GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Mayıs 2011 Pazartesi

Operasyonun perde arkası ve olası sonuçları

Bu büyüklükte operasyona ilişkin sıcağı sıcağına yorum yapmak çok da doğru olmaz. Çoğu zaman yanıltır insanı. Olabildiğince bilgi kirliliğine açıktır çünkü. Ama yine de İzmir’in karşı karşıya kaldığı en büyük, en kapsamlı polis operasyonu hakkında yorumsuz/kayıtsız kalmak da bize yakışmaz. Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik polis baskınından söz ediyorum. Neredeyse Başkan Aziz Kocaoğlu dışında tüm üst düzey yöneticilerin evlerinden alınmak suretiyle emniyete götürülmesinden ve de gözaltına alınmalarından…
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da dediği gibi… Operasyonun zamanlaması rahatsız edici… Genel seçime 40 gün kala yapılan operasyonun zamanlaması manidar!
Operasyon ya da baskın… Adına ne derseniz deyin…
Dibine kadar siyaset kokuyor şu anda.
*
İlk kuşku ‘yemekteyiz’ meselesine ilişkin…
Görevden alınan Ersu Hızır, görevden alınıp yargı kararıyla dönen, üstüne ‘Mobbing davası’ açan Eski Polis Müdürü Ferda Eser gözaltında. Hentbol Federasyonu Yönetimi’nde olan Hızır, Fas’taki maça gitmek üzere yurtdışına çıkmak üzereyken havalimanında gözaltına alındı. Yemekteyiz meselesinin göbeğindeki isim Birol Soylu da şu anda emniyette.  
Sadece bu isimler üzerinden düşünülse bile operasyonun bir ayağında kesinlikle ‘yemekteyiz’ meselesi var gibi görünüyor. Gazeteci Süleyman Gençel’le yenildiği iddia edilen yemekte bulunan 3 önemli isim. Hızır, Eser ve Soylu… Üçü de emniyete götürüldü sabah saatlerinde…
Ne olmuştu ya da ne olduğu iddia edilmişti o yemekte?
Yenilip yenilmediği bile belli olmamasına karşın o yemekte Büyükşehir Belediyesi’nin pek bazı birimlerinden pis kokuların yükseldiği iddia edilmişti. Dahası 2. Adam Ersu Hızır’ın 1. Adam Kocaoğlu’nu ispiyon ettiği vurgulanmıştı. Tabi ki 1. Adam yani Aziz Kocaoğlu da bu meseleye çok içerlemiş/hiddetlenmiş, kılıcını çekip yemek masasında olduğu iddia edilen iki üst düzey yöneticisinin koltuğunu ‘güvensizlik oluştuğu’ gerekçesiyle altlarından çekmişti.
*
İddia sahibi gazeteci Gencel, kendi kendini tekzip etmişse de Büyükşehir’in Eski Grand Plaza Genel Müdürü Birol Soylu, olayın doğruluğunu savunmak için çırpınmış, medyaya ve olayı soruşturan adli mercilere ‘yemek yendi, bunlar konuşuldu’ diye ifade vermişti. Bugün gözaltına alınanlar arasında onu yani Soylu’yu da görünce ‘yemekteyiz olayından’ sonra başlatılan savcılık incelemesinin bu noktaya geldiğini düşündüm bir an…
Sadece ben değil pek çok kişi böyle düşündü.
Yemekteyiz meselesinden sonra ilk soruşturmayı Aziz Başkan açmıştı. Güvensizlik yaşadığı ikinci adamı Ersu Hızır ve Genel Sekreter Yardımcısı Ferda Eser’i görevden alan Kocaoğlu’nun müfettişleri, başta Birol Soylu olmak üzere çok sayıda kişinin ifadesine başvurmuştu.
Kamuoyuna da ‘hodri meydan’ diyen Kocaoğlu, ‘Kim ne şekilde soruşturursa soruştursun, Büyükşehir’de alınlarının ak olduğunu’ vurgulamıştı.
Olayı ihbar kabul eden Cumhuriyet Savcılığı bakanlıktan soruşturma izni istemiş, içişleri bakanlığı müfettiş görevlendirerek İzmir’de yukarıda adı geçenlerin de içinde olduğu onlarca kişinin ifadesini almıştı.
Sabah saatlerinde başlayan şok operasyon müfettişlerin ve savcılığın incelemesinden sonra olayın bu noktaya gelmiş olabileceğini düşündürtüyor.
Başka ne olabilir ki!
Aziz Başkan dışında neredeyse tüm Büyükşehir üst düzey yönetiminin gözaltına alınmasına neden olan?
*
İkinci kuşku bir organizasyon firmasıyla üst üste yapılan işlere ilişkin. Yani birkaç konser organizasyonu? Baskının ya da operasyonun önemli bir ayağının organizasyon meseleleriyle ilgili olduğu konuşuluyor emniyet koridorlarında… Bir organizasyon firmasına 40’e yakın iş (konser organizasyonu) verdiği iddia edilen ve bu nedenle de soruşturma geçiren Büyükşehir’in özellikle sosyal/kültürel işlerin mercek altında olduğu söyleniyor. Hatta operasyonun Bayraklı ve Karabağlar gibi ilçelere sıçramasının da benzer nedenle olduğu yani aynı organizasyon firması üzerinden yürütülen soruşturmadan kaynaklı olduğu iddia ediliyor. Eğer öyleyse yargının amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Çünkü iki yıl önce patlak veren bu olayı seçime 40 gün kala ele almanın başka bir anlamını ne yazık ki şu anda bulamıyorum.
*
Genel Sekreter Pervin Şenel Genç, Yardımcısı Serpil Baran gibi Aziz Başkan’ın hâlihazırdaki A takımı da içeride, Ersu Hızır ve Ferda Eser gibi eski A takımı da…
Sapla saman birbirine karışmış görünüyor. Üçüncü iddia, Sayıştay raporu… Bazı ihaleleri sorgulayan Sayıştay’ın 40 milyona yakın kamu zararı tespit ettiği, 205 belediye çalışanı hakkında sorumluluk kararı verdiği kaydediliyor. Raporun da operasyona etki ettiği kaydediliyor. Bu nedenle 40’a yakın müteahhidin de emniyete davet edildiği belirtiliyor.
*
Birkaç iddia daha var. Onlar da şu anda temelsiz görünüyor. Operasyonu İzmir’deki özel yetkili savcılar yürütüyor. Daha önce özel yetkili savcıların yürüttüğü operasyonları biliyoruz. Güzelbahçe, Urla ve Buca, Kaynaklar Belediyelerine yönelik operasyonlarda belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu yüzlerce belediye çalışanı gözaltına alındı.
Yüzlerce klasör belgeye de el konuldu. Sonra ne mi oldu?
Dört belediyenin başkanları serbest kaldı. Öyle ki hakkında 605 yıl hapis cezası istenen Kaynaklar Belediye Başkanı Mustafa Karagülmez bile şu anda dışarıda. Yani beraat etti.  Belediye çalışanlarının büyük bölümü de tahliye oldu!
Yani operasyonların içi boş çıktı. Büyükşehir, Karabağlar, Kuşadası ve Bayraklı Belediyelerine yönelik incelemeden de böyle bir şey çıkabilir.
Ama genel seçime 40 gün kala tüm bu olan bitenler kafaları karıştıracak, suyu bulandıracaktır.
Olay bugün yarın açıklığa kavuşacaktır. Ama kişisel kanaatimi soracak olursanız bu operasyonun içinden hiçbir şey çıkmayacak, seçim öncesi suyu bulandırmak dışında bir anlam da ifade etmeyecektir. Elbette ki suç ve suçlu varsa cezasını çekecektir. Ama koridorlarından müfettişin bir gün bile eksik olmadığı Büyükşehir Belediyesi’nde bu denli büyük bir operasyonu gerektirecek suçun oluşması her açıdan manidar.
*
Ama birileri İzmir’in Dürüst Başkanı Kocaoğlu’nun yani CHP’nin İzmir’deki en büyük siyasi gücünün fiyakasını düşürmek istiyorsa, operasyonu da bu düşüncenin üzerine bina etmişse fena halde yanılıyor.
Aday belirmeden kaynaklı örgütsel sorunlarla boğuşan, örgütü ve ilçe belediye başkanlarını çalıştıramayan CHP için bu operasyon adeta ilaç gibi gelecektir.
Hükümet tarafından siyasi linçle karşı karşıya bırakıldığını savunmaya başlayan CHP, örgütsel açıdan kısa sürede toparlanacak hatta en az iki milletvekili fazladan çıkaracaktır.
Bakınız CHP örgütleri Büyükşehir önüne kamp kurdu. Binlerce CHP’li Büyükşehir ve Aziz Başkan’a sahip çıkmak için şimdiden alana indi.
Bu operasyonun siyasi amacı vardıysa da şimdiden ters teptiğini söylemek mümkün!
Operasyonu gerektirecek haklı nedenler olsa bile, bu saatten sonra bunu anlatmak zor. AK Parti’nin işi biraz daha zorlaştı. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın operasyonu zamansız bulması ve de eleştirmesi de bu gerçeği fark etmesinden kaynaklanıyor sanırım.
 
Şimdilik bu kadar yeter! Operasyonun üzerindeki sır perdesi aralandıkça yorumlamaya devam ederiz.