AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay, ‘Başbakan’a 35 sarışın kadın’ projesi konusuna noktayı koydu. İl Başkan Yardımcısı Nilgün Gürel’in açıkladığı projenin bireysel bir çabanın ürünü olduğunu ve partiyi bağlamadığını söyledi Akay.
Tabi ki hem CHP hem de medya aksini düşünüyor.
Projenin merkezinde hem bir il başkan yardımcısı var hem de Güzelbahçe ilçe yönetiminden bir kadın yönetici varken böyle düşünmeleri de normal. Akay’a göre projenin AK Parti il başkanlığı ile ilgisi yok.
En azından ‘sarışın’ kısmıyla yok.
Henüz hazırlık aşamasında olan ve adı da ’35 kadın 35 soru’ olan projenin ’35 sarışın’a nasıl dönüştüğünü araştırıyor İl Başkanı Akay…
Ve de olgunlaşmadan basına nasıl sızdığını…
Sarışın tanımından çıkan gürültünün tesiri büyük çünkü…
Amerikan filmlerinde ‘aptal’ yerine konan ve ‘seks objesi muamelesi’ gören sarışınların, kültür transferi nedeniyle Türkiye’deki karşılığı da aşağı yukarı aynı.
Zaten gürültünün nedeni de bu!
AK Parti il başkanı Akay, hem kendisini hem de partisini sarışın cenderesinden kurtarmaya, konuyu kapatmaya çalışıyor. İzmir projelerinin, adayların konuşulması gereken dönemde sarışın krizinin yaşandığı, CHP’lilerin bile diline düşüldüğünü düşünürsek kendi cephesinden haksız da sayılmaz hani.
Öyle ya da böyle bu konu kapanacak. Ama Tanju krizinde olduğu gibi sarışın krizi de bir kelleye mal olabilir. İl Başkan Yardımcısı Nilgün Gürel ya da henüz olgunlaşmamış bir projeyi medyaya sızdıran her kimse onun kellesi tehlikede gibi…
*
CHP’ye döndüğümüzde ciddi bir tamirat, gönül alma sürecinin yaşandığını görüyoruz. Milletvekili adayları gruplar halinde ilçe örgütlerini ziyaret ediyor.
Örgütlere nabza göre şerbet ikramı var!
Ziyaretlerden sızan bilgilere göre ithal adaylar zor anlar yaşıyor. Kendilerini tanıtarak, anlatarak ne kadar İzmirli olduklarını, İzmir’i ne kadar sevdiklerini söyleyerek başlıyorlar söze… Yani CHP’den İzmir milletvekili adayı olan biri parti örgütüyle yeni tanışıyor.
Yeni CHP kadrosunun eski CHP kadrosuna dönük yaptığı temizlik/tasfiye harekâtı sonucu, neredeyse hiçbir talebi yerine gelmemiş/getirilmemiş olan küskün örgüt ise adayları bağrına basmakta zorlanıyor.
Nasıl zorlanmasın ki! Tanımıyor, bilmiyor pek çoğunu… Önemli bölümünün de bölgesi yanlış yazılmış durumda zaten. İlçe belediye başkanlarının ve örgütlerin talepleri karşılık bulmadığı için CHP adayları ilçelerde en azından bir süre daha zorlanacak gibi görünüyor.
İlçe örgütlerine 5’er, 10’arlı gruplar halinde yapılan ziyaretlerin başka bir nedeni ise ithal ya da yanlış bölge adaylarının kaybolma riski!
Son toplantı Menemen’deydi… Belediye Başkanı Tahir Şahin, ilçe örgütünden bine yakın kişiyi toplayıp milletvekili adaylarıyla buluşturdu. Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, Menemen’de pek çoğu için yeni ve şoke edici bilgiler verdi.
Kendisinin MYK’da İzmir’de ön seçim yapılması için ciddi bir kavga verdiğini anlatması başlı başına şok nedeniydi.
Toplanan 10 binin üzerinde imzaya rağmen ön seçim yapılmadığı üstüne üstük ithal aday patlaması yaşandığı, pek çok adayın yanlış bölgeye yazıldığı, ilçe örgütlerinin ve belediye başkanlarının taleplerinin dikkate alınmadığı gibi eleştirilerle çalkalanan örüt, Yüksel’in bu açıklamasını tatmin edici bulmadı.
Hatta önseçim imzalarını Kılıçdaroğlu’na geç ulaştırmak ve MYK’da önseçim yapılmaması için mücadele vermekle itham edilen Yüksel’in, sözleri tepki adlı desek yalan olmaz. Ama Yüksel tüm bu tepkilere aldırmadan devam etti:
“Ön seçim için kavga verdim. İzmir’in üye yapılanmasının sağlıklı olmadığını savundular. Ben karşı çıktım. Olsun, üyeler nasıl/ne şekilde ve kim tarafından yazılmış olursa olsun CHP örgütünün vicdanı vardır. Ve bu örgüt eninde sonunda gerçeği görür, doğruyu bulur’ dedim” diye konuştu.
Dedik ya ‘Yüksel, örgütün tepkisini azaltmaya çalışıyor’ diye…
Genel başkan yardımcısı sıfatlı birine düşen de budur zaten.
Yatıştırmak, ikna etmek, takım haline getirmek.
Kendisine kolaylıklar diliyorum. Çünkü işinin kolay olmadığını biliyorum.