GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Rifat ÖZER
YAZARLAR
11 Aralık 2022 Pazar

Kuruşlar

40'lı 50'li yıllarda, ‘1 kuruş’ lar vardı. Yuvarlak çevresi kıvrımlı nikel renkli, sevimli bir paraydı. Bir de ortası delik sarı ‘yüz para’ lar ile, sarı ‘5 kuruş’ lar vardı…

Ancak, aradan geçen süre içinde satın alma güçleri sıfıra varınca… Varlıkları kalmadı da.

Daha çok kimi insanları küçümseme için:  ‘1 kuruş etmez’, ‘5 kuruş etmez’ ya da ‘yüz para bile etmez’ denildikçe, unutulmaz oldular.

Aradan uzun yıllar geçse de, küçümseme değer ölçüleri pek de değişmedi; 1 kuruşlar, özellikle de 5 kuruşlar, şimdi yine popüler oldu. Manevi zararın bir metası, kimi insana verilen değerin bir mihenk taşı gibi olmayı sürdürdü…

***

Manevi tazminat kavramı: bir haksız fiil nedeniyle uğranılan ruhi ve bedeni zararları, bir ölçüde de olsa telafi etmenin karşılığı olarak, Türk Borçlar Yasasında düzenlendi.

Somut nedenleri: boşanma, nişan bozma, iş ve trafik kazaları, cismani kayıplar, hatalı doktor uygulamaları, çoklukla da hakaretten kaynaklı…

***

Hemen her zamanki gibi, şimdilerde de en yaygın manevi tazminat nedenini, kişilik haklarına hakaret yoluyla yapılan saldırılar oluşturuyor…

Gerçi bazı zaman insanlar, ya yaptığından pişman olarak, ya da gideriminden çekinerek, hakaretini geri alıp özür dilese de… Söz ağızdan çıkınca kuş misali uçar gider, artık bir daha geri dönmez. Ağzından çıkanın, sözüne sözü geçmez… O yüzden de derler ki, ‘doğru otur doğru konuş!’

Hele de şu sıralar sertleşen siyasi ortamda…

Hakaretlerin bini bin para. Sanki; hakaret edip, bağırıp çağırınca haklı çıkılacak… Ya da, yumruğuyla insanları hastanelik edenlere, “bak hele… ne de erkek adam” denilecek, 

Üstüne üstlük… Bir de oy verilecek!

***

Manevi tazminat davalarında miktar…

Olayın özelliği ve zarar görenin sosyal ve ekonomik durumuna göre, takdir ediliyor.

Astronomik… Davalar açılıyor. Her halde amaç, karşı yandan yüzbinlerce lira isteyerek onu huzursuz edip, bir ölçüde sindirmek olmalı…

Ama, olay vesilesiyle para kazanma isteğinde olanlar da varsa eğer… Unutulmamalı ki: 

İstikrar kazanmış kararlarıyla Yargıtay’ımız, Manevi tazminatın bir zenginlik aracı olmasına, izin de vermiyor…

***

Ancak, baskılara aldırmayan, sinmeyen, “feriştah”lardan bile korkmayan, gözünü budaktan esirgemeyenler de çıkıyor!

5 kuruşluk gibi mikroskobik davalar açarak, hakaretin, ayrıca bir zenginleşme aracı olmadığının görülmesini isteyenler de oluyor.

Davaların mikroskobik oluşuna bakınca…

Hakaret ederek zarar vereni, kişisel olarak önemsizleştirip cezalandırmak, bunun içinde miktar yönüyle… Sanki arada bir paralellik kurulmak isteniyor.

Yine, gelişmekte olan bu yöntemlere de bakınca… Zarar kavramında da, miktarını belirleyen kriterlerde de… Sanki yeni bir tarifleme ihtiyacı doğuyor gibi görünüyor.

***

Önemli bir konu da kesinlik sınırında…

Hukuk davaları için bu sınır… 2022 yılı için, 8.000 T.Lira. Yani bu miktarın altındaki, para ve mal varlığı davaları hakkında verilen hükümler, kesin oluyor… Kanun yollarının başlangıcı olan istinaf yoluna bile baş vurulamıyor…

Gelelim şimdi şu 5 kuruşluk davalara…

Bu mikroskobik davalar, daha başta, kesinleşme sınırının altında, üstelik de neredeyse sıfır noktasında açılıyor…

Bu durumda: verilecek kabul veya ret kararları da… kesin oluyor.

Karar, davalının/sanığın lehine ise, kesin olduğu için… Hemen de göğsünü gere gere, daha da pervasız biri olma potansiyeli sağlayabilir gibi görünüyor!

Kanımızca ; yanlış algılara kaynak olmaması için bu yasal durum bir düşünülmeli… Bunun, yasal kesinlik kuralının bir zorunluluk hali olduğunu da… vurgulamalı.

Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da, olmamalı!

İyi Pazarlar…