GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Nisan 2010 Cuma

Okumuş çocuklar ayaklanması!

Sizlerden uzak kaldığım iki günü Ankara’’da geçirdim.
Türk Kızılay’’ının yeni yönetimini seçmek için gitmiş olsam da önemli temaslarda bulundum başkentte.’¶
Temasların içeriğine dönük bilgileri önümüzdeki günlerde satır aralarında bulacaksınız. Özellikle CHP tabanını ilgilendiren, kurultay ve sonrasına, İzmir’’deki fotoğrafa, kartların yeniden karılış sürecine ilişkin önemli ipuçlarından söz ediyorum.
Ama bugün sıcak bir konuda kalem oynatmak, Buca’’da sessiz ve derinden süren okumuş çocuklar (Üniversiteli) ayaklanmasına dikkat çekmek istiyorum.
Birinci yılını bol kavgalı, iç çekişmeli, tartışmalı/çatışmalı, göz açıp kapayıncaya kadar hızlı şekilde geride bırakan Belediye Başkanı Ercan Tatı, önemli bir kesim için hayal kırıklığı idi.
Geçmişte Tatı’’ya olan güvenini açıkça ortaya koyan benim için de durum farklı değildi.
Bir başkan düşünün’…
Yaptığı her şey, attığı her adım tartışma yaratsın, kavgaya dönüşsün.
Hakkında konuşan meclis üyeleri disipline verilsin, cezalandırılsın.
Masum bir İngiltere seyahati bile şehirlerarası skandala dönüşsün.
Kadrosunu oluşturmak için dümene geçirdiği danışman, genel müdür gibi koltuklarda oturanlar en az onun kadar tartışılsın.
Hakkında ’‘atıp tutan’’ gazetecilere dayak atılsın’…
Muhalif meclis üyelerinin yakınları işten çıkarılsın, ilk icraatı koltuğunu yenilemek olsun.
Daha neler’… Neler.
**
Ve en büyük muhalefeti kendi partisine mensup meclis üyelerinden görsün.
**
Buca Belediye Meclisi’’nin dün yapılan Nisan ayı birleşimine 9 CHP’’li meclis üyesi katılmadı.
Tamamı mazeretliydi.
İşin ilginç yanı, aynı 9 kişinin önümüzdeki bir yıllık süreçte hiçbir komisyonda görev kabul etmemesiydi.
Bu kararı da meclis toplantısından saatler önce kesinleştirmişler dahası Başkan Tatı’’ya da tebliğ etmişlerdi.
Belediye yapılanmasını bilenler, komisyonların ne anlama geldiğini de iyi bilirler.
Her meclis üyesinin hayalinde mesleğine uygun bir komisyonda çalışıp, ’‘kenti’’ için bir şeyler üretmek vardır. (Bazıları ’‘kendi’’ için de üretmeyi amaçlayabilir tabi ki)
Ama 9 meclis üyesi Başkan Tatı ve arkadaşlarının ısrarına rağmen görev kabul etmedi.
Yani’…
Yanisi Tatı ve arkadaşlarını belediye yönetiminde yalnız bıraktılar.
Neden’…?
Nedeni bir yıllık icraat anlayışında saklı’…
Belediyeyi etrafına kümelenen üç-beş kişi ile yönetmeye kalkar ve ’‘ben yaptım oldu’’ zihniyetini ortaya koyarsan,
Muhalefeti demokratik zenginlik olarak görmez de bir şekilde susturulması gereken yapılar olarak algılarsan,
Danışman atadığın kişiyi başkan yardımcısı gibi çalıştırıp, canlı yayına çıkarmak suretiyle seçilmişleri töhmet altında bırakırsan,
Birlikte yönetim anlayışını, ’‘Ben sizin başkanınızım, ben ne dersem o olur’’ mantığına çevirirsen,
Olacağı budur’… Bu sonuç kaçınılmazdır’…
Buca’’daki isyanın bu derece sessiz ve de derinden gerçekleşmesinin nedeni de İlçe Başkanı Mehmet Süne’’dir.
Süne’’nin uyarıları, frenleri, parti disiplini noktasındaki kararlı duruşu olmasa, bu isyan çok daha gürültülü, çok daha sıkıntılı şekilde dışa vurulabilirdi.  
Bugün komisyonlara girmeyen, meclise katılmayan 9 kişiye sorsanız yazdıklarım doğrultusunda konuşmazlar, konuş(a)mazlar.
Çünkü Doç. Dr. Levent Köstem’’in sonunu yaşamak, disipline verilmek, doğru söylediği için cezalandırılmak istemiyorlar.
Haklı olarak tabi ki’…
Ama istifacıların çoğunun ilginç bir ortak noktası var aslında.
Tamamına yakını üniversite mezunu’…
Tamamı meslek sahibi, ’‘okumuş çocuklar’’
 
Doç. Dr. Levent Köstem’…
Sağlık Komisyonu’’ndan daha önce istifa etmişti, yeni dönemde görev kabul etmedi. Belki de ’‘kınama’’ cezası nedeniyle mümkün de değildi bu.
 
Adnan Öztekin; ekonomist’…
Plan Bütçe Komisyonu’’ndaydı’… Yeni dönemde aynı komisyon önerilmesine rağmen istemedi.
 
Erkut Tamay, Mimar’… İmar Komisyonu’’ndaki görevi yeniden önerildi, o istemedi. Kaldı ki imar komisyonu her meclis üyesinin hayalidir’…(Nedense)
 
Güngör Kaya, Makine Mühendisi’…
Muzaffer Kater, Fizik Mühendisi,
Osman Ergündoğar Üniversite mezunu,
Veli Balyemez, Sanat Tarihçisi,
 
İki de ’‘liseli’’ var aralarında’…
Lokman Fazla ve Cevat Kızılateş.
***
İnsanları sahip oldukları diplomaya, bitirdikleri üniversiteye, ortaokula göre değerlendirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Sonuçta en büyük üniversite Hayat Üniversitesi’’dir.
Onun da altın kuralı adam olmak, yani adam gibi adam olmaktır.
Boşuna söylememiş atalarımız,
’‘Okumak cehaleti alır, eşeklik baki kalır’’ diye’…
Ama yaşanan onca şeyden sonra bu kadar üniversitelinin ayaklanmasını da görmezden gelmek doğru olmazdı.
Lise mezunu bir başkan, lise mezunu başkan yardımcısı ve ilkokul mezunu grup başkan vekiline karşı hem de.
Umuyor ve diliyorum ki okumuş çocuklar ayaklanması tatlıya bağlanır. Başkan Tatı, doğru bir özeleştiri süreci yaşayıp, atması gereken adımları atar.
Ve Buca’’da barış güvercinleri havalanır, hizmet için seferber olunur.
Eğer bu iş yokuşa sürülür, disiplin mekanizmasına dönüşürse 25 meclis üyesinin 9’’u partiden ayrılmaya varıncaya kadar bir dizi önleme başvurabilir.
İşte o zaman Tatı ve arkadaşları 16’’da kalır ki,
Düşünmek bile istemiyorum’…