GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
18 Ocak 2016 Pazartesi

35 vefa 35(!)

Açık söyleyeyim. Genel Başkan olarak görev yaptığı 5 yılda 6 seçim yenilgisi gören Kılıçdaroğlu’nun rakipsiz olarak yeniden seçildiği bir CHP kurultayından zerre kadar elektrik almadığımı söylemiştim.
Delegenin PM sandığındaki iradesi durumu biraz değiştirdi. Kim ne derse desin delege pek çok açıdan gereğini yapmış görünüyor. Düşünebiliyor musunuz?
Kâh Kılıçdaroğlu’nun vazgeçilmezlerini çizerek kâh İzmir’in, İstanbul’un, Ankara’nın ağababalarına gününü gösterip bir ders daha vererek… Bir önceki kurultayda olduğu gibi liste oyunu yine sahnedeydi. Hani meşhur sarı liste-beyaz liste olayı…
Bir genel başkan düşünün… Kurultay salonuna iki anahtar liste göndermiş olsun; 104 ve 52 kişilik…
Yahut göndermediğini kanıtlayamamış olsun. Tam bir ‘Ali Cengiz’ oyunu… Ama delege gereğini yaptı. Anahtarları tarumar etti. Liste delen 24 kişiden söz ediyoruz. Neredeyse yarı yarıya…
Teknik olarak CHP’nin 2 no’lu koltuğunda oturan Gürsel Tekin’in delege tarafından liste dışı bırakılması çok önemliydi. Çünkü Gürsel Tekin, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık süresi boyunca yanından hiç ayırmadığı belki de tek isimdi. Hatta 2009 İstanbul adaylığından itibaren… İnişli-çıkışlı dönemleri olsa da Tekin; Kılıçdaroğlu’nun vazgeçilmezler listesinin tepesindeydi. Son dönemde ‘ön seçimden kaçarak’ kendi sonunu hazırladığı ve Kılıçdaroğlu’nun yanındaki pozisyonunu kaybettiği konuşulsa da Genel Sekreter Tekin’in PM dışı kalması CHP’de bir dönemin sonu olarak kayıtlara geçer…
Ve Tekin’e atılan çizikler bir anlamda Kılıçdaroğlu’na da atılmıştır. Yahut Tekin’in 86. Sıraya düşmesinin Kılıçdaroğlu’nun adamı olmasıyla bir ilgisi vardır.
Öte yandan CHP’de bir Gürsel giderken bir başka Gürsel’in yükselişi dikkat çekiyor. Uzun zaman önce ‘Kılıçdaroğlu’nun kara kutusu’ olarak adından sıkça söz ettiren Gürsel Erol’dan söz ediyorum.
Tunceli Milletvekili seçilmeden önce İzmir Tire üyesi olan ve kongre dönemlerinde başta İzmir olmak üzere perdenin gerisinden yaptığı müdahalelerle adından sıkça söz ettiren, son yıllardaki kurultayların baş düzenleyicisi, tüzüklerin efendisi, son yerel seçimde Çankaya başta olmak üzere pek çok il-ilçede istediğini başkan/meclis üyesi yaptırmayı başaran Gürsel Erol’dan… Aday olmak için memleketi Tunceli’yi seçmesi takdir edildi. Hem ön seçimden hem de seçimden çıkmayı başardı.
Meşhur ‘Sarı liste’ fiyaskosunun yaşandığı kurultayda elindeki sarı listeyle ‘maymuncuk’ oyunu oynarken yakalanan Erol’un bu kez Kılıçdaroğlu’nun listesinde yer bulamamasına şaşırdım. Ama nedense seçilmesine hiç şaşırmadım. Nedenini ben de iyi biliyorum siz de… Sadece ve sadece bir Gürsel giderken ötekinin gelmesini manidar buldum.
*
CHP’nin son döneminde PM hatta MYK rekorunu elinde bulunduran Faik Öztrak’ın da dışarıda kalması Gürsel Tekin kadar değilse de tarihi bir anlam taşıyor. Baykallı yıllardan kesintisiz görev yapan tek PM-MYK üyesiydi Öztrak… Hatta ekonomi kurmayı Öztrak’ın dışarıda kalmasını bir başka ekonomist Selin Sayek Böke’nin en çok oyu almasıyla birlikte yorumlayabiliriz.
Nihat Matkap aynı şekilde… Kılıçdaroğlu ekibinin bel kemiği sayılırdı. Sonuç olarak delege önemli bir mesajlar verdi. Hâkim yapılara, delege ağalarına… Gördüğüm kadarıyla Kılıçdaroğlu’nun çok rahat edeceği bir PM yok ortada. Bilakis bu dönem çok zorlanacaktır CHP Genel Başkanı… Aynı durum İzmir için de geçerlidir. Oldukça heterojen, dengeli bir yapı çıkmıştır ortaya…

İzmir’e dönersek…
İl kongresi sürecinin ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile yaşadıkları tartışmalarla gündeme gelen üç isim vardı. Kamil Okyay Sındır, Aytun Çıray ve Tuncay ÖzkanÖzkan ve Çıray başvuru yapmadı. Dr. Çıray gerekçelerini sıraladı.
Ama kulisler her iki ismin de Kocaoğlu-Yüksel yapısının ‘olmazları’ arasında olduğunu söylüyor.
Prof. Sındır, hem genel başkanın listesine girmeyi hem de PM’ye seçilmeyi başardı. Kent siyasetinin yeni denge merkezi olmaya en yakın isim Sındır’dır diyebiliriz. Yerel seçimde yaşadığı siyasi mağduriyeti ön seçimden çıkarak telafi eden Sındır, il kongresinde kaybeden tarafı desteklemiş olsa da siyaseten yükselişini kurultayda da sürdürdü.
Bu açıdan dikkat çeken bir diğer isim ise Erdal Aksünger… Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı… İzmir kongresinde hiçbir anahtar listede yer bulamayan ve kurultay delegeliğinde ancak 135 oy alabilen Aksünger, PM oylamasında Selin Sayek Böke’nin ardından en çok oyu alan ikinci isim olabiliyor.
Kent siyasetinin hâkim yapısı Kocaoğlu-Yüksel ekibine karşı duruşu üzerinden İzmir siyasetindeki denge merkezlerinden biri de kuşkusuz Aksünger olacaktır yeni dönemde.
*
İl Başkanı Alaattin Yüksel’in önerisiyle Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesine yazılan Kazım Umdular ve Sevda Erdan Kılıç’ın liste dışı kalmaları da ayrıca manidar. Bu iki ismin İzmir sandığındaki durumuna bakarak daha geniş değerlendirme yapmak mümkün olabilir.
Ama hem Umdular’ın hem de Kılıç’ın ekipsel tepkiye paratoner olmak durumunda kaldıklarını söyleyebiliriz. Kılıç’ın kadın kotasından PM’ye girme ihtimali var. Ama kendi adıma Umdular’a üzüldüm. 22 Aralık’ta il kongresinde yaşadığını bir kez de kurultayda yaşamak zorunda kaldı ya da birlikte siyaset yaptığı ‘dehalar’ tarafından yaşamak zorunda bırakıldı.
Ön seçimde birlikte siyaset yaptığı ekibin yerel seçimdeki tercihleri nedeniyle yaralı/küskün delegenin hışmına uğrayan ve 80 aday arasından 22. Sıraya ancak girebilen Mustafa Moroğlu, YDK üyesi olarak girdiği yarışta Kılıçdaroğlu’nun listesinden PM’ye seçilmeyi başardı. Siyaseten kentin hakim yapısıyla birlikte hareket eden Moroğlu, son dönem CHP’yi sola çekmeye çalışan ‘Özgürlükçü Sol Grup’ içinde önemli bir misyon üstlenmişti. Moroğlu bu süreçte yapılan ve çok sayıda önemli ismin katılım gösterdiği Çeşme Zirvesi’nin sekretaryasında yer almış sonuç bildirgesini bizzat kaleme almıştı.
*
İzmir’den seçilen isimlere baktığımızda kent siyasetinin hâkim yapısıyla birlikte, uyum içinde çalışmaya en yakın isimlerden biri de kuşkusuz Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı… İzmir’in İstanbul’da büyümüş çocuğu… 7 Haziran’da atamayla geldiği baba memleketinde kısa sürede sevildi, kabul edildi. Kurultay öncesi ‘Odasından Atatürk resmini indirdi’ çamuru atıldıysa da tutmadı. İzmir’e yakın bir tarihte akademik bir görev için gelen ve geçtiğimiz yıl içinde üst üste gerçekleştirdiği ‘Kılıçdaroğlu-akademisyenler’ zirveleriyle adından söz ettiren sosyolog Prof. Özkan Yıldız’ı da PM’nin İzmirli’leri arasında kabul etmemiz gerekiyor. Keza; Kılıçdaroğlu’nun hemşehrisi Yıldız halen Dokuz Eylül Üniversitesi’nde görev yapıyor. Bilim-Kültür Platformu’nda en yüksek oyu alarak seçilmesinin de seri şekilde yapılan akademisyenler zirveleriyle ilgisi olsa gerek.
*
İzmir’den aday olan pek çok ismin kendilerinde haklı gerekçeleri olabilir. Lakin birine çok şaşırdım. Ve de üzüldüm. Musa Çam’ın oğluna… Sendikacı, emekçi, solcu, sosyal demokrat, ön seçim şampiyonu Musa Çam’ın siyasete taşıdığı isme bakın. Bir de Bülent Baratalı’yı eleştirirler… Oğlunu taşıyor falan…
Ya Musa Bey’e ne demeli… Birilerinin Musa Çam’a CHP’de siyasetin babadan oğula geçmediğini hatırlatması gerekiyordu. Sanıyorum delege bir ince hatırlattı. Gençlik kotası falan bir şeyler olur mu bilmiyorum ama Musa Çam’a yakışan kendisini ön seçim şampiyonu yapan örgütten bir gencin arkasında durmasıydı. Kan bağı olmayan bir gencin…
İşte CHP ne yazık ki bu… İlçe başkanına meclis üyesi yaz diyorsun. Listenin başına oğlunu yazıyor. Bir başkasına delege yaz diyorsun. Karısını/kızını yazıyor… Hemşehrisini, mezheptaşını yazıyor. Koskoca Musa Çam PM’ye oğlunu öneriyor PM’ye… Yani şehzadesini… Ne diyeyim…
Hiçbir vekilin oğlu olmadan ikinci kez PM’ye seçildiği için… Siyaset basamadığını en alttan tek tek tırmanma becerisi gösterdiği için…
Ve tebrik etmemiz gereken bir isim daha var. Dahası iki isim…
Prof. Dr. Hakkı Akalın… Bir dönem CHP’de Genel Başkan Yardımcılığı yapmış bir sima… Siyasette herkes onu Baykal’ın doktoru olarak tanımıştı. Yıllar içinde Baykal’la da ters düşüp siyasetin dışında kaldı. Neredeyse adını unutmuştuk Akalın’ın… 7 Haziran seçimlerinden önce bir anda ‘milletvekili aday adayı’ olarak gördük ismini… Ön seçim yarışında 81 isimle çıktı delegenin kantarında ancak 1867 oy alabildi ve 42. Sırada yer bulabildi.
Peki, nasıl oldu da daha bir yıl öncesinde İzmir’in ön seçim sandığında hüsran yaşayan eski bir genel başkan yardımcısı, PM yarışında 35. Sıradan listeye adını yazdırdı? Hem de Genel Başkanın anahtar listelerinde olmadan…
Biraz kazıyınca altından müthiş bir vefa hikâyesi çıktı. Pek çok CHP’linin bildiği gibi Prof. Hakkı Akalın kalp doktoruydu. Ve sadece Baykal’ın doktoru da değildi. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın merhum babasının da doktoruydu. Dahası bir kurultay sırasında fenalaşan ve aort damarlarında büyük bir sorun yaşayan Akpınar’ın babasını yerinde/zamanında yaptığı bir müdahaleyle hayata döndürmüştü.
Akpınar için bu kurultay o kurultaydı. Babasını hayata döndüren baba dostu Akalın’ı sahiplenme kurultayı… İl Başkanı Alaattin Yüksel Akpınar’ın listesinden Akalın’ı almaya sıcak bakmadı. Yüksel’e göre Akalın’ın genel başkana karşı muhalif duruşu vardı. Ama Akpınar pes etmeyecekti. Hem baba dostuna vefasını göstermek hem de İzmir kongresinde tek listede yer alıp en fazla oyu almasını anlamlandıramayanlara kendini bir kez daha gösterme fırsatını iyi değerlendirecekti. Gecesini gündüzüne kattı. Siyasetin merkezinden gelmiş olmanın avantajlarını kullanıp eski/yeni tüm ilişkilerini seferber etti. Ve anahtar listeleri delip Akalın’ı seçtirmeyi başardı.
*
Ve YDK… Bizim ‘Şehir kurtaran kadın’ dediğimiz ama ön seçimde vekil adayı olarak üyeye anlatmayı başaramadığımız çevreci avukat Şehrazat Mercan’ı kutluyorum. ‘Keşke ‘adam atmaca’ oynanan YDK’da değil de ‘siyaset üretmece’ oynanan PM’de olsaydı’ demekten kendimi alamıyorum.  CHP’nin en fazla oyu aldığı Ege’nin çevre sorunlarıyla boğuştuğu şu yıllarda belki PM’nin yani CHP’nin dikkatini bu sorunlara çekmesi mümkün olabilirdi. Bornovalı Mahir Polat’a da yeni görevinde başarılar diliyorum.
*
Sonuç olarak İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve de Eski Tire Üyesi Gürsel Erol’u da sayarsak kotalardan geleceklerle birlikte İzmir’in PM’deki temsili 12’yi buluyor. Ne diyelim… CHP iktidara yürüyor!..