GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
22 Şubat 2022 Salı

Hayat hırsızının vicdanı!

Şimdi…

Başlığa bakıp, “Vicdanı olsa zaten hırsızlık yapmaz!” diyenler olacaktır…

Doğrudur…

Ancak…

Vicdanının sesine sağır kalanların sayısı…

Giderek çoğalıyorsa bu güzel ülkemde…

O zaman…

Eyvah… Eyvah…

Oysa…

Dünyanın her köşesinde kabul gören bir inanışa göre…

İnsanoğlu, dünyaya…

Kafasında ve yüreğindeki “iç mahkeme” ile gelir…

Bunun adına “vicdan” denir…

Döneceğiz, tekrar bizi biz yapan vicdana!

***

Bu dünyada adı konmamış bir acı varsa…

Doğarken…

Başa gelen kara yazgıdır!

Aynen…

2.5 yaşındaki talihsiz Alpaslan’ın…

Kahreden yazgısı gibi…

***

Habibe ve Ömer Sarıboğa çifti…

Aydın’ın İncirliova İlçesi’nde yaşıyor…

10 Ağustos 2019’da…

İkizleri dünyaya geldi…

Birine “Metehan”, diğerine “Alpaslan” adını yakıştırdılar…

Deli gibi sevinmişlerdi…

Ne var ki…

İki ay sonra sevinçleri kara kadere dönüştü…

İkizlerden Alpaslan…

Kollarını ve ayaklarını hareket ettiremiyordu…

Hastaneye koştular…

İki cümlelik teşhis…

O talihsiz anne-babayı perişan etmeye yetti…

Alpaslan’cık, gözlerini dünyaya…

SMA hastası olarak açmıştı…

Bundan daha korkunç haber olamazdı…

Omurilikteki motor sinir hücrelerini etkilediği için…

Bebeklerin…

Yürüme, yemek yeme ve nefes alma gibi…

Temel kabiliyetlerini ortadan kaldırıyor…

Kas kaybı ve zayıflığa neden oluyordu…

Bebekler için bir numaralı genetik ölüm nedeniydi…

Alpaslan…

Anneciğinin, babacığının gözleri önünde eriyordu…

Buna hangi yürek dayanabilirdi ki?

***

Gencecik Sarıboğa çifti…

Savaşmaya karar verdi, o melun hastalıkla…

Yurt dışında uygulanan tedavi ve ilaçlar…

Milyon dolarla telaffuz ediliyordu…

Hiç zaman kaybetmeden…

Aydın genelinde yardım kampanyası düzenlendi…

Sayısız kurum-kuruluş destek verdi…

Gözü yaşlı gencecik anne…

Sosyal medya hesabından…

Her akşam canlı yayın yaparak bağış toplamaya çalışıyordu…

Beş lira, 10 lira fark etmiyordu…

Önemli olan…

O kuruşların cana can katmak için yaptığı iyilik yarışıydı…

Birçok kentte…

İşyerlerine özel izinle yardım kumbaraları yerleştirildi…

O kumbaralardan biri de…

İzmir’in Buca ilçesindeki ekmek fırınına emanet edildi…

O da ne?

İki gün önce…

O yardım kumbarası…

İçindeki paralarla birlikte çalındı…

O anlar, fırının güvenlik kameralarına yansıdı…

Kaç lira vardı ki, kumbaranın içinde…

En çok 100 lira, belki 200 TL…

Polis görüntüleri izledi, “hayat hırsızı”nın eşkalini belirledi…

Şüphelinin yakalanması an meselesi…

Hoş…

Yakalansa ne olacak?

Olsa olsa…

Türkiye’nin bugünkü fotoğrafını hatırlatırcasına…

“Açtım, yardım parasını onun için çaldım!” diyecek…

Yazın bunu bi’kenara!

***

Bitiriyoruz…

O acılı anne ve baba…

Parmak kadar Alpaslan gözlerinin önünde…

Eriyip gitmesin, hayata tutunsun diye…

Gözyaşlarını biriktirir gibi…

Gereken parayı toplayabilmek adına her yolu deniyorlar…

Baba Ömer…

Şehir şehir dolaşıp…

Yavrusunu yaşatmak adına sesini duyurmaya çalışıyor…

Diğer yandan…

Alpaslan’ın bağış kutusu…

Güpegündüz çalınıyor…

Bu fani dünya…

Böyle mi dönmeye devam edecek?

Ah vicdan…

Nerelere saklandın?

Nokta…

Sonsöz: “Vicdan, aslında kalbin kendisi… İnsan olabilmeyi anlatıyor… Hal böyleyken, yüreğe dokunmuyorsa bir şeyler, sızlatmıyorsa, içimizi ve dökmüyorsa gözlerden inci tanelerini, sorgulayalım kendimizi… / Anonim…”