GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nüvit TOKDEMİR
YAZARLAR
20 Eylül 2010 Pazartesi

Beleşçiler önlenemiyor!..

Bucaspor için yoğun bir hafta sonu oldu...
İzmir'de Galatasaray'ı ağırlarken, yönetim olarak büyük bir telaşa düştüler! Yok bilet fiyatları, yok "beleşçileri" önlemek derken, bilette bir ölçü tutturabildiler ama yine de bir grup yandaşa yaranamadılar. Onlar yine bildiğine okudu, sahada oynanan futbolu bir yana bırakıp, tribünleri kısa süreli de olsa etkileri altına almayı başardılar...
Neymiş, yönetim olay çıkaran yandaşa sahip çıkmalıy mış; Neymiş, yönetim kapıları açtırmalıy mış!..
Evet, yönetim kapıları açtıracak, para verip o tribünlere gelenleri "enayi" konumuna sokmuş olacak, "istifa" diye bağıranlara ve onlara alkış tutanlara yaranmış olacaktı öyle mi?
Dünyanın hiç bir ülkesinde böylesi bir beklenti olmamıştır.
Ülkemizde ise durum vahim denilecek düzeydedir. Yöneticilerin, bir grup taraftar üzerinde etkilerini sürdürebilmelerinden beslenen bu sistemle tribünlerdeki olaylar da artmış, "beleşçilik" futbol izleyeninde bir alışkanlığa dönüşmüştür.
Beğendiğin yönetim mi var ve sen de içinde misin, dağıt bedava bileti, yerleştir tribüne 90 dakika boyunca alkışlat kendini; Yok beğenmiyor ve de istemiyor musun, kur grubu, ver ellerine biletleri gönder stada bağırsınlar "istifa" diye...
Uzun yıllar öncesinden geliştirilen bu sistemle, yöneticiler kendileri için bir "canavar" yaratmış oldular ve şimdilerde de önüne geçemiyorlar; Geçmeleri de çok zor görünüyor...
Bucaspor yönetiminin de bu sistemden zarar gördüğü ortadadır...
Daha sezonun ilk maçı olan Beşiktaş karşılaşmasında tribünlerdeki kaçak sayısından yakınıyorlardı; Galatasaray maçında "her türlü önlemi aldık" demelerine karşın aynı sonucu yaşadılar. Ve bunun hesabını "iki maçta 1 milyonluk zarar" olarak hesaplıyorlar ki, doğrudur...
İyi hoş ama bu kaçak nereden kaynaklanıyor?
Daha önceleri de yazmıştım, kapılarda sağlıklı bir sistem kurmak ve devletin ve özel güvenlik güçlerinin içeriye adam sokmasının önüne geçmek çözümdür...
Ne var ki, Bucaspor yönetimi hafta içinde yaptığı bir açıklama ile şaşkınlık yarattı. Hani güvenlik güçlerinin adam sokmasının önünü kesmek istiyorlar ya, "Birer davetiye bizden" dediler...
Bu nasıl anlayıştır çözemedim. Yani kısaca bırakın kaçağın önünü kesmeyi, bir anlamda destek verdiler!..
Maç akşamı kapıların önünde elinde 1 davetiyesi olup da 2 ya da 3 kişi geleni mi; Yöneticilerin arkadaşları ve aile yakınlarının kapı önlerinde verdiği "beleş girme" mücadelesi mi, ne ararsanız vardı. Kapılara güvenliğin yanısıra, "60 kişiyi yerleştirdik, kaçak olmayacak" diyen yönetimin bu görüntüler sonrasında çıkıp, "zarar ediyoruz, kaçak var" demesini, kızmasınlar ama ben normal karşılamıyorum.
Evet bu statta her büyük maçta kaçak sorunu vardır ve bu sistem yürüdükçe de olacaktır. Önemli olan içinizdeki sorunları çözmektir...
Kapılara kendi görevlilerini yerleştirdiğin halde sorunu çözemiyorsan, kaçak bahane olur dilinizde!..
Bakın işte o tribünlerde 40 bin kişiye yakın futbolsevere karşın, sahada futbol adına bir gelişme olmayınca nelere takılıp kaldık...
Ne Bucaspor, rakibine göre çok rahat olmasına karşın futboluyla, galibiyeti isteme arzusuyla bir renk katabildi geceye; Ne de her koşulda toparlanması için kazanması zorunlu olan Galatasaray...
Ayhan'ın yoktan varettiği pozisyonda vurduğu top da gol olmasa, sulandırılmış(!) patates tarlasından umutsuzluk çıkardı futbol adına!..

XXX
 
Bir gün sonra Atatürk Stadı'nda, Altay-Karşıyaka İzmir derbisi vardı... Bu derbiden, daha akılcı oynayan, kazanmayı daha çok istediği görülen Altay zaferle çıktı ve ilk yengisini alarak rahatladı. Bir anlamda bu yengi siyah-beyazlıların rakibi üzerindeki etkisini de ortaya koydu. Son yılların istatistikleri Altay'ın büyük arayla önde olduğunu gösteriyor.
Şimdi Karşıyaka'da "acil" önlemler söz konusu olacak. Nitekim deneyimli teknik adam Kemal Kılıç, "Oynadığımız futbol ne olursa olsun artık mutlaka kazanmalıyız, bunu sürekliliğe dönüştürmeliyiz" diyerek yaşanan sıkıntıya işaret ediyor.
Oynanan futbola bakınca, zaten iki takımın arasında büyük fark olduğunu düşünmek yanlış olur. "Al birini vur ötekine" desek yeridir. Ancak, Altay'ın rakibinin eksiklerinden yararlandığını söylemeliyiz. Bu da kendilerine 3 puanı getirdi...
Önümüzdeki haftalar ne gösterecek bakalım!..