Altınordu'ya bir bilen geliyor...

Altınordu'yla ilgili nuzunca bir süredir yazmıyorum...
Bu sürece sevinenler (!) kadar üzülenlerin de olduğu kuşkusuz...
Benim gönlümdeki Altınordu, Cumhuriyet'le yaşıt olmuş bir köklü kulüp ve o değerlere eşit yaşatılandır.
Bugün hangi koşullarda yönetildiğini; değerinin nerelerde olduğunu; kalitesi ve ölçüleriyle ne olduğunu tartışabiliriz...
Her ne olursa olsun, Altınordu İzmir için farklı, İzmir Altınordu ile daha bir farklıdır...
Yani, İzmir'linin bu takım için söyleyecekleri olduğu kadar, bugün kulübün asli üyesi olan, yarınlarını güçlendirecek eski ağabeyleri de vardır...
Vardır, çünkü onlar bu takım için canlarını vermeye adaydırlar...
Vardır, çünkü onlar kırmızı-lacivert renklere gönül vermişliğin ne olduğunun bilincindedirler...
Sanmayın ki, her şey gönülden geçiyor. Ve düşünmeyin ki o gönül zenginliğinde bitiyor her şey!
Altınordu sevdası, insanları bir farklı kılan; Bir kent yönetiminden öte kılan; Sevgiyi bir güneş sıcaklığına, insanları bir yürek olmaya çağıran sevdadır!..
Bilen bilir...
Nice yürekler vermiştir insanlar bu sevda uğruna ve nice sevgiyi paylaşmışlardır aynı yürekle!...
Şimdi, çok uzun zamandır yazmadığım Altınordu için ilk kez yazıyorum... Bana mesaj gönderen, "işte senin eleştirdiğin Altınordu hedefe koşuyor" diyen arkadaşıma sesleniyorum. Sessiz ama sakin sesleniyorum...
Sevgili kardeşim; Ben Altınordu teknik adamların TFF'ye başvurduğu; Yetmedi futbolcularının da aynı yolu seçtiği bir yönetimden sözediyordum...
Yani borç içindeki bir Altınordu'dan!...
Hastane binasının, 60, yetmedi 40 ve en son olarak 25 bin liraya kiraya verilmesinden sözediyor ve Altınordu'nun zarara uğratılmaması gerektiğini vurguluyordum...
Bir bakar mısınız, Altınordu bugün tesislerini 20 bin liraya kiralayabilecek durumda bile değildir. Kiralanması söz konusu olan hastane bu anlaşmadan vazgeçmiştir gelen haberlere göre!...
O halde, kim hatalıdır? Bugün futbolcularının TFF'ye gitmesini engellleyemeyen yönetim mi? Amerika'da TFF gezisinde gününü gün edip futbolcularının geleciğini görmeyen yöneticiler mi? Kim ya da kimler bir bilen var mı?
Aslında bir bilen var diyor Altınordu'lular...
Mustafa Bilen başkanlığında, Sinan Bezircilioğlu, İsmail Güler, Yetkiner Turan, Nihat Muhtar, Rıza Mutkilioğlu, Salih Beygirci ve Şinasi Zabuncuoğlu'nu almış ya! Bir de Hasan Yıldırım gelirse herşey tamam olacak...
Peki, imzalanamayan, savsaklanan hastane sözleşmesi ve geçmişe dönük hesapları kim soracak?
Mustafa Bilen, tüm Altınordu'luların düşündüğü gibi alacaklarını tahsil etmeye mi geliyor, yoksa bu takımı ikinci lige ulaştırmaya mı?
İnanın kimse bu soruların yanıtını bilmiyor...
Yoksa Mustafa Bilen bunca borca karşın nasıl bir bilen olacak?