GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
29 Eylül 2009 Salı

Mustafa Sarıgül’’den ’‘bi cacık’’ olur mu?

Bazen yazı yazmaya ekmek gibi, su gibi ihtiyaç duyarken; bazen de hiç sevmediğim bir yemeği, zorla, boğazımdan ittire kaktıra yemek zorundaymışım gibi hissediyorum ki; nasıl berbat bir duygudur, anlatamam, ancak yazan bilir.’¶
’“Sen de yazma kardeşim, beynine silah dayayan mı var’” diyeceksiniz doğal olarak.
Ben de ’“e olmaz ki, yokmuş gibi de yapılmaz ki’” diyeceğim, şıpınişi bir cevapla. Sonra da açılım yapacağım.
 
Şimdi, kendinizi benim yerime koyun.
Siz Gönül Soyoğul’’sunuz. Bu kentte iyi kötü 26 yıldır gazetecilik yapıyorsunuz. Ve bu 26 yıl boyunca, nerede yazarsınız yazın, nerede çalışırsanız çalışın; arkanızda hep bir dostun, arkadaşın desteğini buluyorsunuz.
Üstelik o insanla, aynı ilkokul sıralarında okumuşluğunuz, aynı okulun koridorlarında koşup terlemişliğiniz/terli terli su içmişliğiniz de var.
Sevincinize ortak, üzüntünüze ortak; başınız sıkıştığında Hızır gibi kapıda.
Üstelik bu dostunuz, bu kente bir değil, binlerce çivi çakmış, binlerce aileyi ev sahibi yapmış’…
Arkasında aile desteği bulamadan, halk okullarından birincilikle mezun ola ola kendini yaratmış,
Bir başına yol almış, yol bulamazsa yol açmış,
Sevsin veya sevmesin, takdir etsin veya etmesin; İzmirli'ye adını bir şekilde ezberletmiş, kente kazandırdıklarıyla medyada, hep iyi yer bulmuş biri. 
 
Buraya kadar anlaşılmayacak, zorlanacak bir şey yok. Ama bundan sonrası, yumruk gibi bir lokma!.
Çünkü bu çok sevdiğim, azmine/çalışkanlığına hayranlık duyduğum, her koşulda yanımda bulduğum arkadaşım Ege Koop Başkanı Hüseyin Aslan; benim, taaaa Şişli’’ye ilk başkan seçilişinden itibaren, kanımın hiç ama hiç almadığı, şimdilerde Türkiye Değişim Hareketi’’nin liderliğini yapan Mustafa Sarıgül’’le birlikte. Onun muhtemel genel başkan yardımcı ve Ege hareketinin lideri konumunda. Ve’…
Ben ki, bir yazımda Hüseyin Aslan için, ’“bazı insanlar takım tutar gibi koşulsuz desteklenmeli. Benim için Aslan budur’” diye noktayı koymuş biriyim.
Umarım şimdi anlamışsınızdır ’“aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık’” durumumu’…
 
Şimdi’… Ben bu Sarıgül olayını, hiçbir zaman ciddiye almadım. Hiçbir zamandan kastım, Deniz Baykal’’a rakip çıktığı zaman.
Deniz Baykal’’a ayılıp bayıldığımdan, siyasetçi olarak haşa beğendiğimden falan değildi elbet Sarıgül’’ü yok sayışımın nedeni. Kendisini, ’“Baykal’’dan da birkaç gömlek aşağıda’” gördüğümdendi. Ve bu magazin figürü arkadaşın, magazine teşne halkımız tarafından dahi ciddiye alınmayacağını düşündüğümden; ’“Otursun oturduğu yerde, Şişli neyine yetmiyor. Sarıgül’’den cacık olmaz’” diye söylendiğimdendi.
 
Ne yazık ki, ben ve benim gibi düşünenler ’“yok sayınca’” bazı şeyler yok olmuyor. Nitekim olmadı da.
CHP’’de dikiş tutturamayan Mustafa Sarıgül, onun için ’“elim kaleme gitmez’” dediğim bu arkadaş, Türkiye’’ye yönetmeye talip.
Kimilerine göre gümbür gümbür, bana göre teneke çalarak geliyor. Siyasette boşluk var ya, o boşluğu biz dolduracağız diye diye, tüm Türkiye’’de, şöyle veya böyle örgütleniyor.
 
Hadi Türkiye’’yi görmezden geleyim de İzmir’’e nasıl kapatayım gözlerimi?
Hüseyin Aslan’’ı nasıl yokmuş farz edeyim? Üstelik onun, ele aldığı konuyu öyle ucundan tutmayacağını, sonuna kadar asılacağını bile bile.
İzmir’’de/Ege’’de partiyi, dört dörtlük örgütleyeceğini göre göre.
 
Dün Ümit’’le birlikte Hüseyin Aslan’’la sohbet ederken, benim yüzüm ekşi, Ümit’’inki her zamanki sakinliğindeydi. Onun soruları profesyonel, benimkiler ise ’“oğlan elden gidiyor’” paniğindeki ’“kaynana’” gibiydi.
* * *
Radikal’’den Yıldırım Türker, yıllar önce bir yazısında şöyle diyordu:
’“Sarıgül'ün siyaset anlayışı 12 Eylül sonrası önce mahcup bir telaşla, sonra alabildiğine saldırgan bir işgalcilikle başımıza kakılandan farklı değil elbet. Siyasetin yegane meşru tarifini 'hizmet' olarak gören, hizmeti de kısa vadeli, yüzeysel bir promosyon faaliyeti olarak bayraklaştıran bu anlayışı, yadırgayan kalmadı yazık ki. Siyasetin hizmete, hizmetin dramaturjisi dökülen bir temsile dönüştüğü noktadan bize sırıtarak göz eden Mustafa Sarıgül, görünürde kimse tarafından ciddiye alınmamakla birlikte ikbal yolunda hızlı adımlarla ilerliyor. 'Ekmek kralı' diye bilinen bu genç işadamı, dağıttığı sarı güllerle, diktirdiği dev bayraklarla, merkezden uzaklaştıkça Anadolu delikanlısı rondunda silah atıp, töremizdir deyişiyle, Camilerden çıkmayıp en inançlı Müslüman numarasıyla, son anketlerde Baykal'ın tek alternatifi olarak görülüyor.’”
 
Türker’’in dediği gibi; ’“Mustafa Sarıgül'ü konu edinip masa başına oturmak, insanın içini eziyor’” gerçekten de.
Hüseyin Aslan’’ın yüzü suyu hürmetine, izleyeceğiz artık bu Sarıgül harekatını.
Dikenleri ciğerimi delse de. Ne olup bittiğini ara ara yazacağız.