GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
17 Kasım 2016 Perşembe

Niyetin aleniyeti

                                                      İyi Çoban 
“Size doğrusunu söyleyeyim, koyun ağılına kapıdan girmeyip başka yoldan giren kişi hırsız ve hayduttur. Kapıdan giren ise koyunların çobanıdır. Kapıyı bekleyen ona kapıyı açar. Koyunlar çobanın sesini işitirler, o da kendi koyunlarını adlarıyla çağırır ve onları dışarı götürür. Kendi koyunlarının hepsini dışarı çıkarınca önlerinden gider, koyunlar da onu izler. Çünkü onun sesini tanırlar. Bir yabancının peşinden gitmezler, ondan kaçarlar. Çünkü yabancıların sesini tanımazlar.”

“Ben iyi çobanım. Benimkileri tanırım. Baba beni tanıdığı, ben de Baba’yı tanıdığım gibi, benimkiler de beni tanır. Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm. Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim. Benim sesimi işitecekler ve tek sürü, tek çoban olacak.” … (Yuhanna 10)

“Çobanlığı hafife almayın, çobanlığın felsefesini anlamayan onun psikolojisini bilmeyen insan yönetemez. Ben de bir çobanım.” Sevgililer sevgilisi hadis-i şerifte şöyle buyurmuş; “Hepiniz çobansınız, hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz.”(R.T.E.)

Öldürmeyeceksin!
Zina yapmayacaksın!
Çalmayacaksın!
Yalan şahadette bulunmayacaksın!
“On Emir” içinde yer alan bu dört emir bütün dinler ve peygamberler tarafından insanlığa bildirilmiştir. Yeryüzüne 124 bin peygamber geldiği rivayet edilir. Ve insan hiçbir zaman öldürmekten, çalmaktan, yalan söylemekten vazgeçmedi.

Dinleri ve peygamberleri referans almak, siyaset alanında çok sık başvurulan bir ikna yöntemidir.
İsmi cismi büyük devlet adamları, siyasetçiler, yöneticiler yüzlerce yıldır milyonlarca insanın ölümüne yol açacak kararları alırken, halka yalan söylerken, yolsuzluk yaparken veya hırsızlara göz yumarken hep bu üç emir zihinlerde asılıdır; Öldürmeyeceksin! Çalmayacaksın! Yalan söylemeyeceksin! 
Ve öldürmemek adına öldürdüler, çalmamak adına çaldılar, yalan söylememek adına yalan söylediler. Bütün bunların yüce idealler adına yapıldığına dair toplumda bir ön kabul olduğundan, her zaman kitleleri peşinden sürükledi.
Kutsal kitaplarda yer alan benzetmeler ha keza itaatin doğal bir durum olduğunu anlatır insana. Sürü ve çoban hikâyesi buna güzel bir örnektir.
Tek sürü, tek çoban olacak! Bu hüküm, tekliğin tanrısallığına yapılan bir göndermeyle veriliyor. İnsanlık âlemi tek bir yaratıcı güce itaat etmeli ki yönetilebilsin.

Toplumları keyfince yönetmek, insana yeryüzü ölçeğinde hükmetmek, muktedirlerin en temel meselesi olagelmiştir. Teklik bilincinin oluşmasıyla bunun mümkün olacağını gören muktedirler, tanrının tekleşme sürecinden ilham aldılar. 
İktidar, doğası gereği, tekliği seviyor, kesin itaat istiyor. Bu anlamda, çoban/sürü benzetmesi yerindedir. Soru soran, talep eden insanların çoğunlukta olduğu toplumlar çok seslidir, çok başlıdır, çoğulcudur; dolayısıyla zaptı zordur. Mutlak iktidar isteyen muktedir tekliği nasıl sevmesin! 
O sesi işitecekler ve tek çoban, tek sürü olacak…