GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ali SÖZER
YAZARLAR
5 Haziran 2012 Salı

Kentlilerimiz de öteki insanlardan az suçlu değildir!

Kentliler kendilerini özgür sanırlar. Oysa kentin anlamsız planı, zevksiz evleri onları tutsak almıştır. Zamanlarını bütün uzunluğuyla yaşayamazlar.
 
Kentte tarihi olmayan şeylerin tarihi yazılır. Dürbünün ters ucuyla kent yaşamına bakılır. Bu ters uç bakışında yaşam kargaşa ve saçmadır. Ama gene de onun sürüp gitmesine engel olamazlar. Aslında kentli özgür değildir. Kendi özgür olmadığı gibi evinin ve arabasının da özgürlüğü yoktur.
 
Bela olağan şeydir. Başlarına gelince de zor inanırlar. Doğa olayları, yağmur, sel baskını, fırtına ve en korkuncu da deprem, kentlerde alabildiğine yaşanır. Bu belalarla da özgürlük kendiliğinden biter. O zaman Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başkan, Kızılay devreye girer. Kent adına yapılan yanlışlara çözüm gökyüzünde aranır.
 
Diğer yanda belediyeler de vatandaşı esir almıştır. Su, ulaşım, yapım ruhsatı, açma ruhsatı, defin ruhsatı vs. Özgürce çeşmelerden su içemezsin, istediğin yere gidemezsin, istediğin yere evini yapamazsın, istediğin işyerini açamazsın ve istediğin yere de gömülemezsin.
Son paragraftaki yasalar, yönetmelikler sanki milattan önce yapılmıştır. Çünkü kafalar çağdaş değildir. 
 
İzmir kentinin büyük kısmı plansızlığın ve arabeskliğin Türkiye örneğidir. Bu noktada İzmir’de yaşayan mimar, inşaat mühendisi ve şehir plancılarına sitemim vardır. Yakın tarihimizde İzmir belediye başkanlarını hatırlayalım. Bunları sevgili Ümit Yaldız iki yıl önce sıralamıştı. Oduncu Osman Kibar, Boksör İhsan Alyanak, Defterdar Burhan Özfatura, Hukukçu Yüksel Çakmur, Soğuk Hava Depocu Ahmet Piriştina ve şimdiki Başkan. İnşaat Mühendisleri İzmir Şubesinin kuruluşunda, sevgili Osman Özgüven, Birol Bora, Mustafa Arkun ve çok değerli arkadaşlarımla emeklerimiz olmuştur. Hala üniversitenin vereceği dersleri verme özentisinde olan mimar, inşaat mühendisi ve şehir plancıları odalarının üyelerine bu kentin kurtuluşunun mega projelerini sunmalarını, yerel yönetimlere bizzat veya dolaylı katkılarını beklemekteyim. Yoksa bu kentin mimar, inşaat mühendisi ve şehir plancılarının nerede yaşadığını, bunların içinde olan bir insan olarak bilemediğimi söylemek durumundayım. Hele kent halkı, bunları her şeye itirazda değerlendirmektedir. İzmir kentinde zaten hayat paylaşımı dengesizdir.

Uzaktan çalan kaval sesi hoş gelir ama kent halkına bu ses detone gelmektedir. İki yıl sonraki yerel yönetimlerde bütün mimar, inşaat mühendisi ve şehir plancılarının görev almalarını umut etmekteyim.