GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
25 Kasım 2021 Perşembe

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği… Her gün!

“7 yılda tacizci 60 akademisyen ihraç edildi” Bu haberi bir yere ayırmıştım. Bugün gerekti. Meclis Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu’nda çalışmalarını anlatan YÖK Başkanı 2014’ten bugüne 60 akademisyenim kadına yönelik taciz suçundan ihraç edildiğini söyledi.

Düşünün burası Akademi, bilim yuvası ama taciz ne kadar da yüksek oranda. Konu hakkında sohbet ettiğimiz bilim insanları bu rakamın akademideki gerçek taciz olaylarını yansıtmadığını, mobing ve tacizin çok daha yukarılarda olduğunu söylemişlerdi.

***

Zaman zaman yazıyorum, haber ve milli maçlar dışında televizyonla alakadar değilim. Ama bunda medya dünyasına yansıyan “Şiddet dilinin” önemi büyük. Çünkü şiddet, sadece fiziksel olarak değil, duygusal olarak da karşımıza çıkabiliyor ve medya ne yazık ki bunu köpürtüyor.

Bianet’te okumuştum: Medya Takip Merkezi (MTM), yaptığı araştırmada kadına şiddet ve kadın istihdamı haberlerinin, 2019 ve 2020 yıllarındaki medyaya yansımalarını ele almıştı birkaç ay önce. MTM’nin araştırmasına göre, pandemi dönemiyle birlikte kadına yönelik şiddet haberleri artarken, pandemi döneminde kadın istihdamına yönelik haber sayılarında azalma oldu. MTM araştırmasına göre, Covid-19 salgını döneminde kadına yönelik şiddet haberlerinde en büyük artış yaşanan mecra yüzde 29 çoğalma oranıyla televizyon haberleri oldu.

Bunun neden olduğunu soranlara cevabı geçen yazımızda vermiştim. Ahali öyle istiyor da ondan.

İşin bir başka dramatik yanı ise kadınlarla ilgili yayımlanan istihdam haberleriyle ilgili olanı. Kadınların iş gücüne katılımının, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesinin yanı sıra ekonomik büyümenin de önemli bir unsuru olduğunu unutmamak gerek.

MTM Türkiye’de kadınların siyasete katılım ve çalışma oranlarının, diğer gelişmiş ülkelere kıyasla daha düşük seviyede olduğuna dikkat çektiği açıklamasında 2019’da ve 2020’de kadın istihdamına yönelik yapılan çalışmalarla ilgili medyaya yansıyan haberleri de inceledi. Buna göre, kadın istihdamı ile ilgili 2019’da tüm mecralarda toplam 88 bin 366 habere yer verilirken, pandemi etkisindeki 2020 yılında, haber sayılarında yüzde 17’lik düşüş yaşandı ve 73 bin 721 haberde kadın istihdamı haberleri yer aldı.

Önemli bir konu da insanların şiddete maruz kaldığını sonradan fark etmesi. Birçok kadın ya da erkek duygusal, ekonomik şiddete maruz kaldığını sonradan fark ediyor maalesef.

***

Bir 25 Kasım’ı daha idrak ediyoruz. Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1993'te kabul edildi. Bildirge "Tüm insanların eşitliği, güvenliği, özgürlüğü, bütünlüğü ve haysiyetiyle ilgili hakların ve ilkelerin kadınlara evrensel olarak uygulanmasına acil bir şekilde ihtiyaç var" ifadesiyle başlar. Karar genel olarak, 1979 yılında kabul edilmiş olan Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi'nin ve Viyana Beyannamesi ve Eylem Programı'nı tamamlayan ve güçlendiren bir öneme sahiptir.

Bildirgenin bir sonucu olarak devam eden süreçte 1999 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak belirlenmiştir.

Bütün bu ulusal/uluslararası çabalara karşın şiddet azalmış mıdır? Ne yazık ki hayır. Bu sorunların yalnız yasalarla çözülemeyeceği artık bütün dünyada bilinmekte, uygulama boyutu önem kazanmaktadır. Bir kez daha yazalım: Kadınlarımızın kendi hak ve özgürlükleri için verdiği mücadele tüm yasa ve önlemlerden çok daha önemlidir.Kadınların, toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal konumunun güçlendirilmesi, insan hak ve özgürlüklerinden eşit biçimde yararlanmaları ve kendilerine yönelik ayrımcılığın önlenmesi konusunda tüm birey ve kurumların üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getireceğine inanan taraftayım.

**

25 Kasım nedeniyle bir süre önce aldığım bir kararımı açıklayayım. Şiddetin dilinde “sen” dilini kullanmak ne fena bir şey. Hiç tanımadığın bir insana “sen” diye seslenmek insanın kendi acizliğini ortaya koyuyor. Karşı tarafın fikrini sormaya, onu dinlemeye ihtiyaç duymayanlar da ne kötü. Her zaman ne yapılması gerektiğini bildiklerini iddia edenler de şiddet dilini besliyorlar.

Kendime saygım gereği şiddet dili kullananlarla selamı sabahı kesmiş durumdayım.