GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
20 Nisan 2011 Çarşamba

Uykusuzlar!

Aslında çok popüler bir mizah dergisinin adı uykusuz!
Siyasete özellikle de İzmir siyasetine ‘luk’ ekiyle birlikte girdi. CHP İl Başkanı Tacettin Bayır’ın, “Genel merkezdekiler 48 saat uykusuz çalıştılar. Bazı arkadaşların seçim bölgelerini bu yüzden yanlış yazmış olabilirler. Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’le görüştüm. Yapılacak bir şey varsa yapacaklar” dedi Bayır.
Ve bir uykusuzluk tartışmasıdır gidiyor o andan beri.
Sanıyorum Bayır sözlerini geri aldı.
Dahası Genel Başkan Yardımcısı Yüksel’den gelen tekzip sonrası geri adım attı.
Ama haklıydı!
Seçilebilecek sıradaki 14 adayın 7’si ithal kalanının bölgesi yanlış yazılmış.
Bu olsa olsa derin bir uykusuzluk halinden kaynaklanıyor olabilirdi.
Ben de olsam aynı yorumu yapardım. Ama basına yapar mıydım bilmiyorum.  
Eski il başkanı Ekrem Bulgun da isyankarlar kervanına katılmış.
80 yaşına değen ve bu sürede 8 kez il başkanlığı yapan Bulgun, en çok da ithal vekillere ateş püskürüyor.
‘Eskiden sadece A.Rezzak vardı, şimdi 7 tane Rezzak var’ diyor Bulgun.
Ve de listelerdeki Aziz Kocaoğlu-Alaattin Yüksel ağırlığına vurgu yapıp, bu seçim onların sorumluluğunda diye ekliyor.
Anlaşılan Bulgun da gemileri yaktı. Söylediklerinin tamamı doğru… Ama her doğru her yerde söylenmez diye altın bir kuralı atlamış görünüyor.
Uykusuz kalmış olabilir.  
*
Son günlerde İzmir siyasetine de garip açıklamalar damgasını vuruyor. AK Parti İl Başkan Yardımcısı Nilgün Gürel, Başbakan Erdoğan’a İzmir’den 35 kadın götüreceklerini söylemiş. Kadınlar Erdoğan’la görüşüp önyargılarından kurtulacaklarmış İzmirli kadınları. Hatta projenin medya albenisini arttırmak için adını da ’35 sarışın’ koyduklarını anlatmışlar.
Sarışınlar üzerinden yapılan amerikan esprisini unutarak…
Kaş yapayım derken göz çıkararak ya da.  
Siyaset gerçekten zor zenaat!
Entelektüel birikiminiz, cüzdanınızın kalınlığı, cemiyet hayatındaki yeriniz işe yaramıyor. Çünkü malzeme insan! Ve de zorla siyasetçi olunmuyor. Biraz mayasında olmalı insanın biraz da emek vermeli eğitim görmeli.
Siyasal bilgiler okumaktan değil tabanda/mahallede başlamaktan söz ediyorum. Paraşütle inildiğinde jet-lag olunuyor ve böyle sonuçlar çıkabiliyor.  
Yoksa o da mı uykusuzdu bu açıklamayı yaptığı sırada…
Nilgün Gürel kimdir?
Ne zaman AK Partili olmuştur? Ya da ne zaman siyasete girmiş, nerede siyaset yapmıştır? AK Partili olduktan kaç gün sonra il başkan yardımcısı yapılmıştır? Ya da neden yapılmıştır?
Dünya kadınlar günü etkinliğine kadınlarını döven hatta vurdurtan bunu da gururla anlatan İbrahim Tatlıses’i davet eden de o değil miydi?
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirten yani!
İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ın bu ve benzeri konularda daha dikkatli olmasında yarar görülmektedir. Çünkü siyaset ehliyeti tartışılan şahısların partiyi bağlayıcı meselelerden uzak tutulması gibi elzem bir durum var ortada. Eskiden öyle miydi dediğinizi duyar gibiyim.
Partilere üye olunur, teşkilatlarda emek verilir, sonrasında terfi edilir, ilçe, il yöneticiliklerinden gelinirdi bu noktaya… Paraşütle inmeler daha az olur, onlar da bir süre kenarda tutulurdu. Nilgün Hanım’ın yaşadığı biraz bu sanırım. Kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. Ama adayların/vaatlerin/projelerin tartışılması gereken şu günlerde 35 sarışını konuşuyorsak bunun nedeni kendisidir.
Doğrudur İzmir’de hatırı sayılır bir kitle AK Parti’den ve onun icraatlarından korkmaktadır. Ve bu korku Konak Eski İlçe Başkanı, Milletvekili Aday Adayı Latif Özkan’ın korkmahemserim.com sitesi projesinden bile büyüktür. Fakat bu, internet sitesi kurarak, Erdoğan’a 35 sarışın götürerek aşılacak türden bir sorun değildir. Ve korkuların altını ikide bir çizerek gündemde tutan bu siyasetçilerin acilen siyaset dersine ihtiyaçları vardır.
Çünkü bu korku icraatlarla ve söylemlerle aşılacak türden bir korkudur.
Ciddi bir üslup değişikliği ile aşılacak.
Ertuğrul Günay’a sorduk televizyonda. Yanıtı netti. ‘İzmirli benim liste başı olduğum bir listeden korkarsa buna üzülürüm’
İzmirli Günay gibi İlknur Denizli gibi Bilal Doğan gibi yüzlerden korkmaz. Ama listedeki bazı isimlerden hala korkuyor olabilir.
 
*
Gelelim MHP’ye… Seçim çalışmasına Konak’taki ilk kurşun anıtından başlayan MHP’de Müsavat Dervişoğlu’nun “Bu kuyudan çıkacağım’ sözünün altını bir kez daha çizmek istiyorum. Üçüncü sıraya konulmasına içerleyen Dervişoğlu’nun vekil olma şansı konusunda bir şey söylemek istemiyorum. Lakin kardeşleri tarafından kuyuya atıldıktan sonra Mısır’a hükümdar olan Hz. Yusuf’un hikâyesini anımsatmakta yarar görüyorum.
Dervişoğlu kuyudan çıkarsa nereye hükümdar olacak dersiniz?
Kuyu açıklamasından önce Dervişoğlu’nun da uykusuz olma ihtimali nedir sizce?
 
*
Bana sorarsanız uykusuz kalıp hata yapan tek parti CHP değil. AK Parti’de de özellikle Sayın Başbakan’da da son günlerde bir uykusuzluk hali gözleniyor.
Seçim beyannamesine Büyükşehir’in halen yürüttüğü işleri yazıp, üstüne bir de kendisine teşekkür eden Başkan Kocaoğlu’na fırça atmasını başka nasıl yorumlayabiliriz ki!
Başkan Kocaoğlu bugün İZSİAD Çarşamba Toplantısı’ndaydı.
Erdoğan’ın seçim beyannamesine yönelik içinde EXPO teşekkürünün de olduğu açıklamasını bir kez daha okudu. Hem de satırı satırına…
Başbakan kendisine teşekkür eden Kocaoğlu yerine ‘kes, kopyala, yapıştır projeler’ diyerek kendisini intihalle suçlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel’i karıştırmış olabilir.
Bu da ancak derin bir uykusuzluk halinde olur.
Ya da pek çok CHP’li gibi ‘Ha Yüksel ha Kocaoğlu ikisi aynı kapıya çıkar’ diye düşünmüş de olabilir. 
Ne dersiniz?