GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
20 Ocak 2016 Çarşamba

Kurultayda ne vardı, ne yoktu?

Sıcağı sıcağına yaptığımız kurultay değerlendirmesinin ardından çok sayıda kişiyle görüştüm. Hem CHP kurultayından çıkan asıl sonucu sorguladım hem de kurultayın katılımcılarda bıraktığı ize dair işaretler aradım.
En fazla dikkati çeken Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun 52 kişilik anahtar listesinden 24 ismin çizilmiş olması… Başta Genel Sekreter Gürsel Tekin olmak üzere… Çoğunluk bunu ‘Sonun başlangıcı’ olarak kabul ediyor. Ve yeni kurultaylara zemin hazırlayacağını savunuyor.
Delege yüzde 25’in hesabını sordu diyenler de var tabi ki… ‘Adaysızlıktan Kılıçdaroğlu’na kesemediği faturayı en yakınlarından başlayarak ekibine kesti’ diyenler.
Aday demişken…
90 küsur imzada kalsa da sonuna kadar yürüyen Mustafa Balbay’ı takdir ve de tebrik etmek lazım. Rahatlıkla PM hatta MYK pazarlığına girebilirdi. Ama adaylık için gerekli yüzde 10 barajına takıldı. Bir duruşu olduğunu herkese göstermiş oldu.

Siyaset bilgisine güvendiğim bir kurultay delegesiyle konuştum.
Sence Kurultay’da ne vardı, ne yoktu diye sordum.
Yanıtı oldukça düşündürücüydü.
Önce yokları saydı…
Sevgi yoktu. Umut yoktu. Dayanışma, birlik beraberlik hiç yoktu.
Ne mi vardı? Çekememezlik… Hırs, ego, birbirinin ayağını kaydırmaca, intikam, rövanş duygusu vardı bolca.

İşte size tehlikenin fotoğrafı… Sevginin yerini nefret almışsa dayanışma yerine intikam, rövanş duygusuyla yanıyorsa bedenler, birlik beraberlik yerine hırslarının, egolarının peşinden yürüyorlarsa… Varın gerisini siz düşünün.
Bu dostumun bir önemli tespiti daha vardı. ‘Kılıçdaroğlu’ndan sonra tam 42 kişi konuştu’ dedi.
-Eee ne var bunda diyebilirsiniz.
Hemen söyleyeyim. Organizasyon zafiyeti var. Kürsü hiyerarşisi diye bir şey vardır. Son konuşmayı en yüksek makamın yani genel başkanın yapması daha uygun düşer.
-Efendim burası CHP… Burada herkes eşit, demokrasi var falan…
Geçiniz… Genel başkanın üzerine 42 kişi daha kürsüye çıkarsa vay o genel başkanın haline…
Başka bir tespit…
CHP tarihinde onlarca kurultay gören/yaşayan bir dostumun tespiti:  
“Bizde bir gelenek vardır. Sonuç ne olursa olsun kurultayın sonunda genel başkan gelir ve teşekkür konuşması yapar. Ama PM oylamasından sonra Kemal Bey ortadan kayboldu. Sanıyorum sonucu beğenmedi” dedi.  
Tabi ki bu tespitler boşa değil… Endişe başladı.
Şu veya bu şekilde şimdiye kadar CHP’yle yol yürüyen kesimlerin kopma ihtimali söz konusu… Özellikle de ‘AK Parti karşıtlığı’ üzerinden CHP ile müttefik ilişkisi kuran kesimlerin…
Yüzde 25’e saplanan parti halen bir kurtarıcıdan yoksun. Kerhen seçilmiş bir genel başkanla yola devam ediyorlar.
Öte yandan CHP’yi içten içe kemiren bir tehditten daha söz etmek mümkün. Açık ya da gizli mezhepçilik… Ağacın kurdu ağaçtandır misali… Adeta partiyi içten kemiren bir kurt… Hiçbir anahtar listede yer almamasına karşın liste delmeyi başaran kimi adaylar bu yöndeki korkuyu besledi son kurultayda da. Tüm bunlar CHP’yi her an belirli bir etnik/mezhepsel kesimin partisine dönüştürebilir.
Ki iktidar partisinin başından bu yana istediği de bu. Ki Reis-i Cumhur gerektiğinde Kılıçdaroğlu üzerinden CHP’ye alt kimlik salvosu yapmayı hep sevmiştir.
*
Her neyse! Bizim görevimiz tespit ve de tenkit… Gerisi CHP’yi idare edenlere kalmış…
*
İzmir’e dönersek…
İzmir’in PM-YDK dahil 12-13 kişiyle temsilini fazla bulanlar da var.
Tabi ki ‘İzmirli diye sayılanların’ ne kadarının İzmirli olduğu yahut gerçek manada İzmir’i temsil ettiği de soru işareti. Kılıçdaroğlu’nun listesinden PM’ye giren Kamil Okyay Sındır’a dair ‘Hâkim yapıya karşı denge politikası’ değerlendirmesinde bulunmuştum. Hâkim yapıdan önemli bir isim aradı.
Dedi ki: “Sındır’ı PM’ye biz önerdik. Genel Başkanla yaptığımız toplantıda ‘Şu, şu olacağına Kamil Sındır olsun’ dedik”
Şu, şu’dan kastın kim olduğunu anladınız.
Tuncay Özkan, Aytun Çıray…
Nasıl yani dedim kendi kendime. İl kongresinin ardından ‘Kumpas kurdular’ diye bas bas bağıran Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun televizyona çıkıp ‘Kamil Sındır belediye başkanlığını yapamadı. Belediyeyi borç batağında bıraktı” şeklindeki sözleri ve de aynı günün akşamında Sındır’ın aynı televizyondan “Aziz Başkan benim için soruşturma istedi”  şeklindeki yanıtı geldi aklıma.
Ve kendi kendime bir kez daha “Nasıl yani” diye sordum.

Ve kurultaydan bir hafta önce katıldığım Bayraklı’daki ‘kavşak’ açılışında Kocaoğlu’nun kürsü konuşması geldi bu kez aklıma. Stadyum meselesini anlatırken Kamil Sındır’ın adını zikreden Aziz Başkan ardından AVM’ler bölümünde ‘Hipermarket Yasası hakkında verdiği mücadeleyle’ Mehmet Ali Susam’a atıfta bulunuyordu.  “Bayram değil seyran değilken Aziz Başkan bu iki ismi niye öptü” diye düşünmedim desem yalan olur. Ve İzmir siyasetinin hâkim yapısından mühim zatın “Kamil Sındır’ı biz önerdik” sözleri bir hafta önceden aklıma takılan detayla daha da anlam kazanmış oldu.

Tabi ki Bornova konusunda İl Başkanı Alaattin Yüksel’in kişisel tasarrufunun da Kocaoğlu’ndan farklı olduğunun altını çizmek lazım. Yüksel’in Kocaoğlu’nun 30 Mart seçimlerindeki tercihini sorguladığı bilinse de son ilçe kongresinde bile aynı noktada durmadıkları herkesin malumu… Hatta son ilçe kongresinde “kaybeden tarafta birlikte hareket ettikleri Mahir Polat’ın YDK’ya tercih edilmesinin de Yüksel’le ilgisi daha fazla” diyebiliriz.

İzmir konusunda bir başka dipnot… Prof. Dr. Hakkı Akalın…
Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın ‘vefa’ duygusu üzerinden cansiperane bir çaba gösterdiği Akalın’ın başarısında Muharrem İnce’nin öncülük ettiği anahtar liste üzerinden başta Önder Sav ekibi olmak üzere Eski CHP yapısının da kitlesel desteğinin önemi hatırlatıldı. Ve denildi ki: “İzmir siyasetindeki asıl denge Akalın olacaktır. Onu izlemeye devam edin”
Tabi ki izleyeceğiz.
Ve MYK dedikoduları…
Kılıçdaroğlu’nun MYK üyelerinin sayısını düşüreceği konuşuluyor. Kimileri 8 kimileri 12 rakamını telaffuz ediyor. PM şampiyonu Selin Sayek Böke banko görünüyor.
Hâkim yapının listesinden Mustafa Moroğlu’na şans verenler de var. Başdanışman Aksünger ve Kamil Sındır’ın adını zikredenler de…
Top Kılıçdaroğlu’nda… Bakalım o kimi seçecek?

Not. Kurultaya günler kala Aytun Çıray nereye koşuyor diye sormuştum. Gördüğünüz gibi Çıray hala koşuyor. Ama bu CHP’nin merkezine doğru bir koşu değil. Tersine CHP’nin dışına doğru görünüyor.