GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
30 Ocak 2022 Pazar

Şadan Hoca ölür mü?

“Ben o İzmir'i severim / Gün vurdukça sularına / Terli terli gülen İzmir'i/ Silemez hiçbir el Işığını o gözlerin / Solduramaz ümidini./ Ey emeğin kardeş İzmir'i / Yenilmez onurlu kenti./ Güneşli günlerinle kal!.” / Necati CUMALI

Şadan Gökovalı’nın bedeninin aramızdan ayrılışının üzerinden bir yıl geçmiş…

Ölmeden bir yıl önce yazdığı bir yazısında İzmir’in “gavurluğunu” dile getirmiş, Necati Cumalı’nın güzelim şiiri ile yazıya girmişti. İzmir’i gezerken ezberden ne çok Cumalı şiiri okurdu Hoca… Son doğum gününü kutladığımız Mart 2020’de de bu şiiri zorlanarak da olsa okumuştu…

Hoca İzmir’e “Gavur” denilmesine pek bozulurdu. Ben ona “Hocam ne var desinlerse desinler” derdim. Kabul etmezdi.

Şadan Hoca’nın yazısı şöyle devam etmişti:

İzmir için yıllardır bilenin bilmeyenin diline pelesenk olmuş bir iftira (kara çalma) sözü var: “Gavur İzmir”.

Neden acaba?

İzmir halkı, diğer şehirlerdekinden daha mı az Müslüman? Bilmeze (cahil) söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zor.

Efendim, başkenti Birgi olan Aydınoğullarının büyük hakanı Mehmet Bey, İzmir'i kuşattı; zorlu bir savaştan sonra, İzmir'in tavanı olan Kadifekale'yi (189.6 m) fethetti. Aşağıdaki Liman Kalesi (Hisar) ve çevresini ele geçiremedi. Oraya “Gavur İzmir” denir oldu. Böylece bu söz “Galat-ı meşhur” (yerleşmiş yanlış) Mehmet Bey İzmir'i 18 yaşına basan oğlu Umur Bey'e verdi. (Gazi oldu. Umurbey ve Umur Paşa ki, Gaziemir semtinin adı buradan gelir.)

Genç yaşta büyük bir kahraman olan Umur Bey, Gavur İzmir'i de “Türk” yapmak istedi. Kale çevresindeki hendekleri doldurttu. Surlara ilk ulaşma onurunu kimseye bırakmamak için, merdiveni tırmanmaya başladı. Merdivenin orta yerindeyken, tepeye ne kadar kaldığını anlamak için, miğferini kaldırdı. Tam o anda, yukarıdan atılan bir ok, Gazi Umur Paşa'nın iki kaşı arasına isabetle, onu şehit etti. Mübarek naaşı Kadifekale'ye götürülerek, gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra Birgi'de, babasının mezarı yanında toprağa verildi.

***

Ankara Savaşı'nda Yıldırım Beyazıt'a karşı utku (zafer) kazanan Timur, Aydınoğlu Beyliği'ne geldi. İzmir'in Hisar civarında gayrı müslimlerin oturduğunu öğrenince onlara ultimatom gönderdi; ya haraç vermelerini ya da İslam'a girmelerini önerdi. Teklif rededilince Timur, ağırlıklarını Tire'de bırakarak, 2 Aralık 1402 günü İzmir'e geldi. Böylece İzmir'in kuşatması fiilen başlamış oldu. Timur, saldırıyı deniz tarafından gerçekleştirmek için, denize ağaçlar çaktırarak deniz ile kale arasında set oluşturdu. Bu sırada benzeri görülmemiş şiddetli bir yağmur başladı. Neredeyse Timur'un askerleri siperde boğulacak gibi oluyordu. Timur, buna karşılık, ikinci Tufan sırasında büyük taarruza geçti. Böylece İzmir, 9 Aralık 1402 Perşembe günü Türklerin eline geçmiş ve aşağıdaki “Gavur İzmir” de “Türk İzmir” olmuştu.

İki gözüm İzmir, 1424 yılında II. Murat tarafından kesin olarak Osmanlı İmparatorluğu'na katıldı. Bilmeyen ya da domuzuna bilmezden gelenler hala “Gavur İzmir” teranesini tuttura dursunlar.

Keşke kendileri İzmir kadar Türk olabilseler...

***

Saygı ile anıyorum sevgili Şadan Hocamı