GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Rifat ÖZER
YAZARLAR
4 Nisan 2021 Pazar

Ege'den

Ege deyince önce akla... incir, üzüm ve zeytin gelir. İkisini önceleri yazmıştık.

İncir de sonuncusu olsun istedik...

Ocağıma incir ağacı diktin, ocağına

incir ağacı diktim... Eskilerden gelen

deyimdi.

İncir ağacının kökleri derinlere gider, çok güçlüdür. Yakınından geçen su borularını, kanalları... deler de geçer derler.

O yüzden evlerin yanına incir ağacı dikmezler. Kökleriyle yayılır, evleri yıkar, evi barkı dağıtır, ocağı söndürür... “Ocağına incir ağacı dikmek” sözü de buradan gelir.

***

Akdeniz Akademisi 2018 yılında “ İncirin Akdeniz’deki Yolculuğu “ konulu konferans düzenledi. Sunulan bildiriler de, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kültür yayınları arasında kitaplaştırıldı...

Bildirileri okuduğumuzda gördük ki...

İncir ağacı ocağı söndürmüyor, aslında ocağı yakıyor... tencereyi kaynatıyor !

Dr. Derya Nizam’a göre... Anadolu’nun ilk devleti Hitit’lerin, çivi yazılı tabletlerinde kaydı bulunuyor. 80 milyon yıldır geniş gıda ağının kalbini oluşturuyor. Eski Mısır ve Yunan’da verimlilik sembolü oluyor...

Turistik eşya dükkanlarında görürüz ya hani... boyundan büyük cinsel organıyla, Lapseki’li Tanrı Priapos’un heykellerini. Doğruluk ve bereket sembolü! Antik dönemde incir ağacından yapılırmış.

Doç.Dr. Ahmet Uhri... bilgi dolu konferans bildirisinde ; İncir sözcüğünün Farsça’dan dilimize girdiğini belirtiyor, gerçek anlamlarını da... yazıyor!

Anadolu’nun bazı yörelerinde bu sözcüklerin kimisine utandırıcı nitelik yüklenmesi üzerine de... ‘yemiş’ sözcüğünün tercih edildiğini söylüyor !

İsabel Allende’ye göre de... incir Avrupa’da biçim ve rengi nedeniyle afrodizyak olarak kabul ediliyor...!’

***

Dr. Erkan Serçe’ye göre...

Tarih boyunca İzmir pek çok sıfatlarla birlikte anıldı : ‘Doğanın İncisi’ , ‘Küçük Asyanın Tacı’ , ‘Levant’ın Yıldızı’ , ‘Küçük Paris’ gibi. 1850 den itibaren de ‘İncir Şehri’ sıfatı ekleniyor...

Dr. Eren Akçiçek’e göre...

Türkiye dünyanın en fazla incir üreten ülkesidir. 2013’de 298.914 tonla dünya toplam üretiminin % 28,8 ini sağlamıştır.

Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde ;

Antioksidan, antikanser, antiviral, karaciğer koruyucu, bağışıklık düzenleyici, kolestrol düşürücü, ateş düşürücü, iltihap önleyici... etkinliği gösterilmiştir görülüyor.

Neredeyse her derde deva oluyor!

Zaro Ağa... 160 yaşında öldü. Avrupa’da basılan kartlarda... uzun yaşamasının sırrı olarak İzmir incirini ve üzümünü yemesi, Türk tütünü içmesi gösterildi diyor...

***

Zaro Ağa’dan söz edilmişken...

Mahmut Şatır, ‘ Sıra Dışı Bir Gakgoş ‘ adlı kitabında anlatıyor ;

Zaro Ağa... 1774 de Bitlis’te doğdu. Yakışıklı, iri yarı, güçlü kuvvetli bir kişi idi.

19-20 evlilik yaptı. Çeşitli savaşlara katıldı.

İstanbul’da inşaatlarda çalıştı. Hamal teşkilatı kurdu, Hamal Başı oldu...

Amerika rüyasına kanarak... Amerika’ya götürüldü. Sirklerde en yaşlı adam olarak gösterildi... Resim çektirenlerden 10, öpenlerden 15 dolar alındı !

150 yaşında... İstanbul’a geri getirildi. Daha sonra Amerikalı bir kadından bir mektup aldı. Kadın “ Seni çok özledik... arkadaşım seninle evlenmek istiyor” diye yazmış. Zaro Ağa belki lazım olur diye mektubu katlayıp... bir kenara koymuş!

Zaro Ağa 1934 de Şişli Eftal Hastenesinde 160 yaşında öldü... Mektubu bulup okuyan 92 yaşındaki kızlarından biri :

“Zavallı babam dünyasına doyamadan gitti..!” demiş.

İyi Pazarlar...