GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
19 Nisan 2011 Salı

Beyanname tartışmasında kim haklı?

Başbakan Erdoğan’ın ‘Hedef 2023’ başlığıyla açıkladığı seçim beyannamesinde İzmir’in yeri tartışılıyor. Beyannamede İstanbul ve Ankara’ya 1,5 sayfa yer veren Erdoğan, İzmir’e tam 2,5 sayfa ayırmış. İstanbul ve Ankara’da yapılacak ne kaldı ki? dediğinizi duyar gibiyim. Ya da kaç sayfa olduğu değil içinde ne olduğu önemli dediğinizi… Yine hükümetin beyannamede yani kâğıt üzerinde bile olsa İzmir’e pozitif ayrımcılık yapmasından mutlu oldum. Neler yok ki Erdoğan’ın İzmir heybesinde;
Karaburun yolundan, Ankara Hızlı Tren Projesine, İstanbul Otoyol’una, 2020 EXPO adaylığına kadar…
11 ana başlıkta toplanan 33 vaat! Önümüzdeki beş yılda yapılması bile kente önemli bir mesafe kat ettirir. Daha da önemlisi Erdoğan’ın İzmir’e bakışının değiştiğinin resmi gibi bu beyanname… Ya da Erdoğan cephesinden sıranın İzmir’e geldiğinin…
Son dönemde Erdoğan’ın İzmir’e bakışının her açıdan değiştiğini düşünüyordum. Listelere yazdığı adaylar/isimler üzerinden bu tezimi güçlendirmiş, son dönemde Melih Gökçek’in, kente dil uzatmayı alışkanlık haline getirmiş bazı üst düzey yöneticilerin İzmir’i gündemlerinden çıkarmış olmalarından umutlanmıştım açıkçası. Hatta Sayın Başbakan’ın kente son gelişinde ‘İzmir’i Akdeniz’in yıldızı ilan etmesi de boşa değil’ diye düşünmüş, “Gâvur, arsenikli ve sümüklü İzmir’den’ Akdeniz’in yıldızına gelişi/geçişi sadece kent için şans olarak görmüştüm.
*
Biz yine dönelim seçim beyannamesine… Pek çok proje İzmir Büyükşehir patentli… Sanıyorum Erdoğan’ın da ciddi bir ‘danışman’ sorunu var. Yeni Fuar Alanı ve Kongre Merkezi yapmaktan, Kadifekale’yi kentsel dönüşüm çerçevesinde boşaltmaktan söz ediyor beyannamede… Bu projelerin Büyükşehir tarafından halen uygulandığını bilmesek, inanacağız neredeyse. İzmir vaatlerini üç başlıkta ele almak gerekirse;
1-) 33 maddenin yarıya yakını zaten kentin gündeminde olan hatta yürüyen projeler. (İzmir-İstanbul otoyolu, İzmir-Ankara hızlı tren projesi, Çevre yolunun uzatılması, Aliağa-Menderes projesinin Torbalı’ya uzatılması, limanların iyileştirilmesi gibi.)
2-) Büyükşehir’in yürüttüğü ya da bir ucunda Büyükşehir olan projeler (Yukarıda saydım)
3-Tamamen hükümetin kontrolünde olanlar. (Ulaşım ve sağlık altyapısına ilişkin)
**
Bir İzmirli olarak, 2,5 sayfalık metinde benim için sürpriz olan tek bir maddeye bile rastlayamadım yazık ki.
Oradaki hemen tüm maddelerin önemini ve kente katkısını yabana atmıyorum/biliyorum. Üçkuyular-Karşıyaka arasına tüp geçit yapılması, İzmir’in otoyollarla, hızlı trenlerle Ankara’ya, İstanbul’a bağlanması, kentin demiryollarının birleşim noktasında kalıp lojistik üssü misyon üstlenmesi, limanların elden geçirilip daha rantabl hale getirilmesi gibi projeler tabi ki heyecan verici. Ama yeni değil! Bildiğimiz, kentin gündeminde uzun süredir olan, tartışılan işler pek çoğu. Bir kısmı zaten alıntı…
Kentin kuzey ve güneyine iki stadyum yapılması Aziz Başkan’ın yerel seçim vaatleri arasındaydı. Medeniyetler Müzesi de öyle. Yeni Fuar alanı, kongre merkezi gibi işler Büyükşehir’in uhdesinde şu anda yürüyor.
Aliağa-Menderes Projesi’nin Torbalı’ya uzatılması işinin bir tarafında Kocaoğlu ve Büyükşehir hep vardı, olacak da. Hatta projenin Bergama’dan Selçuk’a kadar uzatılması fikrini de ortaya atan kişi Sayın Kocaoğlu idi.
Kadifekale’nin boşaltılması, Uzundere’ye taşınması işinde TOKİ, Büyükşehir’in taşeronluğunu yaptı sadece. Kruvaziyer Limanı Projesi’nde İTO Başkanı Ekrem Demirtaş’ın emeği yadsınamaz. Başkan Kocaoğlu da Bayraklı civarında dev bir liman yapılacağını aylar öncesinden müjdelemişti. Uzun lafın kısası Başbakan Erdoğan’a yanlış bilgi verilmiş. Çoğu bilinen, bir kısmı alıntı, başka kurumların işleri AK Parti’nin seçim beyannamesine sokulmuş.
*
Tabi ki hepsi de Kocaoğlu’nun ucundan tuttuğu işler değil.
Özellikle ulaşım ve sağlık alanında olanlar yerli üretim. Sağlık alanında İzmirli AK Partililerin üretimleri de beyannameye alınmış. 4 bin 500 metrekare alana kurulması planlanan Bayraklı Şehir Hastanesi… Ya da Yenişehir’de birbirine yakın 4 hastanenin birleştirilerek devasa bir şehir hastanesi kurulması.  Her iki projenin gerek yer tespiti gerekse de plan çalışmalarında dönemin Sağlık Komisyon Başkanı Milletvekili Aday Adayı Bülent Delican’ın emeği var.
Çiğli’deki 450 yataklı bölge hastanesinin planlanmasında da halen il yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Hami Karacan’ın… Yine Ankara-İzmir hızlı tren projesinde Milletvekili Mehmet Tekelioğlu’nun çabalarını yadsıyamayız. Ama AK Parti genel merkezinin İzmir’i ele alan beyannamesini acilen gözden geçirip, revize etmesinde yarar görüyorum. Hatta bu açıdan Sayın Başbakan’ın kente ilişkin vizyonunu yeni baştan ele almasını umuyorum. Daha gün yüzü görmemiş İzmir projelerine ihtiyaç olduğu ortada.
*
Tam da biz ‘AK Parti İzmir’e ilişkin yaklaşımını/dilini değiştiriyor mu? Sorusuna yanıt ararken, seçim beyannamesi üzerinden yapılan tartışmalarda gördük ki, halen ciddi bir üslup sorunu var Erdoğan’ın…Hükümetin İzmir’e ilişkin vaatlerine dönük ilk eleştiri CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel’den geldi. Yüksel, projelerin önemli bölümünün Büyükşehir’e ait olduğu savunusundan hareketle, ‘kes, kopyala, yapıştır işler’ diye niteledi projeleri.
Yukarıda saydığımız gerekçelerden haksız da sayılmazdı hani! Aziz Başkan ise EXPO adaylığı için hükümete teşekkür edip, kendi uhdesinde yürüyen işlerin de beyannameye girmesinden duyduğu mutluluğu biraz kinayeli de olsa ortaya koymayı tercih etti. Son derece nazik ve uygarca… Peki ya Sayın Başbakan ne yaptı?
Açtı ağzını, yumdu gözünü!
‘Yahu sen…’ diye başlayan cümlelerle verdi, veriştirdi Kocaoğlu’na. Hükümet olarak İzmir’e yaptığı tüm katkıları adeta kusarcasına döktü/saçtı ortalığa… Kente ve Büyükşehir’e yapılanları başına kaktı Kocaoğlu’nun… İşte bu üslup Sayın Başbakan’a yakışmadı. (Kaldı ki Büyükşehir’in işlerini gerçekten sahiplenmişken. Yani haksızken)
Bu türden tartışmaların nereye vardığını deneyimlerimizden biliyoruz. Başbakan’ın Kocaoğlu’na ya da İzmir’e yönelik her çıkışı, CHP’yi birkaç puan daha yukarıya taşıyor.  Ve liste tartışmalarıyla sarsılan/küsen CHP örgütünü de kendine getirecektir. İşte tam da bu sebepten Kocaoğlu, Erdoğan’a yanıt bile vermedi. Neden versin ki? Mağduriyet ikliminden beslenmek dururken… Neden versin!
*
Ankara ve İstanbul’a 1,5 sayfa ayrılması da sizi şaşırtmasın ayrıca… İzmir gibi bilindik, alıntı maddelerden değil, çoğunluğu belediyelerin görev tanımında kalan ‘metrolar, köprüler’ gibi önemli işlerden mütevellit projeler. İstanbul ve Ankara’da yerel yönetimin yapması gereken işleri üstlenen Erdoğan, İzmir’de belediyenin yaptığı/yürüttüğü işlerin üzerine oturmuş/yatmış görünüyor. Ve de merak ediyorum… Yeni Fuar alanı, kongre merkezi gibi Büyükşehir’in işlerini beyannamesine sokan Erdoğan, Kocaoğlu’nun ısrarla bakanlığa/Ankara'ya havale ettiği üç önemli metro projesini neden üstlenmiyor? Halkapınar-Otogar, Üçkuyular-Narlıdere ve Buca-Tınaztepe hatlarını… Ankara ve İstanbul’un metro projelerini sahiplenen, üstlenen Erdoğan, İzmir’in metro projelerini neden görmezden geliyor? Yoksa, o da İzmir’e metro yapmanın ne zor bir uğraş olduğunu anladı mı?
Sonuç olarak; Sayın Başbakan İzmir’e ayırdığı 2,5 sayfayı acilen gözden geçirmeli. Bunu yaparken yanına Milletvekili adayı İlknur Denizli’yi alabilir. Büyükşehir’de Kocaoğlu ile birlikte pek çok projenin ucundan tutan Denizli, beyannamede yer alan maddelerden hangilerinin/kime ait olduğunu anlatacak birikimdedir. Hatta mümkünse, İzmir’i konuşurken İlknur Hanım’a sormadan ağzını bile açmasın Sayın Başbakan.
Tabi ki çuvallamak, boşa düşmek, kentte siyaseten irtifa kaybetmek istemiyorsa…