GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
25 Kasım 2023 Cumartesi

Çare ön seçim mi?

Yerel seçim süreci başladı. Adaylık açıklamaları ve başvurular yoğunlaştı. Partiler arasında, başvuru ve aday belirleme yönteminde bazı farklılıklar bulunuyor.

Ancak bir süredir hemen her partide aday belirleme yönteminde kişisel ilişkiler ve himaye daha ağırlık basıyor. Birçok siyasetçi ve yazar da buna bağlı olarak siyasette kalite düşüşünü bu yönteme bağlamaktadır.

CHP’de yeni yönetim işbaşında. Daha göreve başlar başlamaz bu görevle karşı karşıya kaldılar. Gerçi tecrübesiz değiller, çünkü mevcut yönetimin ikiye bölünmesi şeklinde bir yenilenme gerçekleşti. Bu nedenle yeni bir vizyon henüz ortada yok.

Yeni Genel Başkan ve MYK göreve gelince, zamanlama nedeniyle üzerinde en çok durulan konulardan biri de doğal olarak aday belirleme yöntemi oldu. Merkez yoklaması mı, ön seçim mi, anket mi vb.

Ancak eski köye yeni adet gelecek gibi gözükmüyor. Yine adam adama markaj yine hatırlı kişiler ve yine iş takipçileri devrede. Ancak daha önce de hatırlattığımız gibi bu defa aday adayları iki merkez ziyaret etmek zorunda. Ankara yetmez, İstanbul’a da uğramak lazım.

Anket ile aday belirlemek sağlıksız bir yöntemdir. Meslek hayatım boyunca yaklaşık 25 yıl bunun hem dersini verdim hem de yüzü aşkın anket yönettim. Anket ile memnuniyet ve popülerlik ölçülebilir ama nitelik bulunamaz.

Eğer anket ile aday aransaydı Ankara’da Mansur Yavaş bulunabilirdi ama ne İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ne de İzmir’de Tunç Soyer adaylık şansı bulabilirdi. İlçelerde de mevcut başkanlar veya eski başkanlar çıkardı anketlerden. Metropol hayatında seçmen nereden tanısın ki, yeni adayları…

Önseçim yöntemi de her ne kadar demokratik bir yöntem olarak görülse de, sosyolojik gerçekler dikkate alındığında hiç de öyle olmadığı ortaya çıkar. Bundan 30-40 yıl önce önseçimin anlamı farklıydı, bugün tamamen farklı. Büyük şehirlere yığılmış göçmen kitleleri pre modern dayanışma örüntüleri oluşturarak hemşerilik ve mezhep dayanışması ile toplumun diğer kesimlerine bu alanları kapatma eğilimindedirler. Birçok parti ilçe örgütü ve belediye meclisleri tamamen bu ilişkilere göre şekillenmektedir.

Bundan iki seçim öncesinde yapılan önseçime tamamen mezhepçilik damgasını vurmuş ve genel merkez araya kontenjanlar ekleyerek kısmen denge sağlamaya çalışmıştı.

Merkez yoklamasında adam kayırma ve kişisel bağlantılar, önseçimde ise bölgecilik ve mezhepçilik Cumhuriyetçiliği ve çağdaş demokrasiyi aşındıran yöntemlerdir. Peki, ne yapmak lazım? Ülkenin ve dönemin sosyolojik özellikleri ve bunun parti örgütlerine yansımasını hesaba katarak karma yöntemler denenebilir.

Aksi halde mevcut yöntem ve pre modern bağlarla, siyasette zaten oldukça kötü durumda olan kalite düşüşü devam etmek zorunda kalacaktır.