GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
17 Kasım 2013 Pazar

Anketör, seyyar, dilenci ve CHP aday adayı…

Yerel seçimin kum saati çalışıyor. Ve zaman ilerledikçe kartlar iyice karılıyor. Saflar netleşiyor! Değişim beklentisi büyüyor, büyütülüyor.
Aday adaylarının her biri ‘başkan edasında’ yürüyor.
Seçilmiş başkanlar haliyle sallanan koltuklarının derdinde…  
Baştan söyleyelim… İşleri hiç de kolay değil.
CHP Genel Merkezi aday adaylarını 8 ay önceden sahaya indirerek öyle bir hamle yaptı ki…
Anlayabilene aşk olsun.
İyi mi yaptı, kötü mü?
Bilerek mi yaptı bilmeyerek mi?
Mesele aday adaylarının sahaya erken indirilmesi değil.
Mesele onlara ‘anket yapacağız’ mesajı vermekte…
Yani başkanlığın yolu anketlerden geçiyor mesajında asıl mesele…
*
Bazıları aylardır ama çoğu 2 Eylül’den itibaren sahada…
Ne yapıyorlar dersiniz? Tabi ki kendilerini anlatıyorlar.
Ama bunu yaparken rakibi yani mevcut başkanları da yerle yeksan ediyorlar.
Bunu kimi nezaket kuralları içinde yaparken kimi de hedef gözetmeksizin vuruyor.  
Karşıyaka’da Başkan Durak’ı hedef alan bir broşür gördüm örneğin. Öğrendiğim kadarıyla tüm posta kutularına bırakılmış. Öyle bir dil kullanılmış ki… Sormayın!
*
Mevcut başkanları korumak/kollamak değil niyetim. Ki çoğunun ne denli başarısız/beceriksiz olduğunu bu kentte en fazla, en net dille ben söylemişimdir.
2009 yılında esen Aziz Kocaoğlu ve CHP rüzgarının etkisiyle aldıkları oy oranlarını nasıl hazmedemediklerini, kısa sürede nasıl birer seçilmiş krala dönüştüklerini…
Çiçek-böcek belediyeciliğini geçmeyen, incir çekirdeğini doldurmayan icraatlarını…
Ama şu açıdan bakalım bir de…
Aday adayı olan örgüt yöneticileri 15 Temmuz’da istifa ettirildi. Yani aday adayları 8,5 ay önce sahaya indirildi CHP tarafından… Bugünkü rakamlar üzerinden konuşursak: Çiğli’de 21, Buca’da 20, Konak’ta 10, Bayraklı’da 13, Karabağlar’da 12 vs.  Memur adaylarla birlikte 250’ye yakın isim sahada.
Bu aday adaylarıyla ilişkili 2 binden fazla meclis üyesi aday adayı…
Genel merkez ‘anket yapacağım’ dediği andan itibaren, “silah sesiyle birlikte padoktan çıkış yapan yarış atı misali” sokağa attılar kendilerini. Buldukları herkesi kucaklamaya, öpmeye, sarılmaya başladılar sonra... 
Ne zaman? 15 Temmuz’dan itibaren… 
Ama ağırlıklı olarak 2 Eylül’den bu yana…
Öyle ya; anketten çıkmak istiyorsan halka yakın olman lazım.
Öyle ya anketör sorduğunda adın söylensin istiyorsan, adının halk tarafından bilinmesi, yüzünün görülmesi lazım.
İlk bakışta CHP açısından ‘doğru’ görünebilir.
Hatta aday adayları kendileriyle birlikte CHP’yi de tanıtacaklar, ne güzel’ denilebilir.
Ama birkaç açıdan kazın ayağı farklı… En önemli sorun temsil kabiliyetidir.
Aralarında değil başkan adayı, meclis üyesi bile yapılması sakıncalı olan profiller var. Ve aylardır “CHP’nin başkan aday adayı sıfatıyla” sokakları arşınlıyor, halkla temas ediyorlar. 
Afaki projelerini saymıyorum bile.. CHP üst yönetimi ‘Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma’ tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
Nasıl karşılandığınız kadar nasıl uğurlandığınız da önemlidir derler ya…
Sakıncalı profillerin ardından yapılan yorumlar CHP’ye ağır darbe vuruyor.
Hem de kalesi İzmir’de…
İkinci sancı mevcut başkanlar yönüyle…
Sonuçta anketten çıkmak için herkesin kapısını çalan, esnaf ve ev ziyaretleriyle dikkatleri üzerine çekmek isteyenler, açıkça olmasa da örtülü bir şekilde mevcut başkanlara vuruyor.
Bu durum CHP içindeki adaylık kaosunu tetiklerken, tabanda oluşan kavgalı görüntü halk nazarında partinin hanesine kocaman bir eksi olarak yazılıyor. Ve üçüncü önemli sorun…
Başkanları halleden aday adayları birbirlerini hedef alıyor.
En güçlü rakipten başlayarak birbirlerine ateş eden aday adayları sonuçta aralarından çıkacak olan resmi başkan adayını da daha sahaya inmeden terletmiş, sıkıntıya sokmuş oluyor.
Ve aylardır kıran kırana geçecek mücadelenin ardından yapılacak genel merkez atamasından sonra oluşacak küskünler… Şu anda aday adaylarının yüzde 90’ı başkan adayı gibi dolaşıyor.
Kime sorarsanız sorun: Genel merkez desteği tamam, anketlerde de o birinci…
Bu söylemler yaşanacak hayal kırıklığı ve küskünlüğün işareti…
En şanssızları mevcut başkanlar…
Aylardır her ilçede onlarca aday adayı, ekipleriyle birlikte yüzlerce kişi haklarında konuşuyor.
Hiçbir belediye başkanının aylarca süren bu kampanyadan yara almadan çıkma şansı yok.
İki ay önce yapılan anketlere bakıyorum.
Yüzde 40 olan başkan yüzde 15’e düşmüş.
Hak edenlere diyecek bir şey yok.
Aralarında yüzde 10’a hatta 7’ye düşenler var. Aday adaylarının gerisinde kalanlar var. Tabi ki onlar için kimsenin yapacağı bir şey yok. Ruhlarına fatiha!
*
Aday adaylarına da çok görmemek lazım esasen…
Sonuçta sahaya indiklerine göre mevcut başkandan daha iyi olduklarına inanıyorlar.
İnanmıyorlarsa neden sahaya insinler ki! Ve de bu durumda 
başkanlardan hangi alanlarda daha iyi olduklarını anlatmak durumundalar. Zaten onlar da bunu yapıyor.
Bazıları siyasi nezaket sınırlarında kalarak bazıları belden de aşağı vurarak.
*
Ve İzmir.. CHP’nin kalesi İzmir!
Halk aday adayı trafiğinden yorulmuş durumda.
Esnaf 10-15 kişilik bir kalabalık gördüğünde kepenk kapatma, kaçma noktasına geldi. Ve neredeyse apartmanların girişine yazılan “Anketör, seyyar satıcı ve dilenci giremez’ yazısına ilaveten “CHP aday adayı giremez” diye eklenecek. Ve enerjilerinin büyük bölümünü aday adaylığı sürecinde bitirenler için bir handikap da mental yorgunluk.
CHP Genel Merkezi giderek artan bu sancıyı dindirmelidir. 
Ve bunun için birkaç cılız açıklamadan fazlasına ihtiyaç vardır bugün.

Tüm bu olanları görünce kendi kendime şu basit soruyu sormadan edemiyorum.
Sakın CHP Genel Merkezi tüm bunları bilerek yapmış olmasın.
Özellikle mevcut başkanların her geçen gün anketlerde kan kaybettiğini görünce…
Ve de Yeni CHP’nin Yeni kadroları sahaya sürmek istediğini düşününce…
Başkanların üzerini çizmenin en kolay yolu ‘ankette çıkmadın, halkta yoksun’ demekse…
Tüm bunlar derin ve ince bir planın parçası olmasın sakın!
Ne dersiniz?