaz duruma soktu. Yeni şeyler söylemek için yeni bakış açısına ihtiyaç var. Yeni bilgiler, yeni terimler, yeni kavramlar, yeni bakış açısı…
Sosyal demokratların işi çok zor.