GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
28 Kasım 2013 Perşembe

Neden kaybettik?

İzmir çok ama çok büyük bir fırsat kaçırdı. EXPO gibi ‘fuarların olimpiyatı’ sayılabilecek organizasyona 2. kez talip oldu, 2. kez tuş oldu.
‘Neden… Niçin...?’ Sorular uzayıp gidiyor.
Ne mi yapıyoruz?
Tabi ki günah keçisi arıyoruz.
Oysaki yola çıkarken umutluyduk. Çocuklar gibi şendik hatta. 2015 hezimetinden ders bile almıştık oysaki.
Tecrübeliydik.
Ankara’nın desteği arkamızdaydı.
Ne Ankara’sı…
Okyanus ötesinin, Pensilvanya’nın, cemaatin desteği yanımızdaydı.
İş dünyası harıl harıl çalıştı.
Haritada yerini gösteremeyeceğimiz, adını telaffuz edemediğimiz minik ada ülkelerine kadar her yere gittik.
Tam 70 trilyon lira bütçeyi son kuruşuna kadar harcadık.
Gösterişli Paris çıkarmaları, şaşalı sunumlar…
EXPO yani dünyanın en eski fuarcılık olayına taliptik ne de olsa.
Tüm enstrümanları kullandık.
Şafak Pavey’den Dr. Mehmet Öz’e kadar…
Köşk desen ‘yarı İzmirli’ Gül bir önceki sürecin EXPO patronuydu.
O da çalıştı.
Başbakan Erdoğan…
Nam-ı diğer dünya lideri…
İstanbul’un Olimpiyat heyecanını paylaştığı gibi oylama salonuna gitmedi belki.
Ama ‘delegeye sesleniş’ kasetiyle sürece olan desteğini ortaya koydu.
İzmir için oy istedi BIE üyelerinden…
İzmir’in bakanı Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Kültür Bakanı Çelik…
Önceki Dönem Kültür Bakanı Ertuğrul Günay…
Valisi, Büyükşehir belediye başkanı…
Herkes ama herkes…
Yumruğu aynı noktaya vurdu.
Vurdu da ne oldu peki?
Önce 33, ardından 36 oy…
Sükût-u hayal!
—Efendim, zaten 45 civarında ülke bize niyet mektubu verdi. İlk turda en az 45 oy alırız. (İş dünyası) 
-Rüyamda gördüm 88 oy alıyoruz. (Geza Dologh-Yürütme Kurulu Üyesi)
-İlk turda 60 civarında ülkenin bize oy vereceğini bekliyorum. (Binali Yıldırım)
-İlk turu geçersek, elenecek ülkelerin oylarıyla ikinci turu aşarız… (Aziz Kocaoğlu)
-İzmir tüm dinamikleriyle EXPO’ya kilitlendi. Kazanacağız. (Vali Mustafa Toprak)
-Azerbaycan’ın oyu tabi ki bizimle…(Kenan Yavuz-SOCAR Türkiye Başkanı)
Onca çaba, onca emek… Onca enerji…
Elde var koca bir sıfır.
Peki, ne oldu, neden oldu, nerede yanlış yaptık?
Ege Tv’de Söz Meclis’ten İçeri ve Güne Bakış Programı’nda ‘EXPO’yu kaybedersek en az 100 neden sayabilirim’ demiştim aylar öncesinden…
Sonucun açıklanmasıyla beraber arkadaşlar telefona sarıldı.
Say bakalım 100 nedeni…
Onlara anlattım, size de anlatayım.
Napolyon Bonapard bir cephe savaşını kaybetmiş. Ve cephe komutanını huzuruna emredip sormuş.
—Neden kaybettik!
Komutan korkudan titreyerek cebinden bir kağıt çıkarmış.
—Efendim bu savaşı kaybetmemizin 40 nedenini maddeler halinde yazdım.
—Oku demiş Bonapard, oku!
Komutan başlamış saymaya: 1-Barut bitti. 2-…
Napolyon korkudan tir tir titreyen komutanı anında susturmuş.
—Gerisini saymana gerek yok. Barut bittiyse savaş biter.
Aslında İzmir’in kaybı için 100 maddeye gerek yok.
İzmir’in barutu hiç olmadı zaten…
Diyor ki Sayın Bakan hezimetin ardından: Türkiye ‘meşru sınırlar içinde’ elinden gelen mücadeleyi verdi.
‘Yani maçı şike yüzünden, teşvik pirimi yüzünden kaybettik’ diyor.
Yani elin Arabı geldi. Parayı bastı ve elimizdeki EXPO’yu aldı.
Hasan almadı, basan aldı. Tıpkı 31 Mart 2008’de olduğu gibi...
İtalyan Başbakanı Prodi gelmiş, oylamanın yapılacağı salonun üst katına ofis kurmuş, delegelerle teker teker ilgilenmiş ve işi bitirmişti.
Prodi bunları yaparken bizimkiler ne mi yapıyordu?  
Diğerlerini bilmiyorum ama dönemin bakanı Kürşat Tüzmen otelin havuzunda keyif çatıyordu. Cumhurbaşkanı Gül’ün dışında Ankara’dan doğru dürüst çalışan olmadı.
İzmir heyeti karpuz gibi ikiye bölünmüş ‘kırmızı kravatlı’ Büyükşehir ekibiyle, yeşil atkılı İTO heyeti neredeyse ‘rakipmiş gibi’ görüntü veriyordu.
Gayet parçalı, gayet renkli…
Kadın Başkan Moratti, Başbakan Prodi’nin ‘delegeye duygusal temasıyla’ EXPO’yu hem de 2. kez kazanmayı bilmişti. Bayan Moratti 2020 EXPO adaylığına başvurduğumuzda ‘nasıl kazandığını’ ayrıntılarıyla bizimkilere anlattı aslında.
Kime mi? Mahmut Özgener’e… EXPO 2020’nin ilk yürütme kurulu başkanına...
Ama Özgener, yardımcıları Yorgancılar ve Kestelli’yle birlikte Vali Kıraç’la yaşadıkları görüş ayrılığı yüzünden istifa ettiler.

Vali Kıraç hem yürütmenin hem yönlendirmenin başına geçip EXPO’nun tek patronu oldu. Oldu da ne oldu? Kritik oylamaya 6 ay kala Diyarbakır’a atandı.
Dere geçerken iki kez at değiştirmiştik yani… BİE düzeyindeki ciddiyetimizi kaybetmiştik.
Üstüne en başından yapılan kurgu hatasını ekleyin.
Yerel yönetimlerin bir adım geride tutulmasını… 2015’te Moratti ile Prodi arasındaki uyum bizim her iki yolculuğumuzda da sağlanamadı.
Başvuru anından başlayarak EXPO üzerinden siyaset devşirilmek istendi.
İzmir’in adaylığın AK Parti’nin 2011 seçim beyannamesinden öğrendik mesela…
Ve yerel yönetimin talihsizliği…
Başvuru mektubunu götürmeye niyetlenmişken 700 polisle belediye basıldı. Mayıs 2011.
Paris’teki 2. sunumda konuşma yapacağı gün belediye bir kez daha basıldı, onlarca bürokrat tutuklandı. Başkan Kocaoğlu, apar-topar konuşma yapmadan İzmir’e döndü.
Tüm bunlar tabi ki rakibin elini güçlendiren İzmir’in elini zayıflatan faktörlerdi.  
Ülke imajımızın son süreçte pek de iyi olduğunu söyleyemeyiz. 
Değerli yalnızlık şeklinde açıklanan dış politikamızın EXPO'ya da 'yalnızlık' biçiminde yansıması tabi ki olasıydı. Gezi Parkı isyanından itibaren 'dış basında' Türkiye haberlerini dikkatle okursanız, karnemizin iyi olduğunu söylemek için oldukça iyimser olmak gerekir. Kaldı ki bu durum Olimpiyat oylamasına da yansımıştır.
Üzerine kentte yaşanan çelişkileri de ekleyin…
Sağlık temasıyla EXPO’ya talip kentin aylarca çöp sorununu, kentin göbeğindeki Çernobil’i konuştuğunu… Oylama saatinde kentin gazetelerinin ‘salgın hastalık’ haberleri yaptığı acayip bir süreci yaşadık özetle.
Kaybetmek için her şeyi yaptık yani.
BIE delegelerine dedirtemedik ama büyük bir bardak soğuk su içip ‘Sağlık olsun’ demekten başka çaremiz yok.
Şimdi birileri günah keçisi bulmaya çalışacak.
Kimi Aziz Başkan’ı tefe koyacak kimi AK Parti hükümetini…
Yapmayın! 33 oyun hesabı-kitabı, suçlusu olmaz çünkü.
Ve de hezimet çorbasında herkesin tuzu var.
Biraz fazla, biraz eksik herkesin…
Bir günah keçisi bulursanız eğer...
İlk taşı en masum olanınız atsın.