GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
17 Şubat 2014 Pazartesi

İzmir siyasetinde en uzun 24 saat!

Aksini iddia eden kim olursa olsun. Bana göre CHP için İzmir’de 30’da 30 yapma şansı kalmamıştır. Dahası bu şans hoyratça harcanmış, tepilmiştir. Aday adaylarını 7 ay önce sahaya indiren CHP, sürecin hiçbir safhasını doğru idare edemediği için şu an ‘kalesi’ denilen kentte kâbus görür hale gelmiş, getirilmiştir. Başkan adayları listesinden sonra bir savaş da meclis üyeleri listesinde yaşandı. Listede kimler var kimler… İl başkanının ortağı, ilçe başkanının oğlu…
Müdavimlerim hatırlayacaktır. ‘Kınık’ta bunlar oluyorsa Konak’ta neler olmaz’ demiştim. Demiştim demekten haz duyan biri değilim. Ama demiştim. Kınık’ta PM’den ayrı MYK’dan ayrı aday çıkaran her iki adaya da şahitler huzurunda ‘adayımız sensin’ diyen bir genel başkanın bu süreci idare edemeyeceği ortadaydı. Kılıçdaroğlu kritik kentlerde masaya yumruğu en sert vurana teslim oldu.
İstanbul, İzmir, Edirne, Aydın…
İktidar partisi adaylarının yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla sarsıldığı, alanda ayakkabı kutusu savunması yapmaktan yorulduğu, neredeyse ‘havlu atma’ noktasına geldiği süreçte CHP kendi ayağına sıktığı kurşunla bir anlamda rakibine hayat vermiş oldu. Siyaset mühendislerinin küskün adaylara YSK üzerinden DSP kapısı açan ‘manidar’ hamlesini, rakibi bölmek hatta ‘teşvik etmek’ gibi gayri ahlaki bir uygulamanın önünün açılmasını bir kenara elbette not ediyorum
.
YSK’nın önceki seçimlerde yasakladığı ‘küskün’ geçişlerine bu süreçte cevaz vermesinin izahı çok kolay değil. Lakin CHP’nin yaptığına ne demeli. Parti içi pazarlıklar sonunda Konak adayının deniz aşırı Karşıyaka’ya kaydırılmasına mesela. Sırf Adnan Keskin’in gönlü olsun diye koca bir kentin riske edilmesi...
Ya ‘Kocaoğlu’nun gönlü olsun’ diye yazılanlar-çizilenler… CHP açısından seçimin kilidi sayılabilecek AK Parti’ye 93 bin fark atılan bir kente başka yerden aday kaydırmanın siyasette elbette bir faturası olur. Peki, bu faturaya kim öder? İşte orası şu anda muamma… Adnan Keskin mi Kemal Kılıçdaroğlu mu? Yoksa bu yanlışa göz yuman Kocaoğlu mu?
Hani siyasette 24 saat bile uzun süredir derler ya… İşte en uzun 24 saate girmiş bulunuyoruz. DSP’nin seri transferleriyle deyim yerindeyse abandone olan CHP, gidenlere yapıştırmaya çalıştığı ‘dönek yaftasıyla’ kan kaybını durdurmaya çalışsa da şu ana kadar başarılı olmuş görünmüyor. Düne kadar esamisi okunmayan DSP bir anda sürecin en popüler yıldız partisi haline geldi. Ve liste depreminin ardından nereden baksanız 15 ilçede seçimi CHP açısından riskli hale getirdi. Sonuçları üzerinden değerlendirecek olursak; İzmir’de kartların yeniden karılmasını zorunlu kılan DSP hamlesi, yerel seçimi ‘genel atmosferin’ yörüngesinden çıkardı. Artık başkan adaylarını daha fazla konuşuyoruz.
Öte yandan DSP’nin belki de ilk yaptığı AKP’nin süngüsü düşmüş, havlu atmaya neredeyse hazır adaylarına/teşkilatına can vermesi oldu. Artık daha cesur konuşuyor daha sağlam basıyor AK Parti adayları. Ve de birçok ilçede DSP’nin bölücü etkisi seçimi blok oyunu koruduğu düşünülen AK Parti’ye kazandırmaya yetecek gibi görünüyor. Esasen DSP’nin de kazanma ihtimali olan ilçeler var. Hatta DSP-CHP ve AK Parti arasındaki rekabetin bazı ilçelerde de MHP’yi öne çıkarabileceği konuşuluyor. 
En azından İzmir’de AK Parti-CHP arasındaki soğuk, zevksiz ve de sonucu belli yarış şimdilerde daha ateşli, kıran kırana bir hal aldı. Bize de seyir zevki yüksek bu müsabakayı en tarafsız şekilde yorumlamak düşüyor. Zaten onu yapmaya çalışıyoruz.
*
Hangi ilçede ne olur, DSP nerede ne kadar iş yapar? Aslında tüm bunları bugünden söylemek kolay değil. YSK takvimiyle birlikte adaylar 24 saat içinde netleşmeye başlayacak ve bizler de ilçe ilçe analiz edeceğiz.
Ama bugünden görünen Aliağa’da Hakkı Ülkü’nün dengeleri değiştireceği kesin... Aliağa’da 2004 seçimlerine gitti aklım. Turgut Oğuz’un YTP’den aday olduğu CHP-YTP rekabetinin Tansu Kaya’yı başkan yaptığı o seçime…
Urla’da Selçuk Karaosmanoğlu’nu yabana atmamak lazım... Her ne kadar Sibel Uyar tecrübeli başkanı alt edecek argümanlara sahipse de Karaosmanoğlu her zaman zor rakiptir.
Çeşme’de Faik Tütüncüoğlu’nun DSP ile sahaya inecek olması AK Partili Mustafa Cenger’i başkan yapmaya yeter…
Karşıyaka’da Cihan Türsen’in DSP bayrağı altında seçim kazanması bu atmosferde kimse için sürpriz sayılmaz.
Çiğli’de iddia edildiği gibi Metin Solak-Sıddık Soysal ittifakı yerel dengeyi mutlak suretli etkiler. AK Parti adayı Yılmaz’ın bile bu çatlakla birlikte iştahlandığını görüyorum.
Konak’ta DSP Hakan Tartan gibi kabul edilmesi gereken bir güçle sahaya iniyor. Tartan’ın sahaya inişi AK Parti adayı İlknur Denizli’yi de umutlandırmış görünüyor. CHP adayı Sema Pekdaş’a çift taraflı ateş etmesi beklenen Tartan ve Denizli sonuç alamasa da CHP gemisinde ciddi hasar açabilirler.  
Karabağlar’da Başkan Sıtkı Kürüm’ün küskünlüğü CHP adayı Selvitopu’nu zorlayabilir. Kaldı ki AK Parti’nin adayı Necip Kalkan’ın kentteki genel atmosferden olumlu etkilendiği aşikar…
Bayraklı’da Hüseyin Aslan’ın DSP ile sahaya inmesi kritik maçın seyrini değiştirmeye yeter. CHP açısından zaten zor görünen Bayraklı, Aslan’la birlikte biraz daha uzaklaşmıştır. Hasan Karabağ kendisine fazla güvense de İsmail Sarı ve Hüseyin Aslan’ın da potada hak iddia ettiği bir süreci yaşayabiliriz.
Buca’da Cemil Şeboy’un son süreçteki kırılmalarla daha fazla umutlandığını, Gaziemir’de bile olası bir Fikret Kar operasyonuyla DSP’nin yelkeninin şişme ihtimalini göz ardı edemeyiz.
Menderes’te Ergun Özgün’ün DSP’den yarışa katılması en fazla AK Parti adayı Bülent Soylu’yu memnun etmiştir. Rakibinin tam ortadan ikiye ayrılması kimi memnun etmez ki!
Güzelbahçe ve Torbalı’da da DSP’nin CHP’li küskünlerle yarışa girmesinin sonuca etki edebileceği konuşuluyor. Bilhassa Torbalı’da…
Selçuk’ta, Seferihisar’da, Ödemiş’te hatta Kiraz’da işler CHP açısından zaten kolay sayılmazdı. Bu ilçelerde DSP’ye gerek kalmadan rakibin elinde de güçlü kartlar vardı çünkü.
Foça’da küskün kızgın CHP’li Osman Mert’in DSP şemsiyesine girmesi, Dikili’de küskün Başkan Vekili Yusuf Altıparmak’ın Ak Güvercin’i uçurması… Bakırçay’ın bu ikili ilçesinde de tablo CHP’nin aleyhine gelişiyor. Bu ilçelerde yarışı MHP’nin kazanabileceği ifade ediliyor. Hakeza Bayındır'da küskün CHP'li Eski İlçe Başkanı Hüseyin Tamer Yanık'ın Ak Güvercin'e 'evet' demesi..
Bornova’da CHP’nin diğer ilçelere nazaran daha rahat olduğunu söyleyebiliriz. Ve Narlıdere, Balçova dışında pek çok kentte ‘seçim korkusu’ yaşandığını da kabul etmek zorundayız. DSP’nin oyuna girmesiyle değişen tablo CHP’lilerin moralini bozarken rakipleri motive etmeye devam ediyor.
Liste savaşlarından önce CHP’nin tüm ilçeleri silip süpüreceği algısı terse dönerken sadece AK Parti’nin değil DSP ve MHP’nin de umutlandığı bir süreci yaşıyoruz.
Tabi ki CHP, 10-15 ilçede kaybedecek noktaya düşürülmesinin muhasebesini seçimin ardından yapacaktır. Listeye yaptığı müdahalelerle seçimin/listenin tüm sorumluluğunu üzerine alan Aziz Başkan, her şeye rağmen başarılı olur, gerek oy oranı gerekse kazanılan ilçe sayısında 2009’un üzerine çıkarsa, kentin siyasi imparatoru olur.
Ama yukarıda saydığımız gibi daha çok intikam/hesap sorma refleksiyle karşısına dikilmiş DSP’lilerin bölen etkisiyle ilçelerde hezimet yaşarsa, kentte de parti içinde de siyaseten en tartışmalı isimlerden biri olacaktır.
Bugün için görünen köy kadar net olan budur.