GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nüvit TOKDEMİR
YAZARLAR
21 Temmuz 2010 Çarşamba

Düş ve gerçek...

Kıyı Ege'de devinimli günler sürüyor...
Gençlik, alabildiğine çılgınca bir tatil havasında!..’¶
Kimi sporu önde tutuyor, kimi gününü gün etme çabasında. Bilinçli spor yapma uğraşında olanlar, aynı zamanda gelecek kaygısı olanlar; Yaşama tutunmayı, spordan nemalanmayı kafasına yerleştirmiş ve bir yaşam biçimi olarak algılamış olanlar verdikleri mücadeleye yenik düşmeme uğraşındalar...
Tatil yörelerinde özellikle yüzme, voleybol ve basketbol dallarında mevsimlik antrenörlüğü benimsemiş beden eğiti öğretmenleriyle söyleşiyoruz...
Tümünün sıkıntısı kadrosuzluk ve açıkta bekliyor olmak...
Hükümetin kendilerine karşı vurdumduymaz davranmasına karşı "bıçak kemiğe dayandı" diyorlar...
Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu mezunu bu genç insanlar, mevsimlik okullarda ayda 600 lira gibi komik rakamlara ve artı olarak getirdikleri öğrenci sayısına göre alacakları prime dayalı olarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar...
Üniversiteye girerken kurdukları düş ile bugün yaşadıkları gerçek onları bir bunalımın eşiğine getirmiş durumda..
"Bu ülkede üniversite bitirmiş bir mesleki bilgi ve yetiye sahip insan olarak ne yapabilirim? Devlet bana neden sahip çıkmıyor? Ben daha ne yapmalıyım ki?" gibi sorulara yanıot arıyor binlerce beden eğitimi öğretmeni...
Sahi biz bu insanlara bugün değil de, ne zaman sahip çıkacağız?
Çok geç kaldığımız, bir politikasını bile oluşturamadığımız sporda, salt ithal sporcular ve bir kaç uluslararası düzenlemeye ev sahipliği yapmakla "çağcıl" olduğumuzu düşünüyoruz...
Oysa şöyle bir geçmişe baktığımızda, özellikle bireysel spor dallarında, kendi yetenekleriyle öne çıkmış nice şampiyonlar ve onları yetiştirmiş nice onur abidesi isimlerle karşılaşıyoruz...
Ülkemizin, gizil kalmış sporcularının ve onları yetiştiren teknik adamlarımızın yazgısı, bugün sporumuzu yönettiği düşüncesinde olan insanların iki dudağından çıkan sözcüklere kaldığında, başarıyı düşünmek düşten öte geçmiyor...
Ege kıyılarında denizin, havuzun, yelkenin, sörfün, voleybolun, basketbolun gelecek kuşağı olma uğraşındaki genç yetenekleri izlerken düşündüm tüm bunları...
Sevgili Aybars Hünalp, "Ne oldu sizin o meşhur yüzücülerinize, atletlerinize? Nerede o isimleri yetiştiren hocalar?" diye sorduğunda bir düşten uyanıp gerçeğe döndüm...
Sahi nerede İzmir ve Ege'nin o sporcu zenginliği?
Yoksa artık her şey futbola mı bağlı?
Yazık... Hem de çok yazık!..
Ne seçici kadrolarımızı ne de bilimsel derinliği olan insan zenginliğimizi kullanamıyoruz...
Daha ne demeli ki?..