GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
20 Şubat 2014 Perşembe

Konak-Karabağlar hattında ‘paralel’ kuşku!

İnternet Yasası, HSYK Yasası, MİT Yasası, Havuz Medyası, Emniyet ve Yargı’daki sürgünler gibi demokratik iklimi karartan, özgürlüğü sınırlayan, hükümetin/başbakanın kontrolünü her alana yayan can sıkıcı sıcak gündemlerin gölgesinde yerel seçime gidiyoruz.
Artık Başbakan, hoşuna gitmeyen her haberi, görüntüyü, ses kaydını, tapeyi ulaştırma bakanlığına bağlı bir birim üzerinden engelleyebilecek.
Potansiyel tehdit gördüğü herkesin internet trafiğini (hangi siteye girmiş, kimi/neyi okumuş, yorum yapmış, RT’lemiş, beğenmiş, dürtmüş) mahkeme kararı olmadan görebilecek.
‘Biri Bizi Gözetliyor’un bir başka versiyonu…
HSYK yasasıyla ‘özel yetkili bakanlık’ yaratıp, demokrasinin teminatı olan hukukun üstünlüğü prensinin yerine ‘hükümetin üstünlüğü’ prensibi yerleştiriliyor.
Zaten inim inip inletilen, sürüm sürüm süründürülen, sürgüne gönderilen hukuk iyice ayaklar altına alınıyor. Siyasi iktidara tam bağımlı hale getiriliyor. Hâkimler, savcılar hükümeti oluşturan partinin emrindeki bir memura dönüştürülüyor. Ve bakandan izinsiz bırakın soruşturmayı/davayı adliyelerde kuş bile uçurtulmuyor.
Daha bu sabah İzmir’de liman operasyonunu başlatan müdürlerden biri daha polis okuluna gönderildi, sürüldü. Soruşturmayı yürüten savcılar kim bilir şu anda ülkenin hangi köşesine sürüldü. Ucu başbakana, hükümete dokunan soruşturmaları yürütenlere vurulan damgaları, yaftaları birlikte izledik, kaygıyla izlemeye devam ediyoruz.
*
Peki, tüm bunlar olurken ülkenin umudu olması beklenen ana muhalefet CHP ne yapıyor?
CHP’yi yönetenlerin ne yaptıklarını görüyorsunuz işte... Eşi, dostu, akrabayı belediye başkanı, meclis üyesi yapmaya çalışıyorlar. Bir belediye meclis listesi yaptılar ki İzmir’de… Evlere şenlik! İzmir’in en büyük ilçesinin başkanının oğlu, bir başka büyük ilçenin başkanının ağabeyi, şoförü, ortağı, oğlunun ortağı, kız kardeşi, dünürü…
Hısım/akraba listesi kabarık…
İl Başkanı Ali Engin’in de ‘baldızının’ listede olduğu iddia edildi önceki gün. Ve o gün Engin’in telefonu kapalı olduğundan bu bilgiyi teyit etmek için Engin’e yakın birkaç isimle görüştüm. Onların teyit ettiği bu bilgiyi dün ‘baldızı ve ortağı’ şeklinde kaleme aldım.
Ve CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, beni canlı yayında tekzip etti. Ege Tv’de Güne Bakış Programı’na bağlanan Engin, ‘baldız’ tekzibinde haklıydı.
Zaten kendisinden özür de diledim. 15 yıllık meslek hayatımda alenen yediğim ilk tekziptir bu... Ama Engin’e yakın kaynakların teyidi ve sürecin yoğunluğu nedeniyle boşa düştüğümü kabul ediyorum. Baldız konusunda haklı olması Engin’i süreçte masum kılmıyor tabi ki... İlçe başkanlarının listelere ambargo koyması, hısım/akrabalarıyla doldurmalarını canlı yayında ‘5 yıl önce de aynı tablo vardı’ diyerek savunması da yetmiyor.
Bizzat il yöneticileri tarafından ‘Proje ortağı Çiğli’de listede’ diye eleştirilmesini geçiyorum. Ama ilçe başkanlarının oğullarını, kardeşlerini hatta şoförlerini belediye meclislerine yazmalarına engel olamamak ancak ve ancak büyük bir zafiyetle açıklanabilir. Kaldı ki başta İl Sekreteri Sevda Erdan Kılıç ve yakın çalışma arkadaşı Örgütlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Barış Erel dâhil pek çok çalışma arkadaşını istifa noktasına getiren süreci sağlıklı yönetemediğini kabul etmek zorunda Engin…
Kaldı ki asıl sancı babalar ve oğullar, ağabeyler ve kardeşler de değil. Konak ve Karabağlar listelerine yakından baktığımda gördüğüm şu: Aday adaylığı sürecinde Ankara’ya çıkarma yapan ilçe başkanları, kendilerini aday yapamasalar da atanan adayların etrafını kuşatacak paralel bir meclis yapısı kurgulamayı başarmış görünüyorlar.
Hısım/akraba, eş/dost listesinin amacının Konak ve Karabağlar’ın olası yeni başkanlarını kuşatmak olduğu çok rahatlıkla düşünülebilir.
Genel Merkezin ‘eğilim yoklaması’ yapma kararına karşı büyük bir mücadele ortaya koyan ve imza kampanyası ile bunu başaran İlçe Başkanı Sinan Karamustafaoğlu’nun tek amacının oğlunu meclis üyesi yazmak olduğunu sanmıyorum.
Kapalı kapılar ardında yazılan ‘Konak Listesi’ndeki ‘Güzelyalı etkisi’ dikkatlerden kaçmazken Sema Pekdaş’ın başkan olması halinde bu siyasal kuşatmayı yarıp yaramayacağı konuşuluyor partinin kulislerinde… Kendi adıma Pekdaş’ın bu senaryoya pirim vermeyeceğine ve olası siyasal kuşatmayı dağıtacağına inanıyorum. Çünkü sadece aday adaylığı sürecindeki omurgalı duruşuyla bile örgüte önemli bir mesaj verdiğini düşünüyorum.
Belki Karabağlar adayı gösterilen Muhittin Selvitopu da ‘paralel amaçlı’ olduğu düşünülen muhasaradan sıyrılabilir. Yıllara dayanan siyaset/bürokrasi tecrübesiyle… Ama burada asıl sorun başkan adaylarından bağımsız hatta başkan adaylarıyla uyumsuz meclis yapısının oluşturulmuş olmasıdır.
Amaç paralel yapı kurup belediyeleri kontrol etmektir ya da değildir.
Bunu da başkanların olası muhasaralar karşısında takınacağı tavırları da zaman gösterecek. Lakin her iki ilçede oluşturulan meclis yapısının halktaki karşılığı da sorgulanıyor bugün... Bilhassa Karabağlar’da daha ziyade arka mahalleler düşünülerek dizayn edilen yapı… Kaç oy getirecek kaç oy götürecek? Yanıtı aranan soru bu öncelikle…
Çünkü CHP bu ilçede Necip Kalkan gibi güçlü bir adayla yarışacak…
Ve Konak’ta da İlknur Denizli ve Hakan Tartan gibi güçlü adaylara karşı mücadele edecek CHP’nin seçimi riske edecek lüksünün olmadığını düşünüyorum.
Ama sadece düşünüyorum.
Belki siz de düşünüyorsunuz. 
Ama parti yöneticilerinin düşündüğünü sanmıyorum. 
En azından bazılarının...