GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
19 Şubat 2014 Çarşamba

Bekiroğlu’nun durumu ve liste denklemi!

Ne demişti Kocaoğlu, Sayın adaya: 'Boğaz 9 yoğumdur. O yüzden ağzından çıkanı 9 kez düşüneceksin. İzmir söz konusu olduğunda 18 kez düşüneceksin’
30 Ocak’ta YSK tarafından açılan DSP kapısından giren CHP’li küskünlere ‘Dönek’ diyen CHP İl Başkanı Ali Engin’e sormak lazım.
Dün öğle saatlerinde AK Parti Buca Belediye Başkan Aday Adaylığı’ndan istifa edip, CHP’den Meclis Üyesi adayı olan İsmail Bekiroğlu’nun durumu nedir?
Ege Tv’de Güne Bakış’ta canlı yayında konuğum olan Çeşme’nin kızgın/öfkeli/kırgın Başkanı Faik Tütüncüoğlu çok güzel özetledi. “Bizim oralarda dönek diye sözünden dönenlere denir. CHP’yi yönetenler sürecin en başında bize bir dizi söz verdi. Anket yapacağız, bir oy fazla alanı aday yapacağız dediler. Sözlerinde durmadılar. Eğilim yoklaması yapacağız dediler, yapmadılar. 2 Eylül’de başvurun, yoksa aday yapmayacağız dediler. Hiç başvuru yapmayanları belediye başkanı, meclis üyesi yaptılar. Şimdi komşu partiye gidenlere mi dönek demek lazım yoksa sözünde durmayanlara mı?”
Günlerdir anlatmaya çalıştığımız bu işte. CHP’lilerin yüzde 90’ındaki öfkenin nedeni aynı…
Kandırılmışlık duygusu…
Kumpasa getirildiklerine inanıyor küskünlerin önemli bölümü.  
Tasfiye edildiklerini düşünüyor. Yok, sayıldıklarına inanıyor.
Diyeceksiniz ki eskiden beri böyle değil mi? Örneğin Faik Tütüncüoğlu hangi demokratik süreçlerden gelerek başkan adayı gösterildi defalarca?
Ya da Hakan Tartan, Ertan Avkıran, Hakkı Ülkü…
Eskiden de böyle olması kendisine Yeni CHP diyenlerin yaptıklarını hiçbir zaman haklı çıkarmaz, eskiye rahmet okutan yanlışlarını örtmez. Kaldı ki Deniz Baykal dönemi birçok açıdan mumla arandı. Parti içi dengelerin daha iyi gözetildiği, muhalif olsalar bile aday gösterilenlerin olduğu, bu denli bir iç temizliğin hiçbir dönem yapılmadığı gibi gerçekleri inkar edemeyiz.
Sonuçta partiyi yönetenler, kritik anlarda listelere müdahil olanlar seçimin de sürecin de sorumluluğunu üstleneceklerdir.
DSP’ye öfkelenip gidenleri töhmet altında bırakmadan önce ‘biz nerede yanlış yaptık’ diye aynaya bakacaklardır en azından.
Gelinen noktada DSP’nin sürece en önemli katkısı yerel seçimin sonucu belli, tek kale maç olmaktan çıkıp tıpkı eski günlerdeki gibi çok alternatifli MHP’nin, DSP’nin ve de tabi ki AK Parti’nin de iddialı olduğu, 4 partili bir yarışa dönmesi, başkan adaylarına odaklanmamızı sağlamasıdır. Bu açıdan DSP’nin sürece dahil edilmesini demokratik bir şans olarak görmek lazım diye düşünüyorum.
*
Gelelim meşhur listelere…
Peşinen söyleyeyim. MHP ve DSP listelerini görmediğim için değerlendirme yapamayacağım.
Ama AK Parti’nin listesi CHP’ninkinden iyi.
Ne mi var AK Parti’nin listesinde…
Kucaklayıcılık var.
Vefa var, emeğin karşılığı var.
Yani CHP’de olmayan ne varsa var.
Peki; CHP’nin listelerinde ne var?
İl Başkanının baldızı var. İş ortağı var. Ekip arkadaşı var.
İlçe başkanının oğlu var, kızı var, kardeşi var.
Tabi ki iş ortağı, hemşehrisi var.
Başka mı?
İl Başkanı Engin’in ifadesiyle ‘başka partiden son anda gelenler’ var.
CHP listelerinde beğendiklerim de var tabi ki.
Eğilim yoklamasına yani üyenin iradesine saygı gösterilen, dengelerin gözetildiği ilçeler…
Ama son süreçte yaşanan onca kargaşanın, çekişmenin, egosu yüksek açıklamaların, tasfiye duygularının ötesinde Devlet Bakanlığı görevinde bulunmuş, İzmir’in yetiştirdiği en büyük aydınlardan biri olan Yılmaz Karakoyunlu gibi bir isim var mesela.
Urla’dan birinci sırada… Devlet bakanlığı yapmış, kitaplarıyla, yazılarıyla ufuk açan bir siyaset, edebiyat dâhisinin ‘meclis üyeliği’ teklifini kabul etmesi büyük bir inceliğin ötesinde, müthiş bir özveridir. Tabi ki anlayana… Karakoyunlu yaşadığı Urla’nın, İzmir’in siyasetine en azından seviye getirecektir. Ama CHP içinde değeri bilinecek midir? Doğrusu emin değilim. Dahası Karakoyunlu’nun bu atmosferde ne kadar dayanacağı konusunda da kimseyle iddiaya girmem.
Gönül Soyoğul Ege Tv’deki Söz Meclis’ten İçeri’de anlattı. AK Parti adayı Binali Yıldırım da Karakoyunlu’ya teklif götürmüş. Konak’tan birinci sıra için… Ama o Kocaoğlu’na 6 ay önce verdiği sözün gereğini yapmış. Yani sözünde durmuş. Binali Yıldırım’ı kutluyorum.
Aday belirleme sürecinde yaşanan parti içi kırgınlığı önemli ölçüde gideren adımlar atmış.
Parti içinde defalarca haksızlığa uğrayan Bilal Doğan’ı Konak listesinin tepesine yerleştirmek büyük bir vefa örneğidir. Gençlik kolları başkanını Bayraklı’dan Kadın Kolları Başkanını Bornova’dan liste başı yapmak… Gaziemir’de belediye başkanı Adnan Yüksel’i ikna etmek… Bırakın onu… İzmir’in dağına taşına Aziz Kocaoğlu yazan, ‘Dürüst Başkan Kocaoğlu’ sloganını dillere pelesenk eden DİSK Eski Bölge Başkanı Azat Fazla’yı kritik Karabağlar’a monte etmek manidar olduğu kadar ironiktir de. Tabi ki Rakıların Efendisi Ömür Şanlı’yı Konak'a… Küskünlerin ikna edildiği, vefa-emek dengesinin gözetildiği bir listeyle AK Parti, sürece daha motive girerken, CHP’de binlerce meclis üyesi adayı, tıpkı çizik yiyen başkanlar gibi feryat figan halinde…
Ve bu durum en az 10–15 gün sürecek gibi… Seçime bugün itibariyle 39 gün kaldığını varsayarsak, CHP’deki kan kaybı, sandıkta bazı şok sonuçları doğurabilir. En azından CHP İl Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, Milletvekilleri, bir hafta öncesinde olduğu gibi ‘30’da 30 yapacağız’ derken 9 değilse de en az iki kez düşünür.
*
DSP’ye gelirsek… Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak siyasi transfer pazarının gözdesi İl Başkanı Selçuk Karakülçe’nin atanması manidardır.
DSP’nin gündeminde olan Mehmet Ali Susam hatta küskün olduğu demeçleriyle anlaşılan Birgül Ayman Güler gibi isimlerin adaylığı çok daha farklı bir anlam taşıyabilirdi.
Muhtemelen DSP bu teklifi muhataplarına hiç götürmedi.
Hatta kimilerine göre DSP’nin İzmir harekâtına birileri müdahale etti.
Kulağıma gelen isim Deniz Baykal ve Önder Sav… Hem partilerinin kan kaybına tahammül edemediklerinden hem de 31 Mart itibariyle parti içinde başlayacak hesap sorma süreçlerini düşünerek transfer harekâtını frenledikleri konuşuluyor.
Tabi ki ‘Yeni CHP’ye umutla bakan sol kesim…
Karşıyaka’da Cihan Türsen’in DSP’den aday olmaması için bu kesimin yoğun bir baskı uyguladığı biliniyor. Aynı şekilde Kamil Sındır’ın Bornova’dan DSP adayı olmaması için Ankara’dan telefon aldığı… YSK takvimi halen işliyor. 48 saat içinde partiler ‘düzeltme’ hakkını kullanabilir. Ve DSP İzmir için tüm baskılara rağmen yeni kartlar açabilir.
İzleyip, göreceğiz.