Çağrı

Hele de bu günlerde daha da önem kazanıyor bir çağrı... Grup Başkanvekili Özgür Özel’in CHP’ye dön... daveti !

Bergama’dan yaklaşığıyla diyor ki ;

Baba evinden farklı sebeplerle ayrılırız ; Evlenip ayrılanlar olur. İş kurup gidenler olur. Ama herkes bilir ki ; huzurun kaçarsa baba evi seni bekler. İşin bozulursa baba evinde çorba kaynar.

Yoksulların, köylülerin, zor durumdaki esnafın ve artık Türkiye’nin... Atatürk’ün kurduğu partiye ihtiyacı olduğunu düşünen herkes için...Burada baş köşede yer vardır.

Baba evinin tapusunda... Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Bülent Ecevit’in, Deniz Baykal’ın, İsmet İnönü’nün adları yazmaz.

Tapu tek bir kişi adına kayıtlıdır... O da

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Atatürk’ümü, Ülkemi, Vatanımı, Bayrağımı seviyorum diyen herkesi, baba evinde yerini almaya... davet ediyorum !

***

Hele de, köylünün, işçinin, esnafın, sağlık çalışanlarının ve toplumun her kesiminin sorunlarının çözümü için... canını dişine takmış bir Genel Başkan için,

Hele de... halkın ekonomik, sosyal ve siyasal gelişimi için... yüreklice mücadele eden Genel Başkan için... Bu çağrı,

Partide yeni bir çığır açar nitelikte!

Genel Başkan Kılıçdaroğlu diyor ki :

“Ne yaparsanız yapın... ne söylerseniz söyleyin, Yiğide savaş bayramdır...!”

Gidenler gelmeli... Parti bayram etmeli.

***

Ne var ki...

Dışa karşı Doğrucu Davut olanlar,

içe karşı... kendilerini aut etmezlerse çağrılar daha da bir karşılık bulur ve neler olmaz ki ;

Hem dış mücadele, hem de parti iç demokrasi, birlikte güçlendirilir.

Siyasi Partiler Kanununda ve parti tüzüğünde önseçim kuralı istisna edilmez, herkese... fırsat eşitliği sağlanır.

Ak saçlı’ların başka partilerde yaşlanarak gelmedikleri... bu partide yaşlandıkları da göz ardı edilmez.

Yerelde...

Gücün kimde olduğuna bakılarak tavır belirlenmez.

Başkan her zaman haklıdır, haksız olsa bile... anlayışı geçerli olmaz.

Sadece Başkanın sesi değil... Halkın sesi olunur.

Seçim isteyen bir Belediye Başkanı,

“Siz daha iyi bilirsiniz başganım” diyen üyelere, gelecek yıl da... kanmaz!

***

13-14 Nisanda Hürriyet’teki köşesinde

Yalçın Bayer... özetle yazıyor ki ;

‘Artık yarış, eleştiri yoktur, aday da yoktur.

Parti grubunda... belediyeler için yapılan ihtisas komisyonlarına aday gösterileceklerin seçimleri, yönetmeliğe göre “ kapalı oy, açık tasnif “ şeklindedir.

Ama buna rağmen neredeyse hiç bir belediye de bu hüküm uygulanmıyor. Başkanların ve yakın arkadaşlarının belirlediği listeler parti grubuna geliyor, sözde seçim yapılmış... sayılıyor.

San ki... Zıt bir parti örnek oluyor!’

***

İşin bir ibretlik yanının da... şu olduğu gözleniyor :

“Gizli oy, açık tasnif” kuralının ayrıcalıklı

bir hüküm olarak mevzuatında varlığı biliniyor da...

Kimilerince, adayların gizli oyla tespitini gerektiren madde hükmü görmezden geliniyor...

Diğer rutin karar alma yöntemi içine sokularak ve açık oya sunularak, güya meşrulaştırılmış oluyor!

Tasarlı yanlışlar, ısrarla da savunuluyor.

Üye hukukunda ve demokrasi de gelinen hazinlikler... Ağırları da hafifletiyor!

***

Elbette...

Gidenler dönmeli, Partiye de birlikte sahip çıkılmalı. Ama taban da... başa çıkabilmeli.