GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
17 Aralık 2022 Cumartesi

‘Küfran-ı nimet’ ve zeytin…

Küfran-ı nimet nedir bilir misiniz?

Çok uzun zamandır unutulmuş olan bu eski deyimin lügatlardaki karşılığını arayacak olursak…

Kısa ve net izahı ile… Nankörlük kelimesi çıkıverir karşımıza…

Kavuşulan bir nimete ya da  yapılan iyiliğe karşı saygı ve minnet duyguları ile mukabele etmek yerine…

Nankörlük derecesindeki türlü hoyratlıklar karşısında söyleniveren bu söz öbeği…

Yere düşen bir lokma ekmeğin dahi öpülüp baş üstüne konulduğu…

Lüzumsuz tüketimin ayıptan ve günahtan sayıldığı…

Savaş yorgunu bir milletin yeniden ayağa kalkmak için var gücüyle çalıştığı yıllarda…

Vatan kıymeti, doğa kıymeti, insan kıymeti nedir? Sorularının son derece önem arzettiği

Ve bu sorulara verilen cevaplarda… Dürüstlüğün doğruluğun şiar edildiği zamanlarda…

Herkesin dilinde olan bu deyim…Günlük hayatın içinde fazlasıyla hüküm sürerken…

Sahip olduğu değerler karşısında nankörlük içinde bulunanlara…

Büyüklerimizin en sert ve en sarih cevabı…

“Sakın ha! Küfran-ı nimetten seni men ederim!” ihtarı ile olurdu.

Bir cümle içine sığdırılmış olan bu kesin rest karşısında…

Bilinçaltımıza yerleşiverirdi  ‘nimet’ kavramının o derin anlamı…

Ve… Sahip olduğumuz her bir nimet için… Şükür ve minnet duygularımız girerdi devreye

Ya da… Arzu, istek ve dileklere dair ne varsa yüreğimizde…

Zaman, sabır ve sebat mefhumları birlik olur, elimizden tutar da götürürdü bizi…

Gelecek zamanın içinde bir yerlerde bizi bekleyen… Emellerimizle buluşma yerine.

***

Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde…

Din olgusunun devlet işlerinden azade, münferit özgürlükler içinde yaşandığı yıllarda…

Büyüklerimden sıkça duyduğum… “Küfran-ı nimet” denilen iki kelimelik bu cümle…

Yirmi yıldan bu yana kutsal zeytin ağacının bu uğradığı zulümle…

Ne kadar da sık gelir olmuştu aklıma!

***

Yıllar önce…

Soma Yırcalı köylülerinin binlerce zeytin ağacını termik santral yapımına kurban etmemek için gösterdikleri o büyük  direniş ile başlayan…

Torba yasa, yönetmelik, kanun teklifi gibi söylemlerle… Yıllardır bir eveleme geveleme ile devam eden…

Zeytinlik arazilerinde madencilik faaliyetlerine izin verilmesi hususunun…

TBMM vicdanına kere kere getirilerek adalet terazisinde tekrar tekrar tartılmasıyla…

Ve de sağduyunun ağır gelmesiyle her defasında geri çekilen… Zeytinlik yasa tasarısının

Yüce Meclisin gündemine her getirilişinde… Nutkum tutulur, aklım şaşar, yüreğim daralır…

Ve zihnimin derinlerinden çıkıp gelen… ‘Küfran-ı nimet’ cümlesinin…

Bu büyük nimete yapılmakta olan…Bu haksızlığı nasıl da güzel anlattığını düşünürken…

Kıymetini bilemediğimiz nice nimetlerin… Elimizden nasıl da kayıp gittiğini sorgularım.

Ve…

Yok olan değerlerimizle eriyip giden milli servetimiz, birbiri ardı sıra diziliverirler karşıma.

***
Yerli üretim şuuru ve heyecanı ile hayata geçirildiği yıllarda ülkenin göz bebeği olan…

Bulunduğu şehre, kazaya, beldeye hayat suyu olan… Kamu İktisadi Teşekküllerimiz…

Hidro Elektrik Santrallerinin hışmı ile neşeli çağıldamaları diniveren şelalelerimiz, suyu çekilen derelerimiz …

Betonlaşma zihniyetinin rant hesaplarına esir düşerek imara açılan dağlarımız, ovalarımız, koylarımız ve köylerimiz…

Yanıp kül olan ormanlarımızla yok olan floramız ve faunamız ve bunun sonucunda hızla bozulan ekosistemimiz…

Köklerinden koparılarak ve ordan oraya taşınarak, aynı şevkle yaşayacağı var sayılan zeytinlerimiz… 

Velhasılı… Kadrini kıymetini bilemediğimiz cümle değerlerimiz…

Yokluğunuzun verdiği acı ile… Varlığınızın ne büyük nimet olduğunu…

Ve bu ikisinin arasındaki o koca farkı… Anlama yetisi olanlara pek güzel öğrettiniz!

***
Geldiğimiz noktada…

Kutsal zeytin ağacına reva görülen bu eza ve cefa… Kamuoyunda büyük bir infial yaratırken

3573 sayılı Zeytinciliği Koruma Kanunu’ nda yapılmak istenen değişiklikle

Zeytinlik alanlarda maden faaliyetlerine izin vermek ve zeytinin ölüm fermanını imzalamak gibi

Onuncu kez… Yüce Meclise getirilen yönetmelikler ve düzenlemeler karşısında

Ağaçların atası, ölmez ağaç bütün bilgeliği ve dirayeti ile yine  dimdik ayakta duruyordu.

Şayet… Zeytinin uğradığı haksızlıklara dair söylenecek bir söz kaldıysa geriye

Bu söz… Bolluğun, bereketin ve sağlığın sembolü olan bilge ağacın dilinden olsun.

”Siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım…”

Ez cümle…

Bizden sonra gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için..

Tanrı’nın ülkemize bahşetmiş olduğu nimetler karşısında… Küfre düşmemek dileği ile.